Er-Rahman ve Er-Rahim (c.c)

Er-Rahman ve Er-Rahim (c.c)

Rahman isminin tecellilerini, en güzel bir şekilde Rahman Suresi`nde okumak mümkündür! Sure, varlıklar için en büyük nimet olan merhameti sonsuz bir Rab`lerinin varlığını ifade eden Rahman sıfatını zikir ile başlar...

Bismillahirrahmanirrahim

Rahman ve Rahim isimleri, rahm ve rahmet kökünden gelen iki isimdir. Üstad Bediüzzaman; bu iki sıfatın Cenab-ı Hak hakkında, müteşabih olarak kullanıldığını yani benzetme yoluyla bilinmeyen sıra dışı manaları, hakikatleri zihinlere yakınlaştırıp kabul ettirmek için hikmetle böyle bir ifadenin tercih edildiğini haber verir.

Rahman: Mecbur olmadığı halde mahlûkatı yaratan, ihtiyaçlarını, rızklarını ve sayısız nimetleri mümin-kâfir, hayvan-bitki demeden veren, kabiliyetlerine göre yaşatan, mahlûkat hakkında hep hayır ve iyilik irade eden; büyük rahmet, nizam ve adalet sahibidir.

Üstad; sübûti sıfatlara işaret eden Rahman isminin, Rezzak manasında olduğunu, bütün bu sıfatlarla kâinattaki her şeyi idare ve terbiye ettiğini yani rububiyetini icra ettiğini haber verir. Bu fiillere dikkatle baktığımızda nazarımıza çarpan şeyin “şefkat” olduğunu yani her şeyi varabileceği kemal noktasına getirme işini, şefkat ile gerçekleştirdiğini göreceğiz. Bunun ispatı, varlıkların ihtiyaç ve rızıklarını şefkatle vermesidir. Sanki o rızık, cisimleşmiş bir şefkat; hayvanların güzel ve yanık sesli nağmeleri de Rahman’ın hediyeleri karşısında ortaya koydukları teşekkür gibidir. Rızıkları farklı farklı olan varlıkları rızıklandırması, Rahman isminin Rezzak manasında tecelli ve tezahürüdür. Mahlûkatın fakrı da onları büyük rahmet sahibi anlamındaki Rahman ismine ulaştırır. Bahar ve canlılar hep birlikte yüksek sesle “Ya Rahman, ya Rahman” diye zikrederler.

“O Rahman (kudret ve hâkimiyetiyle) arş’a hâkim oldu.” (Taha / 5) mealindeki ayette bu ismin tecellisinin, rububiyet tasarruflarının merkezinde olduğuna bir işaret vardır. Yani yaratma, idare etme, rızıklandırma, koruma, ödüllendirme, cezalandırma gibi bütün fiillerinde Allah isminden sonra ikinci özel isim olan Rahman isminin tecellilerinin hâkim olduğuna işaret edilmiştir.     

“Rahmetim gazabımı geçmiştir” manasındaki hadis-i kudsi de bu manayı teyit eder.

Rahman isminin tecellilerini, en güzel bir şekilde Rahman Suresi’nde okumak mümkündür! Sure, varlıklar için en büyük nimet olan merhameti sonsuz bir Rab’lerinin varlığını ifade eden Rahman sıfatını zikir ile başlar. Daha sonra rahmetin bir sonucu olarak yaratılan, yaşatılan ve imtihana tabi tutulan ins ve cine verilen nimetler bir bir zikredilir. Bu nimetlerin başında da “Kuran’ı öğretmeyi” sayarak Kur’an-ı Kerim’in inzalinin Rahman’ın rahmetinin en güzel ve en büyük bir sonucu olduğu nazara verilir. “Kur’an-ı Kerim’i öğretmekle” en büyük nimet olan Cenab-ı Hakk’a muhatap olma; O’nu tanıma, sevme, rızasına erme ve dünyada nimetlendiğimiz rahmetin devamını ahiret yurdunda cennetle kazanma özelliğinden dolayı başta zikredilir.

Üçüncü ve dördüncü ayetlerde, kâinat ağacının meyvesi olan yani rahmeti en güzel okutan “insanı” yaratma ve ona “beyanı öğretme” gelmiştir. Beyandan kastedilen; akıl ve irade sahibi insanın, Kur’an’dan istifadesi ile yapılan zikir, fikir, şükür, dua ve tebliğ gibi ameliyelerdir.

Daha sonra insan ve insana hizmet için yaratılan diğer varlıkların yaşam şartlarını netice veren kâinattaki nizam ve adalet nazara verilir. Sadece böyle bir nizam ve adaletle (her şeyi olması gereken yere koymakla) gerçekleşebilecek nimetler sayılır ve bu nimetlerin içinde insanların zamanla değişen ihtiyaçlarını karşılayan, Rahman’ın ilhamları olan keşiflere “Gemiler de O’nundur” sözüyle dikkat çekilir.
Göklerde ve yerde, her varlığın; her şeyi O’ndan (c.c) istediği ve rahmet tecellilerinin sonucunu doğru değerlendiremeyenin cehenneme, doğru değerlendirenin de cennete gideceği haber verilir.

Rahman’ın rahmeti şartsız - Rahim’in rahmeti ise şartlıdır;

Rahman; Cenab-ı Hakk’ın özel ismi olduğundan dolayı ezelle ilgilidir, denmiştir. Nitekim “De ki; ister Allah deyin ister Rahman deyin, nasıl çağırırsanız çağırın…” (İsra / 110) ayeti kerimesi de buna işaret eder.

Her şeyin ilk yaratılışı ve varlığının devam etmesi, Allah’ın Rahman oluşundan kaynaklanır ve cebridir. Hiç kimsenin çalışması ve seçimiyle değildir. Bundan dolayı bu tür rahmetin kullardan ortaya çıkması düşünülemez.

Rahim’in rahmeti ise şarta bağlı ve tecellileri daha çok ahirette görüleceği için ebedle ilgilidir denmiştir. Şartlı olarak merhamette bulunmak kullar tarafından yapılması mümkün olduğu için de Rahim ismi, Allah’tan başkası için de kullanılmaktadır.

Mevcudat, Cenab-ı Hakk’ın hem şartsız hem de iradelerini doğru kullandıktan sonra şarta bağlı rahmetinden istifade ederler. Bu manaya işaret etmek için birtakım âlimler; “Dünyanın Rahman’ı, ahiretin de Rahim’i” demişlerdir. Öncelik itibariyle “Rahman” sonralık itibariyle “Rahim” olduğunu ifade etmek için böyle bir tanım yapmışlardır. Gerçekte ise Yüce Allah dünyanın da ahiretin de, hem Rahman’ı hem de Rahim’idir.

Elhamdulillahirabbil’alemin.

Nevin Yapıcıoğlu / Nisanur Dergisi - Haziran 2012

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.