Hüseyin Kaya / Doğruhaber

Birileri HDP'lileri gaza getirdi ve özyönetim saçmalığına kurban etti.

Hoş adamlar (ya da kadınlar) da gaza gelmeye son derece müsaitti zaten.

Biri “Pkk'nin muhalifleri tükürüğünde boğacağından” söz ederken, bir diğeri keleşleri koruculara çevirmekten söz ediyordu.

25 yıl öncesi unutulmuş, egolar şişmiş, kibir her yanı sarmıştı.

Yalçın Küçük'ün, Doğu Perinçek'in gazına gelenlerin ortalığı nasıl kan gölüne çevirdiğini, ardından pişmanlıkların dile getirildiğini unutmuşlardı. Şimdi sıra Türk solunun yeni aktörlerindeydi.

Figen Yüksekdağ, PYD-YPG'nin sırtını BAAS'a, Amerika'ya dayadığını bilmesine rağmen şunları söylüyordu:

“Anlamayanlara tekrardan buradan cevap veriyoruz. Biz sırtımızı Rojava'ya, Kobani'ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ'ye dayıyoruz. Bunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyoruz. Bakın sırtımızı kime dayadığımızı çok net söylüyoruz ve bundan sonrada sırtımızı buraya dayamaya devam edeceğiz.”

Çatışmalar yaşandı, yaşanıyor ve ölümler devam ediyor. Birileri gaz vermeye devam ederken HDP'liler de gaza gelmeye devam ediyorlar.

Bakın mesela etnik kimliği Ermeni, ideolojik kimliği Marksizm olan HDP milletvekili Garo Paylan, sosyal medya hesabından şunları yazdı:

“Faşistler korkaktır. Ancak kalabalık ve kalleşçe saldırırlar. Direnişi büyütürsek çil yavrusu gibi dağılırlar.”

Meclis komisyonunda Garo Paylan'ın gazına gelen HDP'liler “direnişi büyütüp” saldırıya geçtiler; ama kötü bir dayak yediler. Bu arada “direnişi büyütmek”ten söz eden Garo Paylan ise kavga başlar başlamaz kameraların önünde masanın üzerinden atladı ve kavgayı izlemekle yetindi.