“FETÖ’cü hâkimler tarafından müebbet hapse mahkûm edildim”
İslami kimliğinden dolayı müebbet hapisle cezalandırılan Nuri Arslan, düzmece suçlamalarla kendisine müebbet hapis cezası veren hâkim ve savcının paralel yapı mensubu olduğunun 15 Temmuz’dan sonra netleştiğini söyledi.
2000’li yılların karanlık dönemlerinde İslami yaşantısından ötürü PDY/FETÖ polisleri tarafından gözaltına alınan ve ardından aynı yapıya mensup yargıçlar tarafından hukukun ayaklar altına alınmasıyla müebbet hapse mahkûm olan Nuri Arslan, başından geçenleri İLKHA’ya gönderdiği mektupta anlattı.
Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde mahkûm olan 5 çocuk babası Arslan, müebbet hapis cezası almasına neden olan hâkim ve savcının paralel yapı mensubu olduğunun 15 Temmuz darbe girişimiyle netleştiğini söyledi.
“FETÖ’cü polisler 9 gün boyunca bana acımasızca işkenceler yaptılar”
Cezaevine konulmadan önce inşaatlarda amelelik yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını belirten Arslan, “O zamanların zulüm sembolü haline gelmiş Toros marka beyaz araçlardan birine konuldum. Yanımdaki polisler başımı eğip arabanın arka koltuklarının altına koydular. O şekilde Terörle Mücadele Şubesine götürdüler. FETÖ’cü polisler 9 gün boyunca bana acımasızca işkenceler yaptılar. Filistin askısından, elektriğe; uykusuz bırakmaktan, falakaya; tazyikli soğuk sudan daha başka fiziki işkencelere maruz bıraktılar. Bununla beraber psikolojik işkence taktiklerini de uyguladılar.” dedi.
Gözaltına alınmasından 10 gün sonra paralel yapı mensubu hâkim ve savcıların karşısına çıkarıldığını dile getiren Arslan, mektubuna şöyle devam etti:
“Onlar da hemen tevkif ettiler. Cezaevine konulduktan bir ay sonra muayene için hastaneye götürdüler. Vücudumdaki işkence izleri halen duruyordu. Doktor işkence izlerine binaen rapor verdi. O rapor da halen evraklarım arasında mevcuttur.”
“Evine dön yoksa seni de oğlunun yanına götürürüz” diye tehdit ediyorlar
Arslan, “Hiçbir şekilde tanımadığım bir şahıs olan F.B, 28 Ağustos 1998 yılında kalçasından bıçakla vuruluyor. Bu şahıs, emniyet ve savcılık ifadelerinde kendisini arkadan vurduğu için vuranı tanımadığını beyan ediyor. Fakat aradan 3 yıl geçtikten sonra FETÖ’cü polislerin yönlendirmesiyle beni tanıdığını ve teşhis ettiğini bildiriyor. Kısa bir zaman sonra (3 ay) bu şahıs vicdan azabı duyarak babama geliyor ve ifadesini değiştirmek istediğini söylüyor. Babamla birlikte savcılığa ifade vermek için giderlerken FETÖ’cü polisler önlerini keserek babamı, ‘Evine dön yoksa seni de oğlunun yanına götürürüz’ diye tehdit ediyorlar. İfade vermelerine izin vermiyorlar.” dedi.
“Hâkim ve savcı müsveddelerinin FETÖ örgütünün mensubu oldukları 15 Temmuz’da netleşti”
9 yıl yargılandıktan sonra müebbet hapis cezası aldığını, kendisini yargılayan hâkim ve savcının paralel yapı mensubu olduğunun 15 Temmuz sonrası netleştiği kaydeden Arslan, “Bunun gibi komplo ve hayali suçlarla 9 yıl yargılandım. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi A.K. ve Savcısı H.M.G tarafından müebbetle cezalandırıldım. Bu hâkim ve savcı müsveddelerinin FETÖ örgütünün mensubu oldukları 15 Temmuz’da netleşti. 17 yıldır bunların mağduruyum. 2011 yılında kalp ameliyatı geçirdim. Mağdurum ve yeniden yargılanmak istiyorum. Belki bu vesileyle benim ve ailemin mağduriyeti de nihayet bulur.” diye belirtti. (Zeki Aras–İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.