Gençlik kırmızı alarm veriyor!

Gençlik istikbaldir.

Gençlik, zihnin zinde olduğu hayat evresidir.

Gençlik, şahsiyetin oluştuğu zaman dilimidir.

Gençlik, duygu yoğunluğunun yaşandığı çağdır.

Ve gençlik, hayat serüveninin en verimli dönemidir…

TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 16'sı gençlerden oluşuyor. Bu yüzdeliğe göre Türkiye'de 15-24 yaş gurubundan yaklaşık 13 milyon gencimiz vardır.

Peki, istikbalimiz olan gençliğimiz ne haldedir?

Peşinen söyleyelim iyi durumda değiliz. Gençliğimiz kırmızı alarm veriyor.

Ebeveyn ve büyüklere karşı saygı kalkmış; tarih, kültür ve dini değerlerinden uzak bir gençlik yetişiyor. Modernizmin pençesinde bir o yana bir bu yana savrulan gençlerimiz basit hesapların kurbanı oluveriyorlar.

Bir davaları, bir ideolojileri veya bir bakış açıları olmaktan ziyade geçici zevkler peşinde koşuyorlar. Daha acı olanı ise ne idüğü belli olmayan bir sporcuyu veya popüler bir zevatı kendine idol olarak kabul ediyorlar.

Uyuşturucu müptelası olan yığınlar, inanç ve medeniyetinden habersiz olan çaresizler, deizm ve cinsel eşitlik peşinde koşan zavallılar bizim çocuklarımızdırlar maalesef.

Bir bütün olarak “Gençlik elden gidiyor” demek elbette insafsızlık olur. Gençliğin ihyası için çalışan ve bu konuda ciddi gayretler gösteren STK ve cemiyetler elbette vardır. Ancak 13 milyon gence nazaran bu rakam çok çok az olduğu gerçeği de unutmamak gerekir.

Tabi gençlerin bu duruma düşmesinin birinci sorumlusu batı yaşam tarzını ve batı eğitim modelini bize dikte edenlerdir. Ondan sonra ebeveynler ve gençlerdir.

Eğitim ve bilgi başta olmak üzere Batıdan ithal ettiğimiz her şey seküler merkezlidir. Gençliğimiz için batıdan aldığımız eğitim anlayışı ve yaşam modelini kendi inanç ve kültürümüzün mihenk taşına vurmadan mutlak doğru olarak kabul ettik ve ediyoruz. Bu hal gençliğimizin karanlığa doğru yol aldığına vesile oluyor.

Bu soruna ivedilikle bir hal çaresi bulunmalıdır. Herkes kendi çapında bu soruna el atmalı ve üzerine düşeni yapmalıdır.   

Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet ve diğer kurumlar gençlik üzerinde sağlıklı projeler geliştirmeli ve hayata geçirmelidir. Ayrıca dindar bir gençliğin yetişmesi konusunda çalışan STK ve cemiyetlere, siyasi iktidar sonuna kadar destek vermeli ve imkân oluşturmalıdır. Yoksa birkaç yıla kadar gençliğimiz elimizden kayıp gitme ihtimali yüksektir.

Yüzyıllardır hep aynı soru soruluyor “Ne olacak bu gençliğin hali?”

Evet, bugün bizde aynı soruyu sıkça birbirimize soruyoruz. Çünkü geçmişinden bihaber ve gelecek üzerinde bir planı olmayan bir gençlik var karşımızda. Anı yaşamak ve duygularının tatmini için bütün değerlerinden vazgeçebilen bir gençlik yetişiyor maalesef.

Sahi ne olacak bu gençliğin hali?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.