Son günlerde terör rejimi İsrail’in Gazze’ye yönelik artış gösteren saldırılarını değerlendiren Araştırmacı-Yazar Sadullah Aydın, Filistin davasının ümmetin ana davası olması gerektiğini belirterek, Türkiye Müslümanlarının saldırılar karşısındaki suskunluğuna tepki gösterdi.

Araştırmacı-Yazar Sadullah Aydın, işgalci İsrail’in son zamanlarda Batı Yaka, Kudüs ve Gazze’ye yönelik, ciddi anlamda artış gösteren vahşi saldırılarını İlke Haber Ajansı’na (ILKHA) değerlendirdi.

Filistin davasının ümmetin ana davası olması gerektiğini vurgulayan Aydın, şu an İslam dünyasının içinde bulunduğu büyük kaos ve işgallerin ana müsebbibinin terör devleti İsrail olduğunu belirtti. Aydın, “İslam dünyasının neresinde bir işgal, karmaşa, iç çatışma ve fitne varsa arkasında mutlaka İsrail ve hamisi büyük şeytan Amerika vardır. O yüzden İsrail çökertilmeden ümmetin bu kaos ve badireden kurtulması mümkün değil. Mazlum Filistinli Müslümanlar, tek başlarına bu büyük davayı omuzlamış, kıt imkânlarla İsrail’le mücadele etmektedirler.” dedi.

“İsrail, ümmetin duyarsızlığından faydalanarak Filistinlilere saldırılarını yükseltmiştir”

Türkiye Müslümanlarının Filistinli Müslümanların mücadelesi karşısında ilgisiz kalmamaları gerektiğini belirten Aydın, “İsrail, son günlerde İslam ümmetinin içinde bulunduğu kaos ve duyarsızlıktan da faydalanarak Filistinli Müslümanlara yönelik saldırılarını küstahlık derecesine yükseltmiş bulunmaktadır. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’ya çok çirkin saldırılarda bulunan, mescidin içinde ibadet eden Filistinlilere vahşice saldıran, ayakkabılarıyla mescidin içine girip etrafı yakıp yıkan terörist İsrail askerleri kameraların karşısında kahkahalar atarak, Filistinli çocukları öldürecek kadar azgınlaştılar. Şu an Gazze, Kudüs ve Ramallah İsrail’in vahşi saldırıları altındadır. Filistinli Müslümanlar kadın, çocuk, erkek ellerindeki taşlarla kahramanca Siyonist İsrail güçlerine karşı direnmektedir.”  diye konuştu.

“Filistin davası, tüm ümmetin ortak davasıdır”

Ümmetin Filistinli Müslümanların direnişi karşısında duyarsız kalmaması gerektiğine dikkat çeken Aydın, bir an önce en gür sedayla ümmetin Filistin’e sahip çıkması gerektiğinin altını çizdi.

Aydın, hiçbir şeyin ümmetin ana davası olan ve ümmetin kurtuluşunun anahtarı konumunda bulunan Filistin davasının önüne geçmemesi gerektiği uyarısında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin davası, tüm ümmetin ortak davasıdır. Bu dava hangi mezhepten ve milletten olursa olsun tüm Müslümanları bir araya getirecek, vahdet potası içinde eritecek bir davadır. Özellikle Türkiye Müslümanları Filistin davası konusundaki sessizlik ve duyarsızlıklarını sona erdirmeli, Filistinli kardeşlerine sahip çıkmak için sokaklara dökülmelidirler. Basın açıklamaları, mitingler ve yardım kampanyalarıyla Filistinli kardeşlerinin yanında yer almalılar. Filistin davasını, Mavi Marmara Şehitlerinin davasını unutmadıklarını tüm dünyaya ispat etmeliler.”

“İsrail’e karşı ümmetin vahdetini canlandırmalıyız”

Filistin davasının şer-i bir dava olduğunu, tüm Müslümanların omuzlarında İslami bir sorumluluk yüklediğini ifade eden Aydın, ümmetin kurtuluşunun ve izzetinin Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmakla olduğunu dile getirdi.

Türkiyeli Müslümanlara seslenen Aydın, açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verdi: “Mezhebimiz, meşrebimiz, partimiz, milliyetimiz ne olursa olsun hep beraber hareket ederek, mazlum Filistinli kardeşlerimize sahip çıkmak için bir araya gelmeli, omuz omuza ümmetin en büyük düşmanı terörist İsrail’e karşı onurlu bir mücadele vermeliyiz. Ülkemizin, ümmetimizin, Müslüman halkların kurtuluş ve izzeti buna bağlıdır. Peygamber-i Ekrem’in miraca çıkarken dinlendiği, ibadet ettiği mukaddes Mescid-i Aksa Siyonist rejim tarafından yıkılma tehdidiyle karşı karşıyayken ümmet olarak hiçbir şey yokmuş gibi davranmamız, sessizliğe gömülmemiz Allah katında bizi büyük bir vebalin altında bırakacaktır. Üzerimize serpilmiş ölü toprağını silkeleyip Filistinli, Gazzeli, Kudüslü ve Ramallahlı mücahit kardeşlerimizin safında yer alıp, İsrail küstahlığına karşı ümmetin vahdet ve birliğini canlandırmalıyız.” (M. Fatih Akgül-İLKHA)