Menderes YILDIRIM

Menderes YILDIRIM

Haçlı'nın Yeni Nesil Darbecisi; Dindar Mankurt FETO

Müslüman ülkelerin, son 200 yıldır batının ve Haçlı'nın içimizdeki işbirlikçileriyle başı dertte. Geçmişte “laiklere” yaptırılan darbeler, halihazırda “devşirilmiş işbirlikçi dindarlara(!?)” yaptırılmakta. Yazımızda, bu “aktörleri” inceleyeceğiz.

1979 Afganistan'ın Ruslar tarafından işgal edilmesi; Müslüman coğrafyalarda FETO tipi Paralel yapılanmalara ihtiyaç doğurdu. Afganistan'da Mücahidlerin Rus hava gücüne karşı kullandığı “stingerler” asla karşılıksız değildi. “fly Pan-Am /drink Coca-Cola”(İ.Özel). Amerikan havayollarıyla uçmak ve kola içmek ayrıcalık olmaktaydı.

Karakter olarak; nev-i şahsına münhasır. İbn-i Selül, Müseyleme, Mûn tarikatı, Hasan Sabah'la pek uyuşmuyor. Modern örgütlerden; İRA, ETA, DAIŞ, PKK, Kızıl Kmerler'le de pek uyuşmuyor. “Kafdağını aşsalar, belki çeker de bir kıl!-Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!”(NFK).  Bu “aşık ve maşuk,” Divan şairinde de tanımlanamamış.

“Tahammül mülkünü yıktın Hülagü Han mısın kafir-Aman dünyayı yaktın ateş-i Suzan(yakıcı ateş) mısın kafir / Kız oğlan nazı nazın şeh-levend avazı avazın / Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kafir / Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar (yırtık yaka)- Aceb bir şuha(Pentagon) sen de aşık-ı nalan mısın kafir / Sana kimisi ‘'canım'' kimi cananım deyu söyler - Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kafir / Neden bakarsın sık sık böyle mir'at-ı mücella(parlak ayna)'ya / Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kafir / Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmişdim - Sen ol cellad-ı din ol düşmen-i iman mısın kafir” Buyrun istediğinizi seçin!

“Merteği”Kur'an'ın ilk harfi olan “elif” gibi sundular. “Tevazu, hoşgörü, yumuşak huyluluk, emre amadelik..” gibi hasletleri taklit edip “ümmeti” aldattılar. Yeni yeni küllerinden dirilmeye çalışan “kuruşa muhtaç İslami devlet ve milletlerin elitlerinin aklını çelerek onları yeniden emperyalizmin kölesi Kunta Kinte'nin çileli maceralarına ittiler.

İslami hatta seküler tüm camialar, FETO'yu gereğince tanıyamadı; aziz Anadolu Halkının gerisinde seyretti.

İlahi uyarı;  “Ey insanlar! ..Aldatıcılar da sizi Allah ile aldatmasınlar” (Fatır:5). İlahi Uyarıya rağmen Aydınlar(!?), “kendisine ilimden bir pay verilenler..” aldandı; ya da -kendilerince- tehlike geçtikten sonra ancak sokaklara inebildiler. Durum; ilk gece ki araba markalarından da net belliydi. Çoğu; kartal, şahin, toroslar..

Bu halka teşekkür edilmez, elleri öpülür. Ölüm saçan sokaklara önce halk çıkmıştır. Yürekleriyle Şark'ın terörize edilmiş sokaklarına çıkan canlarım kusura kalmasın! O gece; “Türk, vatan, bayrak, kardeşlik, oğlum, evladım yapma..”  kelimeleri vahiyden anlamlar kazanmıştı. Reis'i sahiplenmek ilahî bir emirdi.

Türkiye; bir anda Suriyeleşebilirdi; ama mutlaka olmamalıydı! Masum yürekler birer Serdengeçti Ulubatlı; birer Seyit Çavuş olmaktaydı. Yaşamak değil, ölmek bir gurur vesilesi olmuştu. Ne güzel bir eylemdi İlahî! O an; “kahraman ve şehitlerin nasıl yetişebildiklerine” şahid olduk, “Asım'ın Nesli diyordum ya nesilmiş gerçek”(Akif).

FETO, Haçlıya göre farklıydı. “Basın-yayın ve istihbaratlarına göre; “hayırsever yaşlı bir adam. Darbe yapamaz. Erdoğan, rakiplerini kıyım için tezgâh kurmuştu...” G.Fuller'e göre de “Gülen; ılımlı İslam'ı temsil etmekte” idi. Feto'nun şu sözlerinin anlamı ise yoktu: “Bizim için orta yol yoktur; ya devlet başa ya kuzgun leşe! Anayasal güç ve kuvveti yanımıza çekinceye kadar atılacak her adım erkendir..”

Darbelerden güçlenerek çıkmayı başarmıştır. 12 Eylül'den hasarsız çıkmış, tölare edilmiştir. 28 Şubat, 1997 Post Modern darbesiyle gelen;  “kesintisiz 8 yıllık eğitim ve Sincan'a yürüyen tanklar ve başörtüsü yasaklarına..” “furuat(teferruat)” demiştir.

İlk kurşununu; Hırant Dink'e sıkmış. Balyoz, Ergenekon; Selam-Tevhid, Kudüs Ordusu Terör örgütü dosyaları açılmış; İzmir Liman operasyonu; Bekir Bozdağ'a fezleke; Şike, Oda Tv davası, Kozmik Oda araması;  Askeri Casusluk davalarını açmış; Hakan Fidan'ı tutuklamaya çalışmış;

27 Nisan 2007 e-Muhtıra'sı hükümetin “karşı bildirisiyle” sille yiyince Hoca, kanatlardan alana inerek asıl darbeci olur. Gezi Olaylarının tetikçisi olur. “Emniyet ve yargıyla” başlattığı 17-25 Aralık Darbesi, Reis'in, dakikalar farkıyla almadığı narkoza takılır.

Herkül; 15 Temmuz darbesinde; iyice Gayretullah'a dokunur. Nihayet, Deli Dumrul, Azrail'le(!) savaşarak; ülke ve kendi hayatıyla kumar oynamıştır. Devletin şah damarlarına kastetmiş, eli bayraklı sokaklardaki halkı taramıştır. Hoşgörü timsali Feto'nun ikinci kadın pilotu Kerime Kumaş, Dersim'i bombalayan Sabiha Gökçen'e rahmet(!) okutmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanı; iktidarının ekser dönemlerinde; FETO'dan adam çıkar/çıkabilir” demek; “ne istediniz de vermedik..” demekle; büyük yanılmış, kendine ve memlekete ağır bir fatura getirmiştir. Akabinde  de “kefeniyle gezip her bedele katlanarak, içten itiraflar ederek, gevşemeyerek..” tekrar “halkın ve vatanın yegane vazgeçilmezi” olmuş, bunu da hak etmiştir.

Müslüman camia öncülerinden kimisi; -şerden korunmak için- başta susmuş, hatta Pensilvanya Efendisini övmüşlerdir. Sonraları, birçoğu cesaret alarak FETO'yu dolaylı veya direkt eleştirmiş ama ne yazık ki hiç birinin “eleştirisi” Reis'in eleştirisinin önüne geçememiş; bu da “kimi ulema ve aydınlar” için bir zül, bir leke olarak kalmıştır.

Yapılması gereken: Reis; söylemlerinde haklı ve kararlıdır. Hükümet; yoğun dış baskıların altında. Batı'ysa; canilerin en az hasarla kurtulmaları için işi sulandırmakta. Halkın nezdinde Gülen; “bir numaralı tehlikeli karakter” olmuş; katil çetesiyle beraber en ağır cezayı hak etmiştir. Tüm bu işler sulandırılmadan; taviz ve uzlaşmaya gidilmeden Hukukun gereği yapılmalı.

“Sızıntı” dergisiyle yayın hayatına başlayan Terör örgütü; tüm alan ve kurumlara sızmış ve nihayet bir “silahlı terör örgütü” olmuştur. Kalpleri Allah bilir ancak “itiraf ve tevbeleri” dahi hassas bir teraziden geçirilmeli, gerekirse geçersiz sayılmalı; cürümleri yeterli delil sayılmalıdır.

O, Kur'an'da dışlanan tiplere uymaktadırlar. “Hem onlara : «Yeryüzünde fesad-fitne çıkarmayın» denildiğinde, «biz ancak ıslâh edicileriz / Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.» derler.(Bakara 11-2). Buna göre basiretleri kilitlenmiştir. Benzer kitlelerin ıslahı için Kur'an'da;  “40 yıllık çöl tecridi tedavisinden” bahsedilmektedir.

Darbenin zorlu gecesinde; “sokağa çıkmayanlar, çıkmış gibi gözükenler, bekle gör politikasını uygulayanlar..” azınlıktır. Yeni yapılanma ve düzenlemelerde; öze dönmede, “dindar toplum oluşturmada” fırtına sonrası ortaya çıkanların fırsatçı söylemleri esas alınmamalıdır.

Ordunun önemi ve TSK'de; halkı/vatanı için ölebilecek değerli kadroların varlığı unutulmamalı; gururuyla oynanmamalı. “İzahı yapılabilir tedbirler” alınmalıdır. Halkın kendini ve gücünü keşfettiği, darbelerin artık kolay olamayacağı bilinmeli.

Darbecilerin yenilmesi; aslında Müslüman ülkelerde darbe yaptıran “CIA/MOSSAD/Pentagon ve NATO'nun” ilk ve bu gün için son yenilgisidir. Küresel emperyalizmin; “darbeci kuklalarını teselli ve uyanan Müslüman halklara korku vermek için Türkiye'yi hep hedef alacağı açıktır. Bu vesileyle alınan her tedbirin yanında ayrıca bir tedbir de alınmalıdır.

Bundan sonra;  “ok atılır kalasından/ Hak saklasın belasından/ Köroğlunun narasından/ Her yer gümbür gümbürlenir!”

Müslüman korkmaz, tedbirle tevekkül eder! Derdimizi seviyoruz. “Hoştur bana Sen'den gelen/ Ya hil'at u yahud kefen!”

Çetin tuzakların Rabbi; istikameti şaşırtmasın, ayağı sabit tutsun; yarenlere izan, cesaret, feraset ve vefa versin! Bizleri, kâr ve zararı paylaşacak kardeşler eylesin! Veli ve Vekilimiz O olduktan sonra gam mı olur? Dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.