Esra GÜLŞAHİN
Gecelerin Heyecanı
Ramazan ayının başı, ortası derken sonuna yaklaşıyoruz. Günlerin çabuk geçmesi bir yana ayın manevi atmosferinden ayrılmak istemiyoruz adeta. Gecesiyle, gündüzüyle her halin insanda huzur bulmuş hali. On bir ayın, o sadece bir aya susamış ve kana kana içmek isteyen bir hal var ortada. Elbet yine pandemi dolayısıyla belki tam manasıyla yaşayamadık, ancak sadece sahuru bile yetti günleri bayram sevinciyle yaşamaya. Hem zaten asıl olan kulun Rabbi ile arasındaki güçlü bağın ve sevginin kemal bulmasıydı.
Ve en sır dolu günlerdeyiz. Günün gecelerindeyiz. Bu son on gece, hem de tekli geceler ve ihtimali yüksek olan yirmi yedinci gecenin gelişi sizi de heyecanlandırmıyor mu? Şu günlerin zamanının farklı hayırlara gebe olduğu ve bilmediğimiz ne muhteşem müjdeleri içerdiğini düşündükçe insan bir başka oluyor.
Ki Kadir gecesi bir ömre tekâmül edecek en bereketli ve en özel fırsat. O ki esenlik gecesi, nurlarla harmanlanmış bir gece. Melek melek gökyüzünün nurlanıp tevbe ve affedişlerle kirlerin yeryüzünden temizlendiği bir gece. Diri kalplerin geceyle dua söyleşisi… Aşk ehlinin zikirle yüreğini yıkadığı ve gecenin feyzinden içtikçe doyamadığı bir ab-ı hayat. O ki, gök sofrasının yeryüzüne açıldığı gece. O ki karanlık bir kabirde tüm ihtişamıyla parlayan bir ışık. Siyahî bir yüreğin üstüne açılan tertemiz bir kitap. Ak rengine boyanmış bir kalbin temiz sayfaya duruşu. O gece ki tüm karaları nura gark eden bir an. O ki, Kadir gecesi. Kadrin gecesi. Bu geceyle birlikte insan kadrinin de artacağının göstergesi.
Öyle bir gece ki; her saniyeyi bir asır gibi yaşa, her dakikayı temizlenmiş kalbi duyguyla yaşa, her saatte misliyle hayırlı senelerini çoğalt!
Bu öyle bir gece ki; kadrini artırdığın her an kadir gecesinin hakkını verdiğin ve yükseldiğin bir kulluk zirvesi, Rab’le olan miracın!
O ki bir sır. Ki insan nerden bilecek? Sırrına vakıf olamadığımız bir affediş ve rahmet umudunun en berrak gecesi.
Öyleyse bir çocuk heyecanı gibi, yarın alacağı bir oyuncağı hayal eder gibi, kavuşacağı bir yere umut eder gibi gecelerin ihyasını aynı özveri ve çocuk heyecanıyla geçirelim. Secde, yakarış, ilim, Kur’an okuma ama en çok da şu dua düşmesin dilimizden. Ki Hz. Ayşe Resullah(a.s)’a; “Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam o gece nasıl dua edeyim?” diye sorar. Resulullah; “ Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet.” Diye dua et diye buyurur.
Müslümanın tam da gecelerini ihya etmeye başlayacağı yerdeyiz. Gecelerin diri olduğu, uyanık beynin fırsat kolladığı, tövbe ve yakarışların elleri ağlattığı, nedamet dolu iç buhranlarının affediş müjdesiyle serinlediği… Toplum, ümmet ve Kudüs için samimiyet dolu duaların yapıldığı. Ülkemizde ve diğer tüm zindanlarda olan Yusufilerin de unutulmadığı dualar…
Allah gecelerimizi bereketli, diri ve kabul edilmişlerden kılsın. Kadir’in kıymetini ve kadrini bilenlerden eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.