Mürvet OKUR
Filistin Hep Direniyor!
Filistin halkı için zulüm ve uğursuzluk kaynağı olmuş, bu topraklara adım attığından bu yana fitne ateşini körüklemiş melun siyonist işgaline karşı Filistin halkı yediden yetmişe emsalsiz bir direniş göstererek yıllardır tüm topraklarını ve Mescid-i Aksa’yı savunmaktan bir an bile geri kalmamıştır.
Baskı ve zulmün olmadığı, şehitlerin kanının dökülmediği, tecrit ve hakaretin olmadığı tek bir gün bile olmamıştır Filistinde.
Çocukların hayatının bir kelebek ömrü kadar kısa olduğu, gençlerin hayallerinin hep yarınlara ertelendiği, sevinçlerin hep bir acıyla bölündüğü, ölümün ılık bir meltem gibi ruhlara uğrayıp usulcacık canları aldığı, ölüme gülümsenen yerdir Filistin.
Her bir ağacının sudan çok kanla sulandığı, hasretin buram buram ocaklardan tüttüğü, tüten ocakların çabucak söndüğü haneler yurdudur Filistin. Taptaze fidanların zalim ormancılar eliyle biçildiği, 8’inde, 10’unda, 15’inde ve her yaşta şehadet giysisi giyilebilen yerdir Filistin.
Gelinliklerin beyaz değil kıpkızıl olduğu, damatların yakasına ölüm çiçeklerinin takıldığı, düğünlerin cennete bırakıldığı mekandır Filistin. Babaların amcalarla evlat değiştirdiği ölümle ebelemece oynandığı yerdir Filistin.
Evlatlarının adını sayarken ölü olanların yaşayanların sayısından hep fazla olduğu, çocukların umudunun bir uçurtmanın kuyruğuna takılarak göğe salındığı kızıl göklü yerdir Filistin.
Ve Filistin, anaların kahraman evlatlar doğurup cesaret ve yiğitlik sütüyle beslediği, ölümden korkmayan, tanklara karşı küçücük göğüslerin siper edildiği dağ kadar büyuk yüreklere sahip insanların yetiştiği diyardır. Toplara ve mermilere taşla cevap verilen, bir kişinin onlarca kişinin üzerine atıldığı, kadınların silahlı adamlardan daha güçlü olduğu yiğitler diyarıdır.
Özgürlüğe inanmış ve özgürlüğe giden yolda her şeyden vaz geçmiş hür ruhlular diyarıdır Filistin. “Asla bu topraklardan çıkmayacağız ve asla evimizi ve Aksa’mızı bırakmayacağız” diyen ve toprağın bile onları bağrına bastığı vatanperverler diyarıdır Filistin.
Dirisi muhafız, ölüsü kan çiçeklerine dönüşen gülistandır Filistin. Evlat acısıyla yüreği dağlanmamış tek bir hanesi olmayan, her namazı mütakip cenaze namazı kılınan kabristan diyarıdır.
Dünyanın sahte yüzünü ortaya çıkaran hakkı ve batılı birbirinden ayıran Furkandır Filistin.
Direniş ve diriliş diyarıdır ve Filistin dağılmış ümmetin son umududur.
Haberlerini an be an takip ettiğimiz gah tekbir getirip gah ağladığımız yürek yangınımızdır Filistin.
Mazlum ve mağrur, ihtişamlı ve gamlı, küskün ve umutlu Filistin direniyor kalleş saldırılara.
Kadir gecesi, azgınlığı artan Yahudi’nin, Kassam Tugayları denilen cennet yiğitlerinin eliyle cezalandırıldığı, her bir füzenin siyonistin kabusuna dönüştüğü Gaziler ve Şehitler mekanı, destanlar diyarı Gazze şehrinin olduğu yerdir Filistin. Ve Gazze direniyor, yıllardır kalleşçe kuşatmaya direndiği gibi yine izzetle direniyor.
Evler yıkılıyor, enkazlardan bebeler fışkırıyor, feryatlar yükseliyor göklere ama Gazze siper olmuş Kudüs’e, direniyor.
Bir çocuk koşuyor babasının cenazesi ardından, çaresizlik ve acıyla sıkılmış yumruklarını gökyüzüne kaldırıyor, şikayet ediyor babasını ve tüm kardeşlerini korumayan herkesi.
Küçük kızlar dikiliyor siyonistin karşısına yürekleri titreten bir haykırışla zulmünü haykırıyor, siz işgalcisiniz ve kazanacak olan biziz, aziz biziz diyor.
Sonra Eyy Filistin en sonunda ümmete bir kıpırdanış başlıyor müjdeler olsun! Senin için kıyama kalkmış tüm müslümanlar, Avrupa’dan Asya'ya doğudan batıya ayakta ümmet. Yeter ki sen sabret.
Bak İstanbul ayakta ve şaha kalmış Amed, Batman ayakta yeter ki batmasın direniş güneşi, Konya, İzmir, Aksaray ok gibi meydanlara fırlamışlar.
Tekbirler dualar haykırışlar yükseliyor, sel olup taşıyor insanlar. Sen kurtulana dek ribatta kalacak yiğitler biiznillah.
Direniyor Filistin, direniyor Kudüs, Mescid-i Aksa, Şeyh Cerrah, Ramallah, Gazze ve her karışıyla direnişin sancağı oluyorlar.
Ha gayret Filistin’im ha gayret Gazze’m Allah sana yar! Ve eyy Müslüman bu hayasız ablukayı yar! Geri adım atmıyor cennete aşık şehadete nişanlı gençler, her biri işaretli kurbanlık koç gibi öne atılıyorlar.
Kahramanlığın türküsünü söylüyorlar en üst perdeden. Eyy bastıkları toprağa feda olduğumuz direnişin erleri! Eyy yüzlerine melekler hayran olan yiğitler! Siz tarih yazarken orada asla yılmıyor yorulmuyorsunuz.
Ama biz sizin yaptığınız fedakarlıkları yazmaya güç yetiremiyoruz. Takatimiz kalmıyor, kalemlerimiz aciz kalıyor sizi anlatmaya…
Sabah yakın değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.