Nurullah AY
Fuat Avni nerede?
Biliyorum başlık “Hurşit Külter nerede” gibi oldu, ancak mevzum o değil…
Yaklaşık iki yıl Türkiye'de twiter fenomeni olan, karanlık dehlizlerin sanal tetikçisi, FETÖ örgütü için aydınlık günlerin habercisi sayılan Fuatavni'nin nerede olduğunu bileniniz var mı?
Şu, örgütün bülbül seslisi Fuatavni, son günlerde dut mu yedi acaba?
Yanı başımızdaki olaylardan, Cumhurbaşkanı'nın en yakınında cereyan eden olaylara; Şırnak Emniyet Müdürlüğünde konuşulanlardan, Ömer Çam Anadolu İmam Hatip Lisesinin öğretmenler odasında konuşulanlara kadar her şeyi aktaran Fuatavni şu anda ne işle meşgul?
Gözaltına alınacaklar listesini bilecek kadar mahir, en ufak ayrıntıyı es geçmeyecek kadar dikkatli Fuatavni nereden besleniyordu acaba?
Bunları merak ediyorsanız, tabi tutulacağınız küçük bir imtihan merakınızın giderilmesine vesile olacaktır.
Hazırsanız imtihan başlıyor!
Evvela Fuatavni hangi örgüt adına iş görüyordu veya hangi örgütün tetikçisiydi?
Soru çalıştığınız yerden geldi değil mi?
Peki, bu örgütün en büyük iki özelliği?
Bu biraz açık uçlu oldu sanırım.
Kamera görüntüleri ve dinleme cihazlarını kullanarak aldığı bilgileri keramet belleyip bunu tabana yutturan bir liderleri var ve cemaat yararına günah işlerken bile sevap kazanacaklarına inanan/inandırılan bir tabanı var var dediğinizi duyar gibiyim.
Sorunun cevabını bilmeyenimiz çıkmadı, güzel.
Peki, örgüt elemanları kimlerden müteşekkil?
Ya da şöyle sorayım: Örgütün hâkim, savcı, bürokrat, polis, asker, öğretmen ve son merhalede gardiyan dışından yani beyaz yakalı olmayan elemanı var mı?
“Tanıdığım iş adamı var “diyen dostum, sana alkış diyemeyeceğim orası zaten örgütün finans ayağı ve iş adamının sınıflandırılması yakalar üstü.
Mesela örgüt elemanı olan bir kapıcı, bir garson, bir çiftçi, bir aşçı, bir müstahdem, bir pazarcı, bir manav…. tanıdığınız var mı?
Listeyi uzatmak mümkün, mavi yakalı diye tabir edilen bir elemanına denk geleniniz var mı?
“Efendim bir aşçı tanıyorum, tam bir Haşhaşi” diyen kardeşim, sen o aşçının hangi parti genel başkanının yanına veya hangi kuvvet komutanının yanına sokulduğundan haber ver.
Hem örgüt elemanı olan kapıcı Mülayim'in de sandığın kadar Mülayim olmadığını bil.
O Mülayim dediğin zatın o siteye girmesi için kaç Abi Pensilvanya - Ankara arası mekik dokudu bilir misin?
Cumhurbaşkanına yaver olarak atanan yavşaktan sonra örgütün o Mülayim'i o villaya kapıcı olarak sokması, örgüt tarihinde en büyük başarı olarak geçiyor.
Hatta “hep birlikte ağlama seremonisi”ni örgüt başı kapı deliğinden izledikten sonra “niye o kadar ağladınız” diye sorduğunda da ağlayanlar bunu keramet belleyip orkestra şefi Osman Şimşek eşliğinde bir daha ağlamışlardı.
“Hani Gülen kameradan izliyordu, niye kapı deliği dediniz” diyen tez canlı kardeşim, bende açık arama çabasına girme, Pensilvanya'da elektriklerin hiç kesilmediğini söyleyenler, Amerika'yı gözünde İlahlaştırma çabasındalar, kul yapımı olan her şey gün gelir kül olur.
Kulun küle dönüşmesi zaten iki noktayla mümkün…
Asıl düşünmen gereken, elektrikler kesilince seksenlere merdiven dayamış birinin kapı deliğine kadar gelip orayı dikizlemesindeki hikmettir(!)
Örgüt boşluk kabul etmiyor, zaten izleme/dinleme cihazları üzerindeki şaibeyi ve kafalarda oluşan soru işaretlerini ortadan kaldırmak için Gülen'in kendisi elektrikleri kestirmişti.
Elektrik yokken bile ortamı görüyorsa yarı İlahlıktan İlahlığa doğru bir level daha atlama söz konusu…
Bende açık arayan dostum yine şaş oldun değil mi?
Neyse mavi yakalı, beyaz yakalı sınıflandırmasını bir kenara bırakıp Fuatavni'nin haber kaynağına dönelim.
Yapının içindeki iki yüz binin üzerinde eleman Bylock üzerinde yazışıyor.
En küçük detay es geçilmiyor, çünkü yapıyı kuran ve geliştiren CIA - 1987'de emekli vaizin ABD Ankara elçisiyle görüşmesini önemsemeyen devlet zevatına kapak olsun – istihbarat örgütü mantığıyla yapıyı teşkilatlandırmış.
Vali, kaymakama bağlı; kaymakam, astsubaya; astsubay da bir öğretmene…
Bu, bir şehrin örgütlenmesiydi. Başka bir şehirde öğretmen, polise; polis, kaymakama; kaymakam, valiye; hepsi beraber bahçıvana…
“Hani yapıda bahçıvan olmazdı” diye gözlerinde sevinç ışıkları parlayan okuyucum, o bahçıvanın koruduğu yerde örgütün hazinesi saklı…
Hazine derken sadece para ve altını düşünüyorsan yanılıyorsun, sadece altını düşünme, toprağın altını düşün.
Neyse her eleman sorumlusuna haber uçurur, sorumlulardan il sorumlusuna ve sonunda yayın kuruluna…
Yayın kurulunun başında Mehmet Aydoğmuş veya Said Sefa olmuş, Ahmet Vefa olmuş orası önemli değil…
Sadece şunu bilin:
Beraber çalıştığınız ve tanıdığınız her FETO'cu sanal basın görevi gören Fuatavni hesabının gönüllü bir muhabir/muhbiriydi.
Sonra “efendim sadece sendikalarına üyeydi, yok Bank Asya'ya para yatırmıştı” teraneleri…
Bu herzeleri yiyorsanız afiyet olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.