Gaziantep'te işten çıkarılan işçiler oturma eylemi yapıyor
Gaziantep’te bir halı fabrikasında çalışan 16 kişi, Kod-29 ile “haksız yere tazminatsız” işten çıkarıldıklarını belirterek çalıştıkları fabrika önünde eylem yapıyor. Fabrika yetkilileri ise işçilerin “iş yavaşlatma” eylemi yaptıkları için işten çıkar
Covid-19 salgınının ekonomik etkilerini azaltmak ve işçilerin işten çıkarılmalarını engellemek için ilk olarak 17 Nisan 2020'de ilan edilen ve 17 Ocak 2021'den itibaren iki ay daha uzatılan işten çıkarma yasağı devam ediyor.
Salgın sürecinde işten çıkarma yasağının istisnası olan Kod 29, işçilerin “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar” sergilediği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesi olarak biliniyor.
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (OSB) bir halı fabrikasında çalışan 16 işçi, DİSK Tekstil İşçileri Sendikası öncülüğünde yaklaşık 3 haftadır fabrika önünde oturma eylemi yapıyor.
DİSK Tekstil İşçileri Sendikası’nın da üyesi olan işçiler, İş Kanunu'nun 25’inci maddesindeki “Kod-29” olarak da bilinen “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış” uygulaması ile tazminatsız olarak işten çıkarıldıklarını ileri sürüyor.
İşçiler herhangi bir ahlaksız davranış içerisine girmediklerini ileri sürerken fabrika yetkilileri tarafından yapılan yazılı açıklamada ise işçilerin verilen tüm haklara rağmen “iş yavaşlatma” eylemi yaptıkları ve üretimi yüzde 50 oranında düşürdükleri için İş Kanunun 25’inci Maddesinin 2’inci Fıkrası gereğince “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan bir hallerden” ötürü iş akitlerinin feshedildiği belirtildi.
Sendikalarına üye 16 işçinin haksız yere işten çıkarıldıklarını iddia eden DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, işçilerin bundan dolayı eylem yaptığını ileri sürdü.
Salgın sürecinde işçilerin işten çıkarılmasının mağduriyetlere neden olduğunu ifade eden Türkmen, şu anda Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 20 işçinin işten çıkarıldıkları için eylem yaparak haklarını aradıklarını belirtti.
“16 arkadaşımız Kod-29 ile tazminatsız bir şekilde işten çıkarıldı”
İşçilerden 16’sının bir halı, 3’ünün de bir boya fabrikasının önünde eylem yaptığını belirten Türkmen, “İşçilerimizin işten çıkarılmalarının gerekçesi işverenler tarafından ‘iş yavaşlatma’ şeklinde açıklandı. Fakat asıl gerekçe bu arkadaşlarımızın zam dönemlerinde açıklanan zammı düşük bulması, düşük ücrete tepki göstermesi, bu talep ve şikâyetlerini ifade etmek üzere fabrika yönetimi ile toplantı yapmaları ve daha önce 12 yıllık bir işçinin tazminatsız Kod-29 ile haksız yere işten çıkarılmasıdır. Çünkü bu arkadaşlarımız 12 yıllık işçi arkadaşlarının haksız yere işten çıkarılmasına tepki gösteriyorlar. Bu talepler dünyanın her yerinde yasal ve doğal haklardır. Bir de bunun üzerine bir sendikal örgütlenme olunca, sendikalaşmayı, işçilerin anayasal hakkı olan sendikalı örgütlenmeyi engellemek için 16 arkadaşımız Kod-29 ile tazminatsız bir şekilde işten çıkarıldı.” dedi.
İşçilerin anayasal haklarını ve emeklerinin karşılığını istediklerinden dolayı işten çıkarıldıklarını ileri süren Türkmen, Kod-29 ile işten çıkarılan işçilerin işten çıkarılmalarının asıl gerekçesinin fabrikadaki düşük ücrete tepki göstererek zam talep etmeleri ve daha önce tazminatsız olarak işten çıkarılan arkadaşları için toplanıp fabrika yönetimi ile toplantı yapmaları olduğunu iddia etti.
“İşçiler haklarını aradıkları için Kod-29 ile tazminatsız işten çıkarılıyor”
Kod-29 ile işten çıkarılan işçilerin birçok yönden de mağdur edildiklerini belirten Türkmen “Bu madde, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranışla işverenin tazminatsız haklı feshi hakkını düzenleyen bir maddedir. İyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranış; yüz kızartıcı suçtur. Fabrikaya bilerek zarar vermektir. Hırsızlık yapmaktır ya da bilerek kasıtlı bir suç işlemektir. Fakat Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde sadece bu iki fabrikada değil, Gaziantep'te onlarca fabrikada sadece son 4 ayda yüzlerce işçi hak aradığı, zam istediği, pazar mesaisine gitmediği için ya da iş yerindeki herhangi bir haksızlığa itiraz ettiği, bu şekilde işçilerin haklarını istedikleri, sendikal olma hakkını kullandığı için Kod-29 ile tazminatsız işten çıkarıldı. Açlığa mahkûm edildi. Üstelik işsizlik maaşından yararlanamıyorlar. Bir de Kod-29 gerekçesiyle ‘ahlaksızlık’ iftirası atılarak işten çıkarılıyor.” ifadelerini kullandı.
Eylem yapan işçilerin arasında 15 yıl çalışan işçilerin de bulunduğunu belirten Türkmen, işten çıkarılan işçilerin hiçbirinin bugüne kadar bir tek tutanaklarının bile olmadığını öne sürerek işçilerin haksız bir şekilde Kod-29 ile tazminatsız işten çıkarılmalarına karşı olduklarını söyledi:
“Kod-29 ve ücretsiz izin uygulaması kaldırılsın”
Fabrikalarda çalışan işçilerin aynı zamanda ücretsiz izne gönderilerek de çıkarıldıklarını ileri süren Türkmen “Pandemi döneminden önce ‘ücretsiz izin’ diye bir uygulama yoktu. Yani işçi kendisi talep etmeden ya da onaylamadan ücretsiz izine gönderilemezdi. Gönderildiğinde işçinin haklı olarak tek taraflı iş akdini feshedip tazminat alma hakkı vardı. Şimdi bu hükümet işverene süresiz bir şekilde işçiye ücretsiz izin kıyağı yaptı. Patronlar da bu hakkı son derece kötü bir şekilde hatta ‘ahlaksızca’ kullanıyorlar. İş yerinde herhangi bir duruma itiraz eden her işçi ya da işten çıkarmak istedikleri işçiyi bile ücretsiz izine göndererek aslında fiilen açlığa mahkûm ediyorlar. Ücretsiz izine gönderilen işçi başka bir yerde iş bulup da çalışamıyor, kendisi istese işten de ayrılamıyor ya da başka bir yere girse içerideki tazminatını yakmış olacak. Resmen işçiler ücretsiz izin ile açlığa mahkûm ediliyor ya da Kod-29 ile tazminatsız bir şekilde kapı önüne konuluyor.”
İşçiyi ücretsiz izne gönderme uygulamasının ve Kod-29 ile işten çıkarmanın son bulmasını istediklerini ifade eden Türkmen, bu tür mağduriyetlerin Türkiye'nin her yerinde işçilerin yaşadığı büyük bir sorun olduğunu söyledi.
Eylem yapan işçilerin sadece yasal haklarını kullandıklarını savunan Türkmen, işverenlerin işçilerin bu tür yasal haklarına saygılı olması ve haksız yere işten çıkarılan işçilerin tekrar işe alınmalarını istedi.
“8 yıldan beri ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı’ bir davranışta bulunmadım”
Kod-29 ile işten çıkarıldığını ileri süren Mehmet Oğuz da işten çıkarılma süreçlerini anlatarak şunları söyledi:
“Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket etmedik. 16 arkadaşımızı birden işten çıkardılar. 8 yıldan beri bu fabrikada çalışıyorum. 8 yıldan beri ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı’ bir davranışta asla bulunmadım. Hakkımda herhangi bir tutanak bile tutulmadı. İlk defa böyle bir durum ile karşılaşıyorum. Şu anda işçi çıkarma yasağı var. Sadece Kod-29 ile işçi işten çıkarılabiliyor. Bunlarda bunu değerlendirdiler. Kod-29 ile alakamız bile yok. İçeri de hırsızlık yapmadık, taciz, uyuşturucu kullanımı yok. Fakat tüm bunlar bu madde de var. İçimizde 16 yıldır bu fabrikada çalışan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın hiç birinde bu tür suçlardan bir tutanağı bile yok. Ne olduysa bir günde ‘sizi Kod-29’dan işten çıkardık’ dediler.”
“Hiçbir zaman üretimi durdurmadık”
Erkan Sarıoğlu da hiçbir zaman “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı” hareket etmediğini belirterek, “Bir arkadaşımız Kod-29’dan dolayı işten çıkarıldı. Biz de bu arkadaşımızın işten çıkarılma gerekçesini öğrenmek için yönetimden toplantı yapmalarını istedik ve toplantımızı yaptık. Fakat bu süreçte hiçbir zaman üretimi durdurmadık. Toplantının ardından arkadaşımızın işten çıkarıldığını ve tüm haklarını da arabulucu aracılığıyla alabileceklerini söylediler ve işimize devam ettik. Daha sonra zam görüşmeleri esnasında toplantılar yaptık, görüşmeler oldu, taleplerimizi ilettik. Taleplerimizin bir kısmı karşılandı, bir kısmı karşılanmadı. Bu sürecin ardından da 16 kişiyi Kod-29’dan işten çıkardılar.” diye konuştu.
“Dokuma bölümü çalışanlarına yüzde 42’ye varan zam yapılmıştır”
Fabrika tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Yaklaşık 40 yıldan bu yana halı ve iplik üretimi alanında faaliyet göstermekteyiz. Sektörünün öncü kuruluşlarından olan firmamızda, çalışanlarımızın her türlü mali ve sosyal hakları konusunda son derece duyarlı bir anlayışla hareket edilmektedir. Bu doğrultuda yıllık ücret artışı çalışmalarımız ocak ayında tamamlanmış, çalışanlarımızın ücretlerine yüzde 25 tabanlı zamlar yapılmıştır. Dokuma bölümü çalışanları için ise özel değerlendirmeler yapılmış ve yüzde 42’ye varan ücret artışları gerçekleşmiştir. Pandemi koşullarında dahi çalışanların ekonomik değişimlerden en az etkilenmesi hedeflenmiştir.” denildi.
“Diğer işçilerin çalışmaları engellendi”
Firma çalışanları ile iş kanunu ve iş sözleşmesi çerçevesinde iş akışı sürdürüldüğü ifade edilen açıklamada, “Bu kapsamda rutin iş ve işlemlerin kötü niyetli bir grup tarafından provakatif ve illegal grev gerekçesi olarak kullanılması neticesinde 22.01.2020 tarihinde fabrika bahçesinde kanunsuz grev ve iş durdurma gerçekleşmiştir. Grev gerekçesi olarak sunulan konu hakkında genel katılımla bir toplantı yapılmış, çalışanlar detaylı bilgilendirilmiştir. Takip eden günlerde firmanın dokuma bölümündeki bir grup çalışan, yönetim birimine gelerek diğer işçiler tarafından çalışmalarının engellendiğini, toplu bir iş yavaşlatma hareketinin başlatıldığını ifade etmişler, iş yavaşlatma ve toplu eylem yapma baskısı konusunda Whatsap'ta yapılan yazışmaları da göstererek durumun ciddiyetini ve şiddetli rahatsızlıklarını bildirmişlerdir.” ifadeleri yer aldı.
“Yapılan kanunsuz grevlerin ve iş yavaşlatmanın bilinçli, kasıtlı, provokatif olduğu görüldü”
Gerçekleşen iş yavaşlatma eylemi ile bir süre fabrikadaki üretimin yüzde 50’lere varan oranlarda düştüğünün üretim kayıtlarıyla tespit edildiği belirtilen açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi.
“Yavaşlatma baskısı kuran işçiler tespit edilmiş ve savunmaları alınarak fabrika disiplin kuruluna sevk edilmeleri sağlanmıştır. Ancak konu provakatif bu süreci toplu bir eyleme döndürme, dikkati sendikal hakkın istismarına mal etme, yasadışı grev yapma, yaptırma çabası şeklinde devam etmiş, 04.02.2021 tarihinde dokuma bölümünde bir kez daha yasa dışı grev hareketi yenilenmiştir. Yapılan tespitler, bilgi ve belgeler ışığında firmamız disiplin kurulu, işçi temsilcilerinin yanı sıra süreci takip eden işçi gözlemcilerini de toplantıya davet etmiş tüm değerlendirme aşamalarını açıklık ve doğruluk ilkesi ile şeffaf olarak işçi katılımları ile yürütmüştür. Yapılan kanunsuz grevlerin ve iş yavaşlatmanın bilinçli, kasıtlı, provokatif olduğu görülmüş, çalışanlardan bir bölümünün İş Kanunun 25’inci Maddesinin 2’inci Fıkrası gereğince ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan bir hallerden ötürü iş akdi feshedilmiştir. Söz konusu olayda az kusurlu ya da kusursuz olduğu tespit edilen çalışanlar ise işe iade edilmiştir.”
“Bahsi geçen aşamalar sözlü yazılı kayıtlarla sabittir”
Kanunlarda grev ve benzeri eylemlerin nasıl yürütüleceğinin ve sendikal hakların kullanımının açıkça belirtilmiş olmasına rağmen işyerlerinde bir illegal yapılanma oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Hakkımızda yapılan haberler yalan, yanlış ve son derece taraflıdır. Bahsi geçen aşamalar sözlü yazılı kayıtlarla sabittir. Bu kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurumuz gerçekleşmiştir. Yanı sıra tüm maddi ve manevi haklarımız ile ilgili tazminat davası açılacaktır.” denildi.
“Çalışanları tehdide varan davranışlar sergilenerek baskı sürdürülmeye çalışılmaktadır”
İşten çıkarılan işçilerin başlattıkları eylemin mevcut çalışanları huzursuz ettiği belirtilen açıklamada, “Çalışma barışına açıkça zarar vermeye devam etmektedir. Özellikle işe giriş-çıkış saatlerinde huzursuzluğun dozunu arttırıcı eylemler yapılmakta, hatta çalışanları tehdide varan davranışlar sergilenerek baskı sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bu konu ile de ilgili yasal süreç başlatılacaktır. Belirtmek isteriz ki eylem yapan dokuma operatörlerinin aylık ücretleri 6-8 bin TL net arasında değişmektedir.” ifadelerinde bulunuldu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.