Gelir vergisine ilişkin oluşturulan adaletsizliğe son verilmelidir
Memur-Sen Bitlis Şube Başkanı Cabir Durak, gelir vergisine ilişkin adaletsizlik ve buna dayalı olarak kamu görevlileri dahil, emek kesiminin yaşadığı mağduriyetlerin sonlandırılması çağrısında bulundu.
Memur-Sen Bitlis Şube Başkanı Cabir Durak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103’ncü maddesinde yer alan oran ve oranın uygulanacağı matrahın, ücretli çalışanlar aleyhine sonuçlar doğuracağını belirterek, doğacak mağduriyetin giderilmesi çağrısında bulundu.
Durak, “Söz konusu maddede gelirin vergilendirilmesinde iki temel parametreye yer verilmiştir. Bunlardan ilki oran, ikincisi ise oranın uygulanacağı matrahtır. İçinde bulunduğumuz süreçte her iki parametre açısından ücretli çalışanlar aleyhine sonuçlar doğuracak gelişmeler söz konusudur. Teknik ayrıntıdan uzak durmaya özen göstermekle birlikte bir husus ifade etmeden gelir vergisinde matrah üzerinden oynanan oyunu anlatamayız, anlayamayız.” dedi.
“Vergi kaynaklı gelir kaybını gidermek ve gelir vergisi noktasında adaleti tesis etmek, sosyal maliyeti minimize etmek için son derece önemlidir.” diyen Durak, şunları söyledi: “Gelir vergisi matrahları, her yıl ‘Yeniden değerleme oranı’ üzerinden artırılmaktadır. Yeniden değerleme oranının temel parametresi üretici fiyat endeksidir. Esasen gelir vergisi matrahlarının belirlenmesindeki sıkıntı ya da bizim ifademizle matrah oyunu da burada başlamaktadır. Gelir vergisi matrahlarının belirlenmesine etki eden yeniden değerleme oranında, TÜFE değil, ÜFE esas alınarak, gelirleri üretici fiyatlarına göre vergilendirilen fakat giderleri TÜFE’ye göre artan çalışan-ücretli kesim tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun özeti ise gelir vergisine esas matrahlarda cari enflasyondan daha düşük artış ve buna dayalı olarak da daha yüksek vergi ödeme yükümlülüğünün oluşmasıdır. Enflasyona bağlı olarak harcamaları artan, matrah artışındaki cimriliğe bağlı olarak gelirleri azaltılan ücretle çalışan kesimin, vergi yükünü yansıtma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle, vergi kaynaklı gelir kaybını gidermek ve gelir vergisi noktasında adaleti tesis etmek, sosyal maliyeti minimize etmek için son derece önemlidir. Bu anlamda, gelir vergisi noktasında yapılacak ilk değişiklik ve mağduriyeti gidermeye dönük hamle, gelir vergisi matrahlarının, ÜFE’ye göre değil TÜFE esas alınarak belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılmasıdır. Özellikle, ücret kazancına dayalı olarak gelir vergisi mükellefi olan kişiler için uygulanması gereken endeks tüketici fiyat endeksi olmalıdır.”
“Gelir vergisinde yeniden değerleme oranın da ÜFE yerine TÜFE’nin esas alındığı sistem hayata geçirilmeli”
Diğer bir husus ise gelir vergisi matrahının tespitinde statüler arası farklılıklarla oluşturulan vergi adaletsizliği olduğu hatırlatmasında bulunan Durak, bu adaletsizliğin biran önce ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Durak, “Aynı unvan altında ama farklı statülerde çalışan kamu görevlileri arasında, gelir vergisi matrahı ve dolayısıyla ödedikleri gelir vergisi tutarı yönüyle küçümsenmeyecek farklılıklar bulunmaktadır. Matrah oyununa mükellefler arası eşitsizlik de ekleniyor. Adaletsizliği giderecek yöntem bellidir. Gelir vergisi matrahına dahil edilecek gelir kalemleri boyutuyla, KİT personelinin 657 sayılı Kanuna tabi kamu görevlileriyle aynı duruma getirilmeleri gerekmektedir. Daha açık bir ifadeyle, gelir vergisi matrahında KİT personelinin matrahı, 657 sayılı Kanuna tabi personelin tabi olduğu tutara göre belirlenmelidir. Tıpkı, ek ödemede olduğu gibi, tıpkı emekli maaşı ve ikramiyesinde olduğu gibi. Bu noktada, gelir vergisine ilişkin mevcut adaletsizliklerin giderilmesi yönünde adım atılmasını beklerken, aksi yönde bir irade ile yüzde 11 arttırılma yönünde düzenleme yapılması; adaletsizliğin sona ermesine değil derinleştirilmesine çaba sarf edildiği kanaati uyandırmaktadır. ‘Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır’ sloganının yanına ‘Vergide adalet esastır’ afişinin eklenmesi için, içinde bulunduğumuz süreç iyi değerlendirilmeli; yüzde 27’lik oranın 3 puan artışla yüzde 30’a çıkarılması yanlışından vazgeçilmeli ve gelir vergisinde yeniden değerleme oranın da ÜFE yerine TÜFE’nin esas alındığı sistem hayata geçirilmeli.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.