Güzel ahlak timsali Şehid Abdulkuddus Yazgil
23 Haziran 1994 yılında Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde İslami şahsiyetiyle tanınan ve karanlık güçler tarafından gece vakti katledilen Abdulkuddus Yazgil'in şehadetinin üzerinden 27 yıl geçti.
12 Eylül askeri darbesi öncesi balık avlamaya gittiği esnada elinde patlayan dinamitten dolayı bir elinden sakat kalan Abdulkuddus Yazgil, çevresi tarafından İslami şahsiyeti ve güzel ahlakıyla tanınan simalardan biriydi.
Şehid Abdulkuddus Yazgil, Diyarbakır'ın Silvan ilçe Belediyesi`nde bekçi olarak görev yaparken 1990'lı yılların karanlık gücü tarafından 23 Haziran 1994 tarihinde bir gece vakti silahlı saldırıya uğrayarak çok arzuladığı şehadete kavuştu.
İkamet ettiği Silvan'da çevresi tarafından sevilen, sayılan, güzel ahlakıyla gıpta edilen Şehidin İslami hassasiyetlerini ve Sünnetullah'a olan düşkünlüğünü dile getiren ailesi, Abdulkuddus Yazgil'in, Allah yolunda mücadele veren bir şahsiyete sahip olmasını hazmedemeyen güçler tarafından şehid edildiğini belirtti.
"Allah yolunda mücadele veren biri olduğu için Rabbim ona şehadeti nasip etti"
Şehid Yazgil'in şehadet günü cereyan eden olaylar, sonrasında yaşanan gelişmeler ve aradan geçen 27 yıllık zaman birimini aktaran eşi Nasihat Yazgil, "Şehid, ev içinde ve çevresine karşı çok güzel bir ahlaka sahipti. Herkesle iyi anlaşır, hiç kimse ondan rahatsız olmazdı. Çocukları çok severdi. Allah yolunda mücadele veren biri olduğu için de Rabbim ona şehadeti nasip etti." dedi.
Yazgil, "Şehid, çalıştığı iş yerinde gece nöbetine kalıyordu. Gece vakti bir anda görümcemin oğlu gelip bana 'iş yerinde biri ölmüş belki dayım olabilir' dedi. Hemen gidip baktık ki Abdulkudüs'ü şehid etmişler. Artık o gece onu bilinçli bir şekilde mi nöbete çağırdılar bilmiyorum. Şehid olduğunda 8 çocuğum vardı ve hepsinin de yaşları küçüktü. Şehidin naaşını alıp Susa Şehidliği'ne getirdik." ifadelerini kullandı.
O gün yaşadığı zorlukları anlatan Yazgil, "O zamanlar Silvan'a geleli henüz bir yıl olmamıştı, yabancıydık, kimseyi tanımıyorduk. Allah razı olsun o zaman İslami Camia yardım edip onu Susa'ya defnettiler. Çocuklarım küçük oldukları için anlamıyorlardı. Onları komşulara bırakıp mezarlığa geldim." diye belirtti.
"Allah'ın yardımıyla Şehid'in şehadetiyle evimiz bereketlenmişti"
Şehid'in şehadetinden sonra karşılaştıkları olağan dışı bir olayı paylaşan Yazgil, "Bir sabah kalkıp üzüm bağlarımıza gidecektik. Tabi o zamanlar tehlikeli ve sıkıntılı yıllardı. Çocuklar babalarını görmüş, babaları da onlara, 'korkmayın kalkın gidin üzüm bağınıza hiçbir şey olmaz." diyerek eşinin çocuklarına göründüğünü aktardı.
Şehadetle beraber Şehidin bereketini evlerinde hissettikleri dile getiren Yazgil, "Ne ben ne de çocuklarım kimseye muhtaç olmadık. Bazen bana 'Bu kadar çocukla ve dul maaşıyla nasıl geçiniyorsun' diyorlar. Onlara diyorum ki 'Şehidin bereketidir'. Allah'ın yardımıyla şehidin şehadetiyle evimiz bereketlenmişti. 8 çocuğum vardı, çoğu evlendi ve nasıl evlendiklerini de anlamadım." ifadelerini kullandı.
"Allah'a şükür onun şehadetinden hiç pişman değiliz"
O dönemlerde sık sık tehdit edildiklerini belirten Yazgil, "Şehid o zamanlar tehdit edilmesine rağmen davasına sadıktı. Sürekli camideydi. Aksam namazları hariç bir vakit namazını dahi evde kılmadı. Şehidlerin izinde gittiği için Allah şehadeti nasip etti. Allah'a şükür onun şehadetinden hiç pişman değiliz. Nasıl pişman olalım ki, zira bu Allah'ın yoludur." dedi.
Evlatlarını Şehid Abdulkuddus'un istediği ve arzuladığı şekilde yetiştirdiğine dikkati çeken Yazgil, sunları söyledi:
Vallahi biz istiyoruz ki hepimiz Allah yolunda şehid olalım. Allah'a hamdolsun çocuklarım da İslam terbiyesiyle büyüdü. Çok şükür çocuklarımdan da hiç rahatsız olmadım ve bana hep iyi oldular. Tabi bu da Allah'ın yardımıdır. Aramızda olmadan 26 yıl çok şükür Allah'ın yardımıyla sıkıntısız ve sorunsuz geçti.
"Babam derin devlet tarafından şehid edildi"
Babalarının kendilerine yönelik ilgi ve alakasından, ibadete olan hassasiyetinden bahseden oğlu Hacı Gürgin Yazgil ise, "Babam 23 Haziran 1994 yılında şehid edildi. Şehid edildiğinde biz evdeydik. Bilmiyorduk. Babam küçük bir fabrikada çalışıyordu. Evde olan çocukları arasından en büyüğü bendim, şehid edildiğinde 22 yaşındaydım diğer kardeşlerim 10 yaşından küçüktü. Derin devlet tarafından şehid edildi. Babam iyi biriydi; dinine, ibadetlerine önem veriyordu. Ben ile abimi kışın sabah namazına kaldırıp beraber camiye gidiyorduk." şeklinde konuştu.
Babaları gibi İslam davası uğruna şehid olmaya hazır olduklarını vurgulayan Yazgil, "Babam şehid olduğunda evimizde 12 kişi kalıyorduk, Allah'ın yardımıyla kimseye muhtaç olmadık, bugüne kadar da kimseye el açmadık. Bugün bize de nasip olsa biz de bu yolda canımızı veririz inşallah, hiçbir zaman pişmanlık çekmeyiz. O süreçte İslam davasını yüklenmek çok zordu. Her gün gelip 'Herkes bu davayı bırakmış, siz niye savunuyorsunuz? niye bu cemaatle oluyorsunuz?' diyerek tehdit ediyorlardı. Akrabalarımız tarafından bile rahatsız ediliyorduk. Ama hiç bir zaman bu yoldan ayrılmadık ve babamızın izinden yürüyerek bugünlere geldik." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.