Göçerler yayla hayatından memnun

Göçerler yayla hayatından memnun

Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki yüksek ve serin yaylalarda hayvanlarını aylarca otlatan göçerler, bütün zorluklara rağmen yayla hayatından memnun olduklarını söyledi.

Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki yüksek ve serin yaylalarda aylarca zorlu yaşam mücadelesi veren göçerler, her şeye rağmen yayla hayatından memnun olduklarını söyledi.

Elazığ'da ikamet eden ve kışı Şanlıurfa'da, yaz aylarını da Temeke Yaylası'nda geçiren göçer Akalın ailesi, yüksek rakımlı yaylada hayat mücadelesine devam edeceklerini ifade ediyor.

Yayladaki hayat mücadelesini İLKHA’ya anlatan Ali Akalın, 4 ailenin aynı yaylada kaldıklarını belirterek, geçimlerini hayvancılıkla sağladıklarını ve bunun için birçok zorluğa katlandıklarını söyledi.

“Hayvan mesleği zor olduğu için birçok aile bırakmak zorunda kalıyor”

Geniş bir aşirete sahip olduklarını ifade eden Akalın, “Yazın 3-4 aylığına yaylaya geliyoruz. Biz Karlıova Temeke yaylasına geldik. Diğer akrabalarımız farklı yaylalara gidiyor. Bu hayvancılık mesleği deden babaya ve bizlerle böyle devam ediyor. Aşiretimize mensup birçok aile bu meslek zordur diyerek terk etti. Hayvancılık mesleğini bırakanlar Bingöl, Elazığ, Diyarbakır ve çevre illerde yerleşik hayatta geçtiler.” diye konuştu.

“Yayla yolculuğumuz iki ay sürdü”

Yaylaya kışın Şanlıurfa’dan geldiklerini belirten Akalın, “Temeke yaylasına gelinceye kadar tam iki aydır, yoldayız. İki ayda buraya gelmemizin birçok nedenleri var, hayvan hemen sıcaktan soğuğa gelirse hastalanır, hayvan sürüsünü konaklıya konaklıya geliyoruz. Göçebelik hayatının da çeşitli zorlukları var ve katlanıyoruz. 3-4 ay boyunca yaylada kalacağız. Hayvanları otlatıp süt sağımını yaparak peynir elde edeceğiz.” dedi.

“Çok zor şartlarda hayatımızı sürdürüyoruz”

Göçebe hayatının zorluklarına değinen Akalın, “6 çocuğum var. 3 oğlumu okula verdim ve diğer 3 oğlumda burada yanımda hayvanlara bakıyor.  Hayvancılık nedeniyle okulda okuyan 3 çocuğumu da almak zorunda kaldım.  Hayvancılık çok zor bir iş, bir iki kişiyle olmuyor. Şu an hanımım böbrek hastasıdır, nakil gerekiyor. Haftada kaç defa şehre götürüp diyaliz makinesine girmesi lazım. Bazen araç olmayınca hayvan sırtından hastaneye götürüyoruz. Çok zor şartlarda hayatımızı sürdürüyoruz. Sonuçta helal bir rızık için çalışıyoruz ve zorluklara katlanıyoruz.”şeklinde konuştu.

“Büyüklerimiz hayvancılığı severek yaptılar biz istemeyerek yapıyoruz”

Akalın ailesinin 20 yaşındaki çocukları İbrahim Halil Akalın da “Her şeye rağmen hayatımızı sürdürüyoruz. Büyüklerimiz bu işi severek yaptılar biz ise istemeyerek yapıyoruz. Yayla hayatı suyu ve havası güzel. Sabahları kuzuları otlatıyorum. Hayvanları sağmada yardım ediyorum. Boş durduğumuz yok.” ifadelerini kullandı.

İlk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra hayvancılıkla uğraştığını söyleyen Akalın, 12 yıldır bu işi yaptığını belirtti.

İsa Akalın ile İbrahim Akalın da yayla hayatı ve hayvancılığın zor olduğunu ancak her şeye rağmen bu hayattan memnun olduğunu ifade etti. (Nihat Kanat- İLKHA)





























HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.