Göç etmek zorunda kalan kardeşlerimiz, bizim misafirimizdir
Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla Göç ve Manevi Destek Merkezi’nde göçmenlerle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Ülkelerinden göç etmek zorunda kalan kardeşlerimiz, bizim misafirimizdir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı hizmet veren Göç ve Manevi Destek Merkezi’ni ziyaret etti.
Merkezde eğitim gören göçmenlerle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, burada yaptığı konuşmada, Göç ve Manevi Destek Merkezi’nde pek çok ülkeden ülkemizde bulunan göçmenlere hem Türkçe öğretimi açısından hem onların çocuklarına din-i mübin-i İslam öğretme noktasında hizmetler yapıldığını söyledi.
Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de “Müminler ancak kardeştir” buyurulduğunu hatırlatarak, “Dünyanın en ücra köşesinde bulunan bir Müslüman kardeşimizin içinde bulunduğu rahatsızlık, hepimizi ilgilendirir, rahatsız eder. Bu durum inancımızın gereğidir” dedi.
İslam dünyasında yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Erbaş, “Şu anda Suriye’de, Irak’ta, Yemen'de, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, dünyanın pek çok yerinde sıkıntı içerisinde olan kardeşlerimiz var. Ülkelerinden göç etmek zorunda kalmış kardeşlerimiz var. Hepsi bizim misafirimizdir” ifadelerini kullandı.
Geçmişte Anadolu’nun sadece Müslümanları değil, yurtlarını terk etmek zorunda kalan farklı dinlere mensup insanları da bağrına bastığını hatırlatan Erbaş “Bugün ülkemizde 10 yıl içerisinde 5 milyon kadar muhacir kardeşimiz Anadolu'nun sıcak bağrına sığınmıştır. Yuva olarak kabul etmiştir. Devletimiz bütün kurumlarıyla muhacir kardeşlerimize sahip çıkmıştır. Bizler de Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak öteden beri gerek maddi olarak gerekse manevi olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye, ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmaya gayret ettik” diye konuştu.
Erbaş, yurt içi ve yurt dışında mazlum ve mağdurlara yönelik çalışmalar yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bizler sadece sınırlarımızın içerisinde değil, sınırlarımızın ötesindeki insanlara da tırlar dolusu yardım ettik. Birileri binlerce tır silah göndererek Müslümanların birbirini öldürmesini ya da teröristlerin Müslümanları öldürmesini sağlamaya çalışırken, biz de Türkiye olarak binlerce tır dolusu yiyecekle kardeşlerimizin yanında olduk. Çadır gerekiyorsa çadır, ev gerekiyorsa ev, fırın gerekiyorsa fırın yaparak, ekmek üreterek oradaki kardeşlerimize yardımcı olmaya çalıştık. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları süresince kardeşlerimizin yanında yer aldık. 2 bin civarında din görevlisini Türkiye'ye getirerek onlara hizmet içi eğitimler verdik. Şimdi onlar kendi beldelerinde, köylerinde, kasabalarında, illerinde oradaki insanlarımıza hem din eğitiminde hem ibadetlerinde onlara destek olmak, yardımcı olmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Sınırda kurduğumuz bir fırınla günde 150 bin kadar ekmek üretip orada bir ekmeğe muhtaç olan insanlarımıza destek vermenin gayreti içerisindeyiz.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.