Fethullah Gülen'in rüyası ve Başbakan Erdoğan
Kemallettin Özdemir’i tanır mısınız bilmem, ama Gülen çevresinin çok çok iyi tanıdığı bir isim.
Kemallettin Özdemir’i tanır mısınız bilmem, ama Gülen çevresinin çok çok iyi tanıdığı bir isim. Babası Said Özdemir gibi Nur hareketinin çilekeşlerinden… Bugün yaşananları, hükümetin Gülen Hareketi hakkında neler sahip olup olmadığını anlamak bakımdan çok önemli bir isim Kemallettin Özdemir…
Kemallettin Özdemir mevzuuna geçmeden önce herkesin Gülen hareketindekilere sorduğu o meşhur soru ile başlayalım: “Şuana kadar ölümüne AK Parti’yi destekliyordunuz” Şimdi ne oldu size…
Cemaat üyeleri inanmayacaksınız ama bunu bir rüya ile anlatıyorlar…Doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama dün Mehmet Baransu, “Bende aynı rüyayı gördüm” deyince bunu yazmaya karar verdim.
Rüya 2004 yılında Amerika’da görülüyor… Rüyayı gören Fethullah Gülen
Cemaate göre 2004te görülen rüya gerçek oldu.
Rüya şöyle: “Takkeyle mağaraya giren Başbakan Erdoğan, generallerle birlikte üniforma giyerek mağaradan çıktı. ” yani Mağaraya sivil giren Erdoğan, Gülen’in gördüğü rüyada asker üniforması ile çıkıyordu
O gün bu rüya üzerine Erdoğan’ın yanında durulmasına karar veren Gülen, bugün gelinen noktada bu rüyanın gerçekleştiğini ve Erdoğan’ın takke yerine askeri üniforma giyerek kendilerini bitirmeye çalıştığını öne sürüyor. Her rüya sahih midir, nedir bilmem ama Türkiye’nin bir rüyadan uyanıyor demek sanırım doğru olacak…
Fethullah Gülen’in ondan sonra ve şuan ne rüyalar gördüğünü bilmiyoruz. Fakat Gülen Hareketi içerisinde kavganın ipuçlarını yakalamak istersek özellikle Kemallettin Özdemir ismine iyi bakmamız lazım…
Cemaate en yakın kalemlerden olan Önder Aytaç, Kemalettin Özdemir’in kendileri için ne kadar değerli olduğunu bakın nasıl anlatıyor:
“Babası Said Özdemir’i Said Nursi’nin talebesi olarak bildiğim, kendisini Fethullah Gülen’e yakınlığı vesilesi ile tanıdığım, bildiğim, sevdiğim ve hatta fıkıh – hadis – fetva konularında kendisine akıl danıştığım, az biraz param olursa onun eliyle hayır ve hasenat işlerinde kullanılsın diye kendisine takdim ettiğim, Kurban’ımı onun eliyle vermek istediğim, bayramlarda önceden oturduğu Ankara Öz-elif sitesindeki evinde onu ve ailesini ziyaret etmekten onur duyduğum, aklıma takılan her konudaki soruyu ona sorduğum ve kendimi ona yakın hissetmekten dolayı da soru sormanın nazlanmasını çıkarttığım bir zattı Kemalettin Bey…”
Buna benzer duyguların fazlasını Fethullah Gülen’de Kemallettin Özdemir için paylaşıyordu.
Gülen, geçmişte Nurettin Veren için, “Sen beni buraya öldürmeye mi geldin” diyerek onu yanından uzaklaştırmış ve Veren’de kapağı İşçi Partisi’ne Perinçek’in yanına atmıştı.
Gülen Hareketinde Verenler hiçbir zaman eksik olmadı ve olması da mümkün değil. Nihayet Fethullah Gülen’in içimizde “Bin çürük elma var” sözünü de unutmamak lazım.
Peki, Gülen’in yanında, sağ kolu gibi olan Kemallettin Özdemir neden Gülen Hareketi tarafından hedefe konuldu: Bu sorunun cevabını da Önder Aytaç versin:
Kemalettin Özdemir Bey size ne haller oldu? Nurcuları tek çatı altında toplamak ve siyasilere bağlamak size mi düştü? Fethullah Gülen sonrasının planlarını yapmak sizi ne hallere düşürdü? Ve ben ve benim gibi sizi sevenler, size çokça dualar etmekteler bilesiniz!...”
Kemalletin Özdemir, Abdurahman Dilipak’ın isim vermeden son açıklamalarında işaret ettiği bir isim ne diyor Dilipak:
"Cemaatin bu ani atağının aslında bir çok sebebi var.. Tamam kötü bir zamanlamaydı, ama sıkışmışlardı..
Çünkü, Gülen'in yerine gelmesi söz konusu isimlerden biri, cemaat yapısı içindeki kriptoları yakın takibe aldı. İpin ucu MOSSAD ve ClA'ya kadar gidiyordu. Oynanan oyunun farkına varınca görevden uzaklaştırıldı. O da bu işin izini sürdü. Sonunda elde ettiği bilgilerle Başbakanın kapısını çaldı.”
Dilipak’ın iddia ettiği bu iddianın ön sarsıntısını ve cemaat içerisindeki çatışmanın ön sarsçı depremini aslında Sabah Gazetesi Yazarı Sevilay Yükselir yazmıştı.
"Hanefi Avcı'nın, Nedim Şener'in ve Ahmet Şık'ın tutuklanmasının tek sebebi var. O da Gülen Cemaati içinde uzun zamandır yaşandığı bilinen iç çatışma!
Aslında Avcı da Gülen Cemaati'nin eski bir üyesi, polis teşkilatında, yıllar yıllar önce cemaat yapılanması başlatan meşhur Kemalettin Özdemir'in sağ kolu. Çatışmanın çıkma sebebi ise birkaç yıl önce Özdemir'in yerine, camiada 'Kozanlı Ömer' olarak bilinen Osman Hilmi Özdil'in getirilmesidir. Özdil, Özdemir'e bağlı ekibi pasifize etti. Bunların arasında Avcı da vardı. Hatta Sabri Uzun ve Emin Aslan. İşte bu ekip Özdemir'den yana tavır koydu.
Aslında bu kavga alttan alttan yürüyordu. Gün yüzüne çıkmasına neden olan şey Nedim Şener'in yazdığı, 'Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları' adlı kitabıdır. O kitapla Kemalettin Özdemir ve Avcı müthiş bir operasyona imza attılar.
Evet. Hrant Dink cinayetindeki suiistimaller olduğu gibi gözler önüne serildi ama aynı zamanda polis teşkilatının yeni egemeni Kozanlı Ömer ve ekibi de darmadağın edildi. Bunun üzerine kavga daha da büyüdü. Bir yığın operasyon falan filan. Taraflar alenen kılıçları çekti”
Bütün bunlar sanırım bugün ne olup bittiğini size daha iyi anlatıyor….Cemaate yakın rotasını şaşırmış, bir internet sitesinin genel müdürüd çıkıp, "Erdoğan Cemaati terör örgütü" ilan edecek, yurt dışı okulların kapanması için ilgili devletlere yazı yazacak" diyebiliyorsa, ona şunu sormak lazım."Eğer sen bu bilgileri aldıysan erkeklik yapta neden Terör Örgütü ilan edilecek onun nedenlerini de bir yaz" yada yazdıklarına inanmıyorsun sus adam sansınlar...
Fethullah Gülen’in gördüğü rüyayı göz önüne getirdiğinizde Başbakan Erdoğan’ın yanında da Kemalletin Özdemir ve bir çok kişi olduğunda Erdoğan'ın neden sürekli “İnlerine gireceğiz” demesini sanırım daha iyi anlıyorsunuz…İzcileriniz sağlamsa giremeyeceğiniz in yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.