Mahmut OLĞUN
Fakat lakin amma velakincilere gelsin
Kendiliğinden mi, anlaşarak mı, politikaları gereği mi yoksa mecbur kaldıkları için mi çekildiler... Çok sinsi, gizli ve kirli planları vardır bunların. Ya yenilerek çekilmişler ya aldıklarını almış ya da farklı bir hesap peşindedirler.
Afganistan da El Kaide’yi, Irak’ta kitle imha silahlarını, Suriye’de besleyip büyüttükleri IŞİD vb. örgütleri, başka ülkelerde ise yerli taşeronları eliyle farklı bahanelerle kaos üretip işgale ve sömürgeleştirmeye zemin hazırlayan politikaların sahibidir ABD.
İnsanların kitleler halinde ölmelerine sebep olan, yeni bazı silahlarını insanlar, hayvanlar, bitkiler ve tabiat üzerinde deneyen ve askerlerine insanları, çocukları, yaşlıları ve kimsesiz kadınları teker teker veya gruplar halinde öldürme eğitimini deneyerek öğretenler ve öğretmeye devam edenler de onlardır.
Rejimleri tehlikeli, reisleri diktatör diyerek, demokrasi kültürü yerleştirmeye çalışıyoruz yalanlarıyla yıllardır Ortadoğu’yu cehenneme çevirenlerin amaç ve niyetleri gün gibi aşikardır.
Yüz binlerce masum kişi, çoluk, çocuk öldü. Milyonlarca insan sakat kaldı. Milyonlarca hayvan ve bitki telef oldu. Çocuklar yetim, kadınlar dul kaldı. Evini yerini yurdunu terk edenlerin ise haddi hesabı yok. Sizce bu kadar büyük katliamlar karşısında, yürek yakan olaylar karşısında sessiz kalmak mümkün mü?
Ebetteki mümkün değildir.
Fakat sessiz kalan ve görmezden gelenler var ve sayıları bir hayli fazla.
Er veya geç sessiz kalanlar nedamet çukurlarında ruhi bunalımlarla yuvarlanıp duracaklardır. Bu tür hadiseler karşısında farklı dehlizlerde gezinenler küçük hesaplar peşinde kosanlar İslam’ın dünya barışına verdiği önemi kavrayamamış zavallılardır.
Ta okyanus ötesinden buralara gelip, bunca ölme ve öldürme olaylarını gerçekleştirenlerin çarkına hizmet eden yerli ve bölgesel taşeron, satılmış zihniyet ve düşünce biçimlerinin mimarları söz konusu İslam ve Müslümanlar olunca ama, fakat, lakin safsatalarıyla suçlu arama yarışına girmeyi bir meziyet sanmakta.
Bizler bu düşünce yapılarını mutlaka sorgulamalıyız. Şehirlerimizi harabeye çeviren bu canavar ve sinsi düşmanlara karşı kendimizi hep birlikte savunalım.
Değerlerimizi tüketmemek adına içte savunma gücümüzü takviye edelim ki dış savunmada düşmana karşı tek cephe olabilelim.
Çünkü bizler “Ben ezelden beridir, hür yaşadım, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım ”diyen Akif’lerin.
“Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Şüphesiz mücadelem Allah ve din içindir” diyerek ümmetin birliği adına darağacına yürüyen mazlum Şehid Şeyh Said efendilerin varisleriyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.