Ezher'den Kadın Hakları Bildirgesi

Ezher'den Kadın Hakları Bildirgesi

Mısır'ın dini otoritesi Ezher, bir yıldan fazla süredir üzerinde çalıştığı "Ezher Kadın Hakları Bildirgesi"ni yayınladı.

Mısır'ın başkenti Kahire'de Ezher'e bağlı Alimler Yüksek Kurulu, Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib başkanlığında ülkedeki siyasi ve sosyal çevreler tarafından hazırlanan bildirgeyi açıkladı. 

Uzun tartışmalar ve çalışmalar sonucu hazırlanan kadın hakları bildirgesi, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'nin de katılımıyla onaylandı.

Mısır'da devrimden sonra Ezher, kadın haklarının korunması için girişim başlatmış, söz konusu girişim çerçevesinde kadın hakları hakkında bildirge yayınlamaya karar vermişti. Ezher Şeyhi Tayyib, şubat ayında Mısırlı kadınlarla bir araya gelerek görüşlerini almıştı. Mısırlı kadınlar, Ezher'in girişimine destek verdiğini, bir an önce bildirgenin yayınlanması gerektiğini belirtmişti.

"Ezher Kadın Hakları Bildirgesi"

Bildirge, "kadının insani ve sosyal değeri, hukuki hakları, kadın ve aile, eğitim ve kadın, iş hayatı ve kadın, kadın ve kişisel güvenlik, kadın ve siyasi hayat" şeklinde 7 ana maddeden oluşuyor.

Kadının insani ve sosyal değeri başlıklı maddede, İslam dininde kadının, ümmetin ve sosyal hayatın parçası olarak erkek ile eşit olduğu, kadın ve erkek arasındaki ilişkinin ortak sorumluluk ilkesi üzerine kurulması gerektiği ifadesi yer alıyor. Kadın ve erkek arasındaki eşitlik ve sorumluluğu paylaşmanın İslam'da iki cins arasındaki ilişkilerin cevherini oluşturduğu kaydediliyor.

Erkeğin, eşinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılama yükünü üstlendiği belirtilen bildirgede, bu durumun erkeğe, eşine ya da çocuklarına karşı tasarruflarında mutlak otorite olma hakkı vermediği vurgulanıyor.

Kadının hukuki hakları başlıklı maddede şu ifadeler yer alıyor:

"Kadın, Hz. Muhammed'in İslam dinine davete başladığı dönemden beri ekonomik bağımsızlık ve hukuki yükümlülük konusunda tam ehliyete sahiptir. Kadının mirasta yasal hakkı vardır ve devletin bu hakkı güvence altına alması gerekir. Alimlerin ve ileri gelenlerin ise kadının miras hakkını engelleyen örf ve adetlere karşı çıkarak bunların ortadan kaldırılması için çaba sarfetmesi gerekir."

Kadın ve aile ekseninde oluşan 3'üncü maddede, ailenin toplumun temelini oluşturduğu dile getirilerek,  ailenin sözleşmeye dayalı maddi ve manevi bir oluşum olduğuna ve ailenin kurulması için uygulamaların kolaylaştırılması gerektiğine işaret  ediliyor. 

Bildirgede ailenin yapısı ile ilgili şunlara yer veriliyor:

"Ailenin nafakasını sağlamak erkeğin görevidir. Kadın, doğal yapısı gereği çocuk doğurur ve çocuklarını büyütür. Ancak bunlar kadın ve erkeği bu rollere hapsetmek anlamına gelmez. İkisinin de hayatta çeşitli rolleri vardır. 

Aile, iki tarafın onayıyla kurulduğu için sözleşmeye ve anlaşmaya dayalıdır. Aile, anlaşarak ya da hukuki yollarla -tazminat- sona erdirilir.  Kadın ve erkek aileyi kurmada ve sona erdirmede eşit haklara sahiptir. Ailenin sona erdirilmesi nikah ahdinin şartlarına uygun şekilde gerçekleştirilir. Temeli ise iki tarafın rızasına dayanır."

Eğitimin kadının hakkı olduğu vurgulanan bildirgede, devletin ve toplumun eğitim için kadının önünü açması, maddi ve manevi refah için kadın-erkek ayrımcılığı yapılmaması gerektiğinin altı çiziliyor.

Kadın ve iş hayatının ele alındığı maddede modern hayatın, kadının insani vazifelerini yerine getirmesinin yanı sıra çalışmasını gerekli kıldığı belirtilerek, eşlerin aralarında vardığı anlaşma şartlarına, dine ve ahlaka uygun olması halinde İslam dininin kadının çalışmasına karşı çıkmadığı kaydediliyor.

Kadının iş hayatı hakkında ise "Kadının çalışması bazı esaslar üzerine kuruludur. Adalet ve fırsat eşitliği bu esaslardandır. Kadınlar için çalışma şartlarının kolaylaştırılması, ailenin ise maddi-manevi zorlukları taşıma konusunda işbirliği içinde olması gerekir" deniliyor.

Kadın ve kişisel güvenlik hususunda, kadına karşı cinsel tacizin insanlık felaketi olduğu vurgulanarak, kişinin kendini korumasının bireyin ve toplumun sorumluluğu altında olduğu dile getiriliyor.

Siyasi ve sosyal hayatta kadının rolüne değinilen bildirgede, "Şartlarını taşıdığı ve mahareti olduğu takdirde kadın, her türlü sosyal, siyasi ve kültürel göreve katılabilir. Devletin bu yöndeki fırsat eşitliğini koruması gerekir. Kadının, milli teşkilatlara katılma hakkı vardır. Kadın, doğru gördüğü düşünceleri aktarmak, hakkını korumak amacıyla karar yapıcılara ulaşmak için seçme ve seçilme hakkından yaralanabilir" ifadeleri yer alıyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.