Güney Kürdistan’da Neler Oluyor?
Irak Kürdistan’ında önceki günlerde başlayan sokak gösterileri yerini şiddet eylemlerine bırakırken 5 kişinin öldüğü onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi.
Irak Kürdistan’ının Süleymaniye kentine bağlı Ranya ilçesinde, başkanlık krizi ve ekonomik sorunları protesto için başlayan gösteriler, şiddet eylemlerine dönüşerek devam ediyor. Şimdiye kadar yaşanan olaylarda 5 kişinin öldüğü onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi.
Meydana gelen olaylarla ilgili Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani yazılı bir açıklama yaparak, şiddet eylemleri karşısında emniyet güçlerinden gerekli tedbirleri almalarını istedi.
Barzani yaptığı açıklamada, "Yasalara göre hareket etmeyenler yaşanacaklardan sorumlu tutulacaktır. Yasalara aykırı davrananlar sonuçlara katlanmak zorunda kalacaktır. Kürdistan bölgesindeki emniyet güçleri, idareciler, kurumlar ve siyasi partiler, karışıklığın artmasına izin vermeyin. Olayların başka bölgelere bulaşmasını önleyin. İlgili kurumlar, derhal sorumluluklarını yerine getirsin. Sükûnetin sağlanması için her türlü tedbiri alın.” ifadelerini kullandı.
Yaşanan olaylar sebebiyle KDP, Goran (Değişim Hareketi) ve lideri Newşirvan Mustafa’yı suçlarken Goran ise KDP’yi halkın taleplerine karşı duyarsız davranmakla itham ediyor. KYB ve Goran’ın güçlü olduğu Süleymaniye ve ilçelerinde maaş sorunu ve başkanlık seçimiyle ilgili başlayan protesto gösterilerinde PKK’ye bağlı kimi derneklerinde aktif rol üstlendikleri belirtiliyor.
Hatırlanacağı üzere Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin görev süresi 20 Ağustos'ta dolmuş ancak daha sonra alınan kararla 2017'ye kadar uzatılmıştı. Barzani'nin görev süresinin uzatılmasına karşı çıkan Goran Hareketi, başkanın yetkilerinin kısıtlanmasını, halk tarafından değil, parlamentoda seçilmesini talep etmişti.
Irak Kürdistan’ındaki 5 büyük parti; Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Goran Hareketi, İslamî Birlik Partisi (Yekgirto) ve İslamî Toplum Partisi (Komel) geçtiğimiz günlerde Süleymaniye’de başkanlık seçimi ve yetkilerini ele aldıkları 9'uncu toplantıyı yapmış ama bir neticeye varamamışlardı.
Siyasi Partilerin başkanlık seçimi konusunda uzlaşamamaları ve bölgede yaşanan ekonomik sorunların çözülememesi nedeniyle protesto gösterileri başladı.
Uzlaşı toplantılarının 9’uncusundan da bir netice alınamaması sonrasında protestocular, Süleymaniye'nin ana yollarını trafiğe kapattılar. Yaşanan şiddet eylemleri nedeniyle Goran Hareketini suçlayan KDP, Süleymaniye'deki gösterileri Goran'ın kaos çıkarmak amacıyla organize ettiğini ve bununla başkanlık meselesini toplumsal bir sorun haline getirmeyi amaçladığını açıkladı.
KDP Milletvekili Hayat Mecit, partisinin resmi sitesinde yayımlanan açıklamasında, "Goran, ülkede karışıklık çıkarmaya çalışıyor. Süleymaniye'deki gösterileri organize eden ve halkı kışkırtan Goran yetkilileridir. Ekonomik ve askeri sorunlar, başkanlık sorunuyla alakalı değildir. Goran, bütün bu sorunları başkanlık meselesine bağlamak istiyor. Goran, hükümetin içinde yer alan bir partidir. KDP kadar bakanı var. Fakat sürekli olarak muhalefet zihniyetiyle hareket ediyorlar. Halkı sokağa dökerek karışıklık çıkarma ve yapılacak seçimde daha fazla oy alma hesabı yapıyorlar." dedi.
Mecit, Goran Hareketi yetkililerinin yapılan gösterilerin içine dahil olarak buradan bir kaos ortamı oluşturma gayreti içinde olduklarını da sözlerine ekledi.
KDP’nin Süleymaniye Başkanı Sait Selim Ağa ise Süleymaniye halkının taleplerini meşru bir hak olarak gördüklerini, bununla beraber Goran’ın provokasyon yaptığına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Goran ise anarşi çıkararak, yolları trafiğe kapatarak ve lastik yakarak kaos ortamı oluşturmak istiyor. Öğretmenlerin derslere girmemesini, doktorlara hastanelere gitmemesini telkin ederek sokağa davet ediyorlar."
Diğer taraftan Goran Milletvekili Bahar Mahmut da, başkanlık seçimi ve yetkileriyle ilgili bir çözüme varmak için çok taviz verdiklerini ama KDP’nin buna yanaşmadığını ifade ederek şunları söyledi: "Fakat KDP tavrından hiç taviz vermedi ve geri adım atmadı. Biz, yetkilerinin kısıtlanması şartıyla başkanın halk tarafından seçilmesine razı olduk. Barzani'nin 2 yıl daha görevde kalması seçeneğini de görüşebileceğimizi ifade ettik. KDP, hiçbir teklifimizi kabul etmedi ve kendi önerilerini dayattı."
KYB Dışilişkiler Sorumlusu Sadi Pire ise protestoların maaş ve hizmet alımıyla ilgili olduğunu belirterek, "Halkımızın taleplerine destek veriyoruz. Hükümet, en kısa sürede vatandaşlarımızın maaşlarını vermeli ve çağrısına kulak vermelidir." dedi.
Gösterilerin şiddet eylemlerine dönüşmesiyle İslami Toplum Partisi (Komel) Başkanı Ali Bapir de olayların daha da büyümemesi için taraflara uzlaşma çağrısında bulundu.
Süleymaniye ve ilçelerindeki şiddet eylemlerine ilişkin konuşan Ali Bapir, taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması halinde durumun daha da kötüye gideceğini savunarak şöyle konuştu: "Kürdistan bölgesindeki durumun çözüme kavuşması için 5 büyük siyasi partinin liderleri toplanmalıdır. Eğer taraflar bir uzlaşmaya varamazsa durum daha da kötüye gidebilir."
Mesut Barzani'yi ziyaret ederek kendisine bazı önerilerde bulunduğunu belirten Bapir, bölgedeki siyasi partiler olarak oturup konuşmaktan başka seçeneklerinin olmadığını ifade ederek, "Hükümet ve parti yetkilileri olarak bu sorunlara çözüm bulmalıyız. Başkan, Başbakan, Parlamento Başkanı ve parti başkanları oturup müzakere etmelidir. Partileri suçlamak ve bunu farklı amaçlara bağlamak doğru değildir. Parlamento iflas etmiş durumda, çalışamıyor, ticaret durmuş, maaşlar verilemiyor ve artık halk, yolsuzluğun artmasından şikâyet ediyor. Gösteriler halkımızın doğal hakkıdır fakat talepler, doğru yöntemlerle ifade edilmeli. Bu olaylar çok kötü sonuçlara yol açtı. Bunların son bulmasını temenni ediyorum.” dedi.
Yaşanan olaylarla ilgili taraflardan ardı ardına açıklamalar yapılırken KDP’nin Kelar sorumlusu Ekrem Salih de dikkat çekici bilgileri kamuoyuyla paylaştı.
Salih, Süleymaniye ve ilçelerindeki şiddet olaylarının bölgedeki ekonomik krizle ilgisinin olmadığını savunarak, "Süleymaniye iline bağlı Kelar ilçesi ile Germiyan bölgesinde PKK'ya yakın kuruluşlar, göstericileri tahrik etti ve KDP binalarına doğru harekete geçirdi. Eylemcilerin içinde tek bir öğretmen ya da memur yoktur. Hepsi genç ve siyasi tarafların yönlendirilmesiyle saldırıyorlar. Kelar'daki gösterilerde bazı eylemciler, PKK lideri Abdullah Öcalan lehine slogan atıyordu.” dedi.
Şiddet eylemine dönüşen gösterilerde başta Rûdaw TV binası olmak üzere kimi basın kuruluşlarına da saldırıların yapıldığı bildirildi. Bunula beraber provokatif yayınlar yaptığı gerekçesiyle, Goran Hareketi'ne yakınlığıyla bilinen NRT ve KNN televizyonlarının Hewlêr (Erbil) ve Duhok ofisleri de kapatıldı. Konuyla ilgili NRT'den yapılan yazılı açıklamada KDP yönetiminin, televizyonun Hewlêr ve Duhok ofislerini kapatarak, çalışanlarını Süleymaniye'ye gönderdiğini belirtti.
Bu arada devam eden olaylarda, Halepçe’ye bağlı Şarezur kasabasında bulunan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) İslami Birlik (Yekgırto) İslami Toplum (Komel) parti binalarına saldırı düzenlendi.
Göstericilerin önceki gün saldırıp yaktığı KDP, Komel ve Yekgırto parti binaları, yeniden saldırıların hedefi olurken Rûdaw’a konuşan KDP Halepçe İl Teşkilatı Sorumlusu Fazıl Beşareti, son iki günde parti binalarına ciddi saldırılar olduğunu ve ateşe verildiğini söyledi. Beşareti, “KDP, kana susamış olanların planlarını bozacaktır. Partinin verdiği karar nedeniyle binalarımızı boşaltıp, güvenlik güçlerine teslim ettik.” dedi.
KDP’nin Süleymaniye Sözcüsü Faris Nevroli de yaptığı açıklamada, bölgedeki bazı parti binalarını boşaltarak güvenlik güçlerine teslim ettiklerini doğrulayarak, bu kararı Süleymaniye ve çevresinde zayıf oldukları için değil, daha fazla kanın dökülmesini önlemek ve tansiyonu düşürmek için aldıklarını söyledi.
Nevroli, "Kaos ortamı oluşturma gayretindeler. Bazı partiler maaş krizini bahane ederek göstericileri, KDP'ye saldırmaya teşvik ediyor. Bu kesimler, halkın meşru taleplerini siyasi hesaplarına feda ederek kaos ortamı oluşturma gayretindeler. Sürekli olarak KDP binalarına saldırıyorlar.” diye konuştu.
KDP Halepçe Sorumlusu Bahtiyar Sıdık da Siyasi Büro'nun aldığı karar üzerine Halepçe'deki 10 parti binasını boşalttıklarını ifade ederek, bundan sonra binalara yapılacak saldırılardan güvenlik güçlerinin sorumlu olduğunu belirtti.
Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kenti ve ilçelerinde yaşanan olaylara ilişkin, Goran Hareketi Merkezi de yazılı bir açıklamada bulunarak, KDP’nin sorumluluk yeteneğini kaybettiğini belirtti.
Goran, halkın patlama eşiğine geldiği belirtilerek, olayların daha da gergin bir hâl almaması konusunda uyarılarda bulunuldu. Yapılan açıklamada, “KDP, sorunları çözmek yerine sorumsuzca açıklamalar yaparak, karalama kampanyası yürütüyor. Goran’ın hükümet içinde kalması koalisyon ortağı partiler arasındaki güvenin yanı sıra, milletin taleplerinin yerine getirilmesine bağlıdır. Aksi takdirde hiçbir güç veya taraf Goran’ın siyasi konumu hakkında karar veremez.” ifadelerine yer verildi.
KDP’nin “Newşirvan Mustafa ve adamlarını yaşanan olayların birinci sorumlusu olarak görüyoruz.” açıklamasına ilişkin ise “Bu sözler iç savaş yılları düşüncesiyle söylenmiştir. KDP artık sorumluluk yeteneğini kaybetmiştir.” denildi.
Kürdistan Demokrat Partisi’de (KDP) bir önceki gün yaptığı açıklamada, “Süleymaniye ve Germiyan’da son birkaç gündür parti teşkilatlarımız zincirleme olarak, üyelerimizin hemen hepsi IŞİD’e karşı savaş cephesinde Kürdistan toprağını korumakla uğraşırken, protesto adı altında göstericilerin hedefindedir. Gösterilerde planlanarak bu aşamaya geldiği oldukça açıktır.” denilmişti.
Tarafların karşılıklı yaptığı açıklamalara son olarak Kürdistan Bölgesi Güvenlik Ajansı Danışmanı (Parastın) Mesrur Barzani de katılarak, KDP’ye yönelik saldırılardan Goran Hareketi’ni sorumlu tuttu.
Mesrur Barzani, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şiddet olaylarını kınayarak hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ise yaptığı açıklamada, “Şimdilerde farklı siyasi, ekonomik sorunlar ve iç çatışmalarla karşı karşıyayız. Geçmişteki sorunlar farklı yöntemlerle çözülürken, Irak’ın içinde bulunduğu siyasi durum ve güvenlik sorunu Kürdistan’a yüklenmiştir.” denildi.
Başkanlık krizi görüşmelerinde başta KDP olmak üzere siyasi tarafların makul önerilerde bulunmadığını ileri süren KYB, ortaya çıkan siyasi ve ekonomik krizden dolayı başta öğretmenler olmak üzere tüm memurların maaşlarının alamadığı bir süreç yaşandığına dikkat çekti.
KYB açıklamasında, Başkanlık krizinin çözümüne ilişkin de Goran Hareketi, İslami Birlik Partisi (Yekgırtu) ve İslami Toplum Partisi (Komel) ile birlikte hazırlanan projeyi desteklediklerine vurgu yapıldı. Açıklamanın sonunda ise “Hiçbir tarafın yaşanan kötü olaylar nedeniyle açık veya dolaylı şekilde KYB’ye saldıramayacağı.” ifadesine yer verilirken, durumun daha vahim boyutlara ulaşmaması için demokratik taleplerin şiddetten uzak bir şekilde dile getirilmesi istendi.
Peşmerge Bakanlığı ise olaylarla ilgili yaptığı açıklamada, toplumun tüm kesimlerine seslenerek, insanların yasal ve barışçıl çerçevede haklarını savunabileceğini ancak bunu yaparken kamu kurumlarına, siyasi merkezlere, kamuya açık yerlere zarar verilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Ayrıca Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin ofisinden de olaylarla ilgili bir açıklama yapıldı. Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve oradaki tüm siyasal güçlerin, bölgedeki güvenliğin korunması ve istikrarın sağlanması için çaba göstermeye davet edildiği açıklamada, başkanlık krizi ile ekonomik sorunlara karşı devam eden gösterilerde ve sonrasında meydana gelen şiddet olayları sonucunda yaşanan can kayıpları nedeniyle derin üzüntü duyulduğu ifade edildi.
İbadi, sorunların diyalog, hukuk ve anayasal zeminde çözülmesi ve herhangi bir kaba kuvvetin kullanılmasından kaçınılmasını gerektiğini belirterek, ayrıca barışçıl gösteri hakkına saygı duyulması, göstericilerin ve kamu mallarının korunması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise İngiliz vatandaşlarına zorunlu olmadığı sürece Kürdistan Bölgesi’ne gitmemeleri uyarısı yapıldı.
Süleymaniye’de başlayan gösterilerin diğer bölgelere yayılmasını gerekçe gösteren İngiltere Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarının siyasi toplantıların yapıldığı yerler ile kalabalıklardan uzak durmaları gerektiği uyarısında bulundu.
Irak Kürdistan’ında son birkaç gündür maaşların ödenmemesini protesto amaçlı başlayan gösteriler, şiddet olaylarına dönüşürken, yaşanan olaylarda şu ana kadar 5 sivil hayatını kaybetti, onlarca kişinin yaralandı, kimi siyasi parti ve kurumlar da saldırılara hedef oldu.
Özellikle Mesut Barzani’nin bağımsızlık vurgusunu öne çıkardığı son bir yıl içerisinde Kürdistan Bölgesinde çeşitli olaylar ve saldırılar yaşandı. ABD’nin Suriye’de devam eden hava operasyonları, Türkiye’nin İncirlik Üssü’nü tekrardan açması, PKK eylemlerinin ivme kazanması, son günlerde Rusya’nın Suriye’deki Esed muhalifi gruplara karşı başlattığı hava bombardımanları, Rusya savaş uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlali, son birkaç gündür Irak Kürdistan’ında yaşanan iç kargaşa ve Ankara’da yaşanan patlama, analistler tarafından değerlendirilirken bunca gelişmenin birbirlerinden bağımsız olmadığı yorumları öne çıktı.
Kimi analistler ve güvenlik uzmanları tarafından; Türkiye, Suriye ve Irak üçgeninde yaşanan ve Kürdistan’ı da kapsayan kaos olaylarının, ABD-Rusya denkleminde yaşananların bölgeye tezahürü olarak yorumlanıyor. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.