Diyanet İşleri başkanı Mehmet Görmez'in görevden alınması (ya da emekli edilmesi) bazı kesimleri üzerken bazı çevrelerde ise sevinçle karşılandı.

Özellikle sevinçle karşılayanların diyanet gibi önemli bir kuruma yerleşmek ve bu kurum üzerinden kendi düşüncelerini yayma düşüncesinde olmaları dikkat çekiyor.

Mesela Türkiye gazetesi çevresi…

Kutlu Doğum programları üzerinden diyanete yüklenen bu grubun sığ ve ötekileştirici din anlayışının ne olduğu kamuoyunda biliniyor. Aynı gruptan O. Ünlü adlı kişinin çocuklar ve cami üzerinden yaptığı çirkin benzetme uzun süre konuşuldu.

Bu grup, M. Görmez'in görevden alınmasından memnuniyetini gizlemiyor.

Yıllarca Türkiye Gazetesi yöneticiliği yapan şimdilerde Star Gazetesi yöneticisi olan Nuh Albayrak'ın bu konuda yazdığı yazıyı değerlendirmek istiyorum.

İtalikler, Albayrak'ın yazısından yaptığım alıntılardır.

“Görevi “din müessesesini korumak” olan Diyanet, geçmişte de İslamiyet'in ana omurgası olan Ehl-i Sünnetle çelişen uygulamalarıyla dikkat çeken bir kurumdu.”

Ne kadar geçmişte? Mesela sizin yayın organlarınızda önceki Diyanet reisleri M. Nuri Yılmaz ya da A. Bardakoğlu hakkında bir eleştiriniz çıktı mı?

“Nitekim, karar alma mekanizmalarını yıllar önce ele geçiren FETÖ'nün, bütün rakip camia ve cemaatleri bertaraf etmek için Diyanet'i kullandığı anlaşıldı.”

O yıllar önce böyle bir durum başlamışken siz neden o zamanlar bu FETÖ denen yapıya methiyeler diziyordunuz? “Biz öyle bir şey yapmadık” mı diyorsunuz? Biraz beklerseniz arşivlerden size bir şeyler gösterebilirim.

“Üstelik sadece Kutlu Doğum sayesinde bile, FETÖ'nün Peygamber Efendimizi inkar eden sapık söylemlerini milyonlara yayan Diyanet'in ödemesi gereken büyük kefaretler bulunmaktadır.”

İnsafınız kurusun!

Bu meselenin tüm şahitleri konuştu. Peygamberi devreden çıkarıp “Peygambersiz din” düşüncesini yaymaya çalışan Fetö ile her sene farklı bir tema ile Hz. Peygamberi tanıtmayı amaçlayan “Kutlu doğum” programlarını bir tuttuğunuz için Allah müstehakınızı versin.

“Daha yıllar önce bütün Türkiye “Dinler Arası Diyalog”un barışçıl bir şey olduğunu zannedip; bu sapığı Mevlana'ya benzetirken, biz ısrarla bunun dinsizlik olduğunu yazdığımız için, “Ayrımcılık yapmak”la suçlanmıştık.”

Doğrusu ne zaman demiştiniz bunu merak ediyorum?

Eğer böyle bir şey dediyseniz ve FETÖ siz karşı herhangi bir operasyon yapmadıysa ben bu konuya nasıl bakmalıyım? Öyle ya daha yayınlanmamış kitaplar için bile operasyon yapan, deliller uyduran, iftiralar atan bir örgüte yönelik böyle sözler söyleyeceksiniz ve size karşı hiçbir şey yapmayacaklar. Sahi sizin ne ayrıcalığınız var? FETÖ'ye karşı sizi koruyan Amerika'daki patronunuz muydu?

“Biz Diyanet'i eleştirdikçe bazıları bu eleştirilerimizi Sayın Görmez'in şahsına teksif ederek, anlamsız bir “Görmez'i yedirmeyiz” kampanyası başlatmışlardı.

Oysa bizim eleştirilerimiz kurumsaldı.

Elbette Diyanet'in, FETÖ görmezliğinde Sayın Görmez'in ciddi payı vardı.”

Tamam, diyelim ki, Diyanet, Görmez'den dolayı FETÖ'yü görmedi. Peki siz hangi sebepler görmediniz? Ya da soruyu şöyle sorayım: Hangi sebepten dolayı FETÖ yapılanmasını bu kadar övdünüz?

2 Haziran 2008 tarihli Türkiye Gazetesinde Nuh Albayrak yazısı:

“6. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Finali'ni dün akşam canlı izleyen şanslı kişilerden biri de bendenizim... 110 ülkeden gelen 550 gencin marifetlerini, muhteşem bir organizasyon eşliğinde izledik. Üç saat boyunca bazan güldük, bazan duygulandık, hatta bazan da ağladık...”

“Bu günün akıncıları gibi beş kıtaya koşan bu eğitim ordusunu gönülden kutluyor ve herkesin bu 'global hizmet'i desteklemesi, hiç değilse 'gölge etmemesi' gerektiğine inanıyoruz.”

Evet, Nuh Albayrak! Herkesin bu “global hizmeti” desteklemesi gerektiğine inanıyormuşsun, hem de 9 sene önce.

Çok mu eski? O zaman bir sene ileri gidip bir hatırlatmada bulunalım.

Nuh Albayrak, 2010 Türkçe olimpiyatları Almanya finalinde jüri üyeliği yaptı.

Yine mi olmadı? Bir sene daha çıkalım.

23 Haziran 2011'de şunları söylemiş Nuh Albayrak:

“Şarkı finalinde de çok duygulandım. Türkiye için çok önemli olduğuna inandığımdan olimpiyatlara elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum.”

Şimdi kısa bir bilgi ve yine sorularımızı soralım:

F. Gülen'in “Dinler arası diyalog” projesini çok eskilere götürenler bulunduğu gibi bunun resmi olarak 1998'de Gülen-Papa görüşmesiyle başladığını söyleyenler var.

Ve evet, Nuh Albayrak, sen 2008'de “Herkesin bu global hizmete destek vermesi gerektiğini” yazıyorsun.

Ne oldu da “Global hizmet” terör oldu?

O yüzden lafı eveleyip geveleme, “Ben de kandırıldım” deyip işin içinden çık!

Mehmet Görmez meselesinde ise sorunun yakın olduğun grubun o kurumda kadrolaşamaması olduğunu kabul et!

Uzatmaya gerek yok!