FETÖ mağduru ailelerden HÜDA PAR Genel Merkezine ziyaret
FETÖ'nün kumpasları sonucu İslami hizmetlerinden dolayı yıllardır cezaevinde bulunan mahkûmların yakınları, HÜDA PAR Genel Merkezini ziyaret ederek, yaşadıkları hukuksuzluğu anlattılar.
FETÖ’ye bağlı polis, savcı ve hâkimlerin kumpaslarıyla yakınlarının yıllardır cezaevlerinde haksız bir şekilde tutulduğunu belirten 28 Şubat ve FETÖ mağduru mahkûmların yakınları HÜDA PAR Genel Merkezini ziyaret etiler.
Ziyarete; 16 yıldır cezaevinde bulunan Mehmet Emin Alpsoy, Şeyhmus Alpsoy ile Abdulaziz Çelik'in yakınları ve 20 yıl önce kaçırıldıktan sonra bir daha izlerine rastlanılmayan Hıdır ve Hüseyin Alpsoy'un eşleri katıldı.
Mağdur ailelerini HÜDA PAR Genel Sekreteri Şahzade Demir ve Ankara İl Başkanı Reşat Uşar karşıladı.
Kendilerine reva görülen zulmün tek sebebinin İslami hizmetlerinden dolayı olduğunu belirten mahkûm yakınları, yıllardır dile getirdikleri mağduriyetlerinin ve uğradıkları haksızlıkların kimseler tarafından görülmek istenmediğini, işlenen zulümlere karşı sessiz kalındığını söyledi.
Bugüne kadar katlanmak zorunda kaldıkları zulmün artık son bulmasını istediklerini belirten mahkûm yakınları, yeniden ve adil bir yargılama taleplerinin olduğunu belirterek, “Vicdan sahiplerine sesleniyoruz! Bu zulme artık dur deyin.” çağrısında bulundular.
“Kimseden merhamet dilenmiyoruz, adalet istiyoruz”
Aile fertlerinden Mehmet Emin Alpsoy ve Şeyhmus Alpsoy’un 16 yıldır cezaevinde tutulduğunu, Hıdır Alpsoy ve Hüseyin Alpsoy'un ise 20 yıl önce kaçırıldığını ve cenazelerine dahi ulaşamadıklarını belirten Suat Alpsoy, tüm bu zulme rağmen kimseden merhamet dilenmediklerini söyledi.
Alpsoy, ''Eşim ve kayınpederime zulmedildi. Haksız yere, işlemedikleri suçlar onlara isnat edilerek hapse mahkûm edildiler. 16 yıldır cezaevindeler ve bu zulüm ayan beyan ortaya çıkmasına, kurulan kumpaslar, oynanan oyunlar ortaya çıkmasına rağmen halen bu zulme dur denilmiyor. Biz 28 Şubat ve FETÖ’nün mağduru olan mahkûmların aileleri olarak; hükümetten merhamet dilenmiyoruz. Tek isteğimiz adil bir şekilde bu insanların yeniden yargılanmaları ve adaletin yerini bulmasıdır." şeklinde konuştu.
“Hükümet yaşanan zulmün giderilmesine yönelik bir irade ortaya koymuş değil”
Mağdur ailelerin ziyaretinin kendileri için çok anlamlı olduğunu söyleyen HÜDA PAR Genel Sekreteri Şahzade Demir, parti olarak bu süreci takip ettiklerini söyledi.
Demir, “Gerek 90’lı yıllarda ülkede egemen olan karanlık yapıların gerekse de FETÖ’nün gerçek yüzünün ortaya çıkmasından sonra bu karanlık yapılan mağdur ettiği insanların çektiği ızdıraplar daha iyi anlaşılmaya başlandı. Birçok İslami camiadan Müslümanın mağdur edilerek onlarca yıldır cezaevlerinde tutulduklarını daha öncede defaatle dile getirmiştik. Sizin ve sizin gibi yüzlerce mağdur ailenin talepleri bize geliyor, bunların hepsinin takipçisi olmak, adaletin tesisi için çaba sarfetmek elbette ki bizim borcumuzdur. İyimser olmak istiyoruz ancak üzülerek görüyoruz ki şimdiye kadar hükümetten, yaşanan zulmün giderilmesine yönelik bir irade ortaya konulmuş değildir. Görüşmelerimizde bu konu hakkında taleplerimiz oluyor fakat somut olarak bir adım atılmış değiller. Bilinmelidir ki bu mağduriyetler hükümetin boynunda ağır bir borç ve sorumluluktur. Binlerce insan bu haksız uygulamalardan dolayı mağdur edilmiş, mahkûm edilenler üzerinden eşleri, çocukları kısacası tüm aileleri cezalandırılmıştır.” şeklinde konuştu.
“Mağduriyetlerin giderilmesi noktasında hükümetten ciddi bir beklenti vardır”
Haklarından kumpaslar kurularak cezaevlerine atılanların birçoğunun İslami kimlik sahibi insanların olmasının da üzerinde dikkatle durulması gereken bir detay olduğunun altını çizen Demir, bunun sebebinin 15 Temmuz gecesinde gizli olduğunu söyledi.
Demir sözlerini şöyle bitirdi:
"15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı geceye bakarsanız; o gün sokaklarda, caddelerde, tankların önünde, meydanlarda inançlı insanlar vardı, dindar insanlar vardı. Bu durum ülkenin her tarafında da böyle idi. Hatta bölgede bir kesim sokaklara çıkmamam çağrısı yaparken partimiz başta olmak üzere İslami hassasiyete sahip insanlar sokaklara, caddelere, alanlara inerek bu zulme dur dediler. Evet, onlar böyle bir nesil oluşmasın, onların zulmüne başkaldıracak onurlu, imanlı bir nesil oluşmasın diye yıllar öncesinden bu tuzaklarını, ağlarını Müslümanların başlarına ördüler. Oysa bugün tüm gerçekler, yaşanan mağduriyetler ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu halkın yıllar yılı yaşadığı bu mağduriyetlerin giderilmesi noktasında hükümetten ciddi bir beklenti vardır. Hükümette bunu görmek zorundadır. Tüm bu gerçekliğe rağmen FETÖ kumpasları ile cezaevlerine atılan inançlı insanların halen mağdur ediliyor olması çok ağır bir vebal ve yaman bir çelişkidir. Bu çelişkinin mutlak suretle giderilmesi ve adaletin yerini bulması lazım." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.