Bizim için Gazze'nin gülmesi çok çok önemliydi, hatta siyasi anlamda bir ölçüydü.

Geçtiğimiz kaç seçim döneminde inanın Gazze'nin sevincini ve üzüntüsünü dikkate alarak rey kullandık.

Ak Partinin bundan önceki seçimlerden birini kazanmasının ardından bir yazımızda bunu dile getirmiştik; Mademki Ümmet sevindi, mademki Gazze sevindi, o halde biz de seviniyoruz demiştik. Çünkü bizim en önemli çizgilerimizden birisi Ümmetin maslahatı, Ümmetin menfaatiydi, hâlâ da öyledir. Gazze gülüyorsa biz de gülüyoruzdur.

Hatırlarsınız bir çok seçimin ardından yaptığı balkon konuşmalarında sayın R. T. Erdoğan da bunu bizzat dile getirmiştir; Sadece Türkiye değil Gazze kazanmıştır, Bosna kazanmıştır, Arakan kazanmıştır diye.

Gazze'nin gülmesi, özellikle Türkiye tarafından yüzünün güldürülmesi konusunda birileri gibi acele de etmedik. One minute'nin bir şovdan ibaret olduğunu, siyonist terör devletini kınamaktan başka bir şey yapılmadığını, ilişkilerin ve ticaretin devam ettiğini vs iktidarın başına kakmadık, çünkü her şeye rağmen biz gerçekçiydik. Devlet olmanın bir sorumluluğunun olduğunu biliyorduk ve bir çok kardeşimize bu konuda sabır tavsiye ediyorduk.

Fakat artık bıçak kemiğe dayanmış durumda. Zalim terör devleti zulmünü katladıkça katlamış, faşistliğini kanunlaştırmış, devletleştirmiştir.

Sanki Türkiye'de ‘one minute' diyen birileri seçimi kaybetmiş, siyonist terör devletini destekleyen birileri iş başına gelmiş gibi pervasızca azmış ve kudurmuş durumda.

Biz her şeye rağmen ayakları yere basan, gerçekleri görmeye çalışanlarız. Fakat kendilerinin seçimi kazanmasının aynı zamanda Gazze'nin kazanacağı, Gazze'nin güleceği anlamına geleceğini iddia edenlerden bugün artık çok somut adımlar beklemek ve görmek bizim hakkımız değil midir?

Siyonist kuduz terör rejimi şu ana kadar atmadığı adımlar atıyor, Gazze'yi tamamen ilhak edip tescillemek istiyor.

Türkiye mutlaka bir şeyler yapmalı, iktidar mutlaka bir şeyler yapmalı, özellikle Başkan Recep Tayyip Erdoğan bir şeyler yapmalı, Gazze'nin güldüğünü bizlere göstermelidir.