Erbaş, Milli Savunma Üniversitesi'nde 'din istismarı'nı anlattı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul'da Milli Savunma Üniversitesi'nde (MSÜ) "Din İstismarı" konulu konferans verdi.
MSÜ Konferans Salonu'nda, Kurmay Eğitimi alan subaylar ile üniversitenin idari ve akademik kadrosuna hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Allah'ın insanı ulvi bir gaye ile en güzel şekilde yarattığını ve Peygamberler aracılığıyla gönderdiği vahiyle iyilik, doğruluk ve güzel ahlak istikametinde insanlığa yol gösterdiğini söyledi.
Erbaş, ilk insan ve ilk Peygamber Hazreti Adem'den beri Allah'ın gönderdiği vahiy yolunun ortak adının İslam olduğunu ifade ederek, "İslam; akıl sahiplerini kendi hür iradeleriyle en iyiye, en doğruya ve en güzele ulaştıran ilahî ilkeler bütünüdür. Allah'ın emir ve yasaklarıyla çizdiği hayat tarzıdır. İslam; Âlemlerin Rabbine yürekten teslimiyettir. İslam; sorumluluk bilinciyle yeryüzünde barış için çalışmak demektir." dedi.
"İslam'ın amacı; insana yüce Yaratıcısını tanıtmak ve varoluş gayesini bildirmektir"
İslam'ın en temel iki evrensel ilkesinin Yaratana itaat ve yaratılanlara merhamet olduğuna vurgu yapan Erbaş, "İslam'ın amacı; insana yüce Yaratıcısını tanıtmak ve varoluş gayesini bildirmektir. İnsanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamaktır. İnsana kendisiyle, Rabbiyle, çevreyle ve toplumla en güzel şekilde iletişim kurması için rehberlik etmektir. Sevgi, adalet, merhamet gibi erdemleri toplumda yaşanılır kılmaktır." diye konuştu.
İslam'ın mesajlarının evrensel olduğunun altını çizen Erbaş, "İslâm tevhid dinidir. Allah'ın varlığına ve birliğine iman etmek; bütün isimleri, sıfatları ve eşsiz özellikleriyle O'nu tanımak ve O'na bağlanmak üzerine kuruludur. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz, 'Her kim İslâm'dan başka bir din ararsa, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır' diye buyuruyor." ifadelerini kullandı.
Erbaş, İslâm'ın ana kaynaklarının Kur'an-ı Kerim ve sünnet olduğunu belirterek, "Kur'an-ı Kerim, yüce Allah tarafından bütün insanlığa hidayet rehberi olarak gönderilen son ilâhî kitaptır. Sünnet; sevgili Peygamberimizin hayat tarzı, sözleri, fiilleri ve onayları olarak biz sünneti tarif ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Din istismarı, dini kendi hizmetinde kullanmaya başlayarak güç ve menfaat devşirmektir"
Din istismarının, dine dair kavramları ve değerleri kullanarak insanları etkileyip maddi veya manevi çıkar elde etmek olduğunu dile getiren Erbaş, şöyle devam etti:
Din istismarı, dinin ortaya koyduğu evrensel değerler ve iyilik yolunda gayret göstermesi gereken insanın, dini kendi hizmetinde kullanmaya başlayarak güç ve menfaat devşirmesidir. Müminlerin samimi duygularını gizli emelleri için kullanmak demektir. Din istismarı bugün ortaya çıkmış bir şey değil, tarihte pek çok örneği var. Bakara Suresi'nde, 'Onlara 'Yeryüzünde düzeni bozmayın, fesat çıkarmayın' denildiğinde, 'onlar derler ki, 'hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz' derler' buyuruluyor. Hazreti Peygamberin gelişinden sonra dini istismar edenlerin ilk örnekleri münafıklardır. Diğer bir ayette ise Rabbimiz, 'Ayetlerimizi az bir karşılığa satmayın ve bana karşı gelmekten sakının' buyurmaktadır.
Dinin fıtri bir olgu, değerli bir duygu olduğuna işaret eden Erbaş, din istismarının temel nedeninin, kişi ya da grupların, gayri meşru hedef ve yöntemlerini meşru göstermek için dinin bu gücünden yararlanma amacı olduğunu kaydetti.
Dini istismar edenlerin karakteristik özellikleri
Dini İstismar edenlerin karakteristik özelliklerini anlatan Başkan Erbaş, bu özellikleri şöyle sıraladı:
Allah ve Peygamberle görüştüğü algısı oluşturmak; Dini anlamada kendisini hakikatin kaynağı kabul etmek; Grup mensubiyetini aile, millet ve ümmet bağlılığının önüne geçirmek; Mabetleri istismar etmek; Hakikat tekelciliği yapmak; Tekfir etmek; Mehdi ve Mesih gibi sıfatlara bürünmek; Masumiyet/Günahsızlık iddiasında bulunmak; Görünmez güçlerden destek aldığını iddia etmek
Din istismarının görünümleri
Erbaş, konuşmasında din istismarının görünümlerini de şu başlıklarla açıkladı:
Allah'ın Kitabını ve Peygamberimizin sünnetini ötelemek, bâtıni yorumlar yapmak, Sahih dinî geleneği itibarsızlaştırmaya çalışmak, rüya, keşif ve ilhamı kesin delil gibi göstermek, bidat ve hurafeleri savunmak, kavramları istismar etmek, ibadetleri tahrif ve istismar etmek, takiyyeyi meşru görmek, şifa dağıtmayı ve beladan kurtarmayı vadetmek, azapla tehdit etmek.
"İslâm'ı şiddetle yan yana göstermeye çalışanlara fırsat vermemek her Müslümanın görevidir"
İslâm'ın yalnızca Müslümanlar için değil, bütün insanlar, hatta kâinattaki bütün canlılar için merhameti ve adaleti öngören bir din olduğunun altını çizen Erbaş, "İslâm, korku ve şiddet dini değil, aksine rahmet ve adalet dinidir. Unutmayalım ki, barış ve esenlik dini İslâm'ı şiddetle yan yana göstermeye çalışanlara fırsat vermemek her Müslümanın görevidir." diye konuştu.
Konferansa, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı da katıldı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.