Erdoğan: Türkiye için sistem değişikliği olabilir
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Belki de Türkiye için yeni bir sistem değişikliğini getirebilir. Yani başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemi, bunu getirebilir" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık sisteminin sinyalini verdi. Dün gece atv'de yayınlanan "Başbakan ile Gündem Özel" programında soruları cevaplayan Erdoğan, "Belki de Türkiye için yeni bir sistem değişikliğini getirebilir. Yani başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemi, bunu getirebilir" dedi.
Erdoğan, finali Konya'da yapacaklarını belirterek, 30 Mart seçimlerinde rahatsızlığı sebebiyle bu kente gidemediğini, daha sonra ise toplu açılışlar için burada bulunduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turda bitip bitmeyeceğinin sorulması üzerine Erdoğan, değişik birçok firma tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarının seçimlerin birinci turda sonuçlanacağını gösterdiği bilgisini paylaştı. Erdoğan, "Bütün gelişmeler de lehte gelişmeler olarak önümüzde duruyor. Temenni ederim ki birinci turda bu iş bitsin ve ikinci turla bir iki hafta daha kaybetmemiş olalım" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNE OTURACAKTIR"
"Doğrudan halk cumhurbaşkanını seçiyor ama Türkiye'nin durumu da biraz garip bir şekilde ne parlamenter sistemiz ne başkanlık sistemiyiz. Bir tarafta halk cumhurbaşkanını seçecek ama sistemi değişmemiş. Burada bir sıkıntı, problem çıkmayacak mı" sorusuna karşılık, Erdoğan, şunları kaydetti:
"Meclis'in seçmiş olduğu cumhurbaşkanının gücü yerine bu defa daha güçlü bir cumhurbaşkanı buna diyebiliriz. Halk bizzat seçince cumhurbaşkanı anayasadaki yetkilerinde çok daha güçlü bir şekilde karar alma durumuna gelecek. Belki de Türkiye için yeni bir sistem değişikliğini de getirebilir. Yani başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemi, bunu getirebilir. Çünkü millet bu kararıyla beraber artık bu sisteme de bence adapte olacak, bunu değerlendirmeye, incelemeye başlayacak. Türkiye bu sisteme girişiyle birlikte de çok daha farklı bir inşallah inanıyorum ki konumu yakalayacaktır. Bu da bundan sonra Türkiye'nin gündemine oturacaktır."
Başkanlık, yarı başkanlık konusunda niye ısrar ettiğinin sorulması üzerine Erdoğan, olayın kendi ısrarından öte olduğunu, anayasanın 104. maddesinde yer alıp da uygulanmayan 6-7 unsur bulunduğunu ifade etti.
“Niye acaba onlar uygulanmıyor? Bugüne kadar gelen cumhurbaşkanları bunu uygulamakta neden geri durdular?” diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelişmiş ülkelere baktığımızda en gelişmiş ülkeler acaba hangi sistemle yönetiliyor? Ülkemizin daha iyi yönetilmesini istemiyor muyuz? Daha iyi yerlere gelmesini istemiyor muyuz? Yani bundan 40 sene, 50 sene, 60 sene önce getirilmiş bir sistemin aynen korunması, aynen onunla devam etmek durumunda mıyız? Dünya nasıl bir değişim içindeyse siyasette de bizim bir güncellemeyi yapmak herhalde milletimizin desteğiyle olumlu bir adım değil mi? Burada milletimiz zaten buna destek verirse bu olacak. Muhalefet partileri ister ya da istemez. Millet ister mi istemez mi bu önemli. Yüzde 69 ile millet ‘ben seçeceğim’ derken muhalefete rağmen, bizim dışımızdaki bütün partilere, böyle bir reaksiyonu ortaya koyduğuna göre, böyle bir reaksiyon koyarsa bu olur. Yoksa şu andaki mevcut yapıyla yola devam edeceğiz. Olay budur"
Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve diğer bazı siyasetçilerin başkanlık sistemine geçmeyi düşündükleri ama başaramadıkları hatırlatılarak, "Siz bunu başarabilir misiniz'' diye sorulması üzerine, bu siyasetçilerin konuyu gündeme getirdikleri dönemde partilerinin gerileme trendinde olduğunu vurguladı.
Dolayısıyla konuyu halka anlatmakta zorlandıklarını ifade eden Erdoğan ,"Şu anda biz de aynı durumda olursak, millet bu konuda 'tamam yürü, biz bu noktada hak veriyoruz, arkandayız' derse bu iş olacak. Demediği takdirde bunu yapacak halimiz yok" diye konuştu.
Türkiye’de 1960’dan beri bir vesayet oluşturulduğu, Parlamentonun kuşatma altına alındığı, bir şekilde milli iradenin paylaştırıldığının ifade edilmesi ve ülkeyi buradan mı çıkarmayı hedeflediklerinin sorulmasına karşılık Erdoğan, "Bu, bir tanesi diyebiliriz. Bakın çok önemli olan şey. Mesela 10 Kasım 1938, Gazi Mustafa Kemal rahmetli oldu. Hemen ertesi gün Meclis kuşatma altına alındı. Niye? İsmet İnönü’yü cumhurbaşkanı yapacaklardı. Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle bir anlayış olabilir mi? Ulus’taki Meclis, hemen kuşatma altına alındı. Biz artık bunları değiştirme noktasındayız” ifadesini kullandı.
Aynı şeyin 1962’de Cemal Gürsel ile yapıldığını belirten Erdoğan, Türkiye’nin artık bunları aşması, gündemden çıkarması gerektiğini vurguladı.
ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinin devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini vurgulayarak, "Kürt kardeşlerimizin istismar edilmesine müsaade etmememiz gerekir, aynı şekilde Alevi-Sünni, böyle bir ayrışmaya asla müsaade etmememiz gerekir. Biz bu ülkede Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Roman'ı, Boşnak'ı, Arnavut'u... Hepimiz bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Çözüm süreci devam edecek mi?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Ondan hiç şüpheniz olmasın, buna mecburuz. Çünkü bu ülke terörle beraber yaşayamaz. Terörü minimize etmemiz gerekir. Terörü minimize etmek için de ülkemizin yedi bölgesinde yaşayan 77 milyon vatandaşımızla halkımızla beraber halletmemiz lazım. Kürt kardeşlerimizin istismar edilmesine müsaade etmememiz gerekir, aynı şekilde Alevi-Sünni, böyle bir ayrışmaya asla müsaade etmememiz gerekir. Biz bu ülkede Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Roman'ı, Boşnak'ı, Arnavut'u... Hepimiz bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Yaradılanı yaradandan ötürü sevmek zorundayız" diye konuştu.
Erdoğan, "Siyasilerin de sadece Sivas'a kadar bu bölgelerde örgütlenmeyip, 81 vilayetin tamamında, il, ilçe, belde örgütlenmeleri yapmaları gerektiğini" belirterek, "Şu anda AK Parti'den başka 81 vilayetin tamamında, ilçelerin tamamında, beldelerin tamamında örgütlenen parti hemen hemen yok gibi. Bu hassasiyeti, eğer demokrasi mücadelesi veriyorlarsa, bir demokratik mücadele veriyorlarsa bu adımı atmaları lazım" ifadesini kullandı.
Çözüm sürecinde 6 maddelik yasal düzenleme yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bu, ne kadar dürüst, ne kadar bu konuda samimi olduğumuzu göstermesi bakımından önemli" dedi. "Bu yasanın çıkmasına neden olan herkesi silah bırakmaya, evlerine dönmeye davet ettiklerini" aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onların döndükten sonraki durumlarına yönelik bütün tedbirlerimizi aldık, alıyoruz. Sosyal hayata intikalde herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için bütün bu tedbirleri aldık, alıyoruz. Tabii ki bu noktada kamunun birçok dilimlerinin bugüne kadar yaşadığı sıkıntılar var. Onlarla ilgili de hassasiyetimiz, idari, hukuki, cezai bütün bu dallarda ileri sürüldü, bunlar da yasada yerini aldı. Böylece bu çözüm sürecinin, inşallah cumhurbaşkanlığını kazanmamız halinde, sonuna kadar seçilmiş hükümet, seçilmiş cumhurbaşkanı birlikte yürüteceğiz. Çok daha ileri noktalara taşıyacağız"
"BALKON KONUŞMASINI, PARTİMİZİN BALKONUNDAN YAPACAĞIM"
Başbakan Erdoğan, seçimden sonra yapacağı balkon konuşmasına ilişkin bir soru üzerinde de şöyle konuştu:
"Balkon konuşmasının içeriği hakkında herhangi bir şey söylememe gerek yok ama şunu bilmenizi istiyorum, bir defa bu konuşmayı partimizin balkonundan yapacağımızı söyleyeyim. Çünkü ben partimin zaten genel başkanıyım. Partim tüm milletvekilleriyle aday göstermiş. Dolayısıyla burada yani kaç göç yapmaya gerek yok, gelip oradan konuşmamızı yapacağız. Tabii mesajlarımız bu defa bir cumhurbaşkanı sıfatıyla olacak, çok daha tabii ki farklı olacaktır. Adeta vizyon belgesinin belki de bir özeti mahiyetinde olacaktır ama 77 milyonu kucaklayan, yine onu açıkça söylüyorum bir mesajlar silsilesi olacaktır. Herkesin Tayyip Erdoğan'ı sevmesi mümkün değil. Onu söyleyeyim. Ama biz sevmenin işareti olan hizmetler noktasında, mesajlar noktasında bu mesajları vermeye devam edeceğiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.