Özkan YAMAN
Evlilik tercihinde kararsızlık ve tevekkül
Taliplileri ile ilgili kararsızlığını ve şimdiki pişmanlığını dile getiren hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“37 yaşındayım. Üniversite mezunuyum. 10 yıldır beni istemek için gelenler oldu. İlk gelen aday işsizdi, anne babası boşanmış ve babası hapisteymiş diye ben de ailem de kabul etmedik. İkinci aday, hanımını boşamıştı, yaşı da benden çok büyüktü, bir de uzak bir şehre gitmiş olacaktım, kabul etmedik. Diğeri nakliyeciymiş, uzun süre yolda oluyormuş, eve az geliyormuş, hem hiç tanımadığımız birileriydi. Bunun gibi daha başka gelenler de oldu. Bazılarını ailem onayladı ben kabul etmedim, şimdi de sanki yaşım büyük diye kimse sormuyor. Keşke o kadar kriter aramasaydım diye pişman oluyorum. Sonra, demek ki kaderim buymuş diyorum, kafam karışıyor. Anne babam, beni hep serbest bıraktılar, acaba onların dediğini mi seçseydim diyorum..”
Şu hadis-i şerifi tekrar hatırlayalım: “Dinini ve ahlakını beğendiğiniz biri kızınızı isterse, nikahlayın. Böyle yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olur.” “Ya Resulallah peki gelen kişi mal ve denklik hususunda noksan ise ne olacak?” dediler. Efendimiz(sav) şu sözünü üç kere tekrar buyurdu: “Dinini ve ahlakını beğendiğiniz size gelirse kızınızı onunla mutlaka nikahlayın.” (Tirmîzî Nikah, 3)
Meselenin önemi sadece bununla sınırlı değil. İbnu Ebi Necih(rh)'ın naklettiğine göre, Efendimiz(sav): "Kadını olmayan erkek miskindir, miskindir!" buyurdular. Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. "Evet, çokça malı olsa da!" buyurdular. Sözlerine devamla: "Kocası olmayan kadın da miskînedir miskînedir!" buyurdular. Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: "Evet, kadının çok malı olsa da!" buyurdular.(Kütüb-ü sitte, Rezin)
İlla ki, gelen kimseye hemen eyvallah oldu bu iş denmez. Ancak işi abartmanın böyle bir sonucu olacağını açıklamak için ne kaderi ne de nasip kısmeti yormaya gerek var.
Burada anneyi ve varsa yakındaki diğer bayanları suçlamayalım ama ihmallerinin olduğu anlaşılıyor. Sizin kararsızlığınızın normal olmadığını fark edip, size güven ve tevekkül telkin etmeleri hatta olumlu karar vermeniz için net biçimde yönlendirmeleri gerekirdi.
Tabi, kalplerin Allah'ın elinde olduğu da bir hakikattir. Ona “ey kalpleri evirip çeviren, hakkımda hayırlı olacak birine kalbimi meylettir” diye dua etmek şarttır. Yine evlenmenin ehemmiyeti malum ancak mutlaka şu yaş aralığında ve kesinlikle olacak diye bir kayıt yoktur.
Dolayısıyla öyle pişmanlık ve kuruntularla kendinize eziyet vermek yerine bundan sonrası için hem daha geniş davranmanız hem de kendinizi faydalı bir işle meşgul etmeniz tavsiye edilir.
Son olarak Bediüzzaman'ın şu sözünü şuraya not edelim: “Maişet derdi için serseri, ahlâksız, Frenk-meşrep bir kocanın tahakkümü altına girmektense fıtratınızdaki iktisat ve kanaatle, köylü masum kadınların nafakalarını kendileri çıkarmak için çalışmaları nevinden kendinizi idareye çalışınız, satmaya çalışmayınız. Şayet size münasip olmayan bir erkek kısmet olsa siz kısmetinize razı olunuz ve kanaat ediniz. İnşâallah rızanız ve kanaatinizle o da ıslah olur.”(Hanımlar Rehberi)
Dua bekleriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.