Abdulhakim SONKAYA
Hafif meşrep
Şarap, genel anlamıyla içilen ve sindirilen her şeydir. Kalbe işleyen sevgiye, doyurulmuş renge “meşrep” denir.
Hz. Musa asasını taşa vurdu. Bundan on iki pınar fışkırdı herkes de meşrebini bildi.(Bakara:60). Herkes aynı taştan su içti ama meşrebini özel olarak kendine has bildi. Demek ki bir insan, bir mümin meşrebini farklı ve özel görebilir lakin kaynağını bir görmelidir. Aksi takdirde “hafif meşrep” olur.
Hafif meşrep; içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymayan ya da içtiğinden haz almayan, içtiğinin coşkusunu hissetmeyen kimsedir. Oysa meşrebin coşku veren bir özelliği olmalıdır. Tatmin edici ve huzur veren bir vasfı olmalıdır. Çünkü meşrep taştan fışkırmıştır. Taşı yarıp çıkmıştır. Elbette coşku vermelidir. Bu nedenle içtiğinden haz almayan, bir türlü tatmin olamayan kimseye hafif meşrep denilmiştir.
Fil, hortumuyla özdeşleşmiş en büyük kara hayvanıdır. Hortum onun en bariz alametidir. Fil hafif meşrebin örneğidir. Çünkü fil içtiğini ağzından uzak bir mesafeden içer. Emerek hortumlayarak alır. Aldığı sıvı ağzına gelinceye kadar vasfına halel gelir. Bu nedenle sarhoşluğu ve coşkusu zayıf olan şaraba “hortum” denilmiştir. Yakında biz onu hortumunun üzerinden damgalayacağız. (Kalem:16) buyrulur. Bu şekilde damgalanmış olan kişi, “ Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr, Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı…” (Kalem: 12-13) vasıflarıyla anılmıştır. Demek ki hortumlamak en tatsız şeydir. Kim sömürüp hortumlarsa hayatta hiçbir zaman haz almaz. İtibarsız olur. Hafif meşrep olarak damgalanır.
Hortum aynı zamanda “buluttan yeryüzüne uzanan sütun biçiminde dar alanda oluşan bir fırtına türüdür.” İşte hortumun etki alanı böyledir. Fakat sahibi, kendisini hayatın sütunu zanneder.
Hortum, çok bariz bir organdır ama hafif meşrepliğin sembolüdür. Şarabı-içeceğini uzaktan içmenin ve bundan az bir haz ve de coşku almanın nişanıdır. Hortumu kesilen fil hayatta kalabilir. Fakat böyle bir fil ancak ön ayakları üzerinde diz çökerek ve arka ayaklarını kaldırarak dudakları yardımıyla otlayabilir. Yani hortumu kesilen fil diz çöker. Öyle ya hortumlama bitince bütün güç ve itibarını yitirir.
Hortumu kesilen fil diz çöker. Hortumu olan fil de hafif meşrep olur. O halde çare şifahi olmaktır. Güzel sözlerin, hikmetli muhabbetin aracı Dudaklara sahip olmaktır. “ona iki dudak vermedik mi?” buyrulur. İşte işin sırrı budur. Hafif meşrep olmamak böyledir.
Bilindiği üzere şimdi Amerika'da filler(cumhuriyetçilerin sembolü fildir) yönetimdedir. Fil gibi ağır bir görüntü veriyorlar ama vakar sahibi olamıyorlar. Onlar hafif meşreptir. Ciddiyet sorunu yaşıyorlar. Güvenli bölgeler deyip dünyanın şurasında burasında hortumlar koparıyorlar. Ama neticede hafif meşreptirler, tatminsiz ve huzursuzdurlar. En önemli nişanları hortumdur lakin bu da onlara sorundur. Şimdi hortumları olduğu halde böyledirler. Ya hortumları kesildiği zaman halleri ne olacak? İnsanların kaynaklarını Hortumlama imkânından yoksun oldukları zaman ne yapacaklar? O zaman ne söz söyleyecek dudakları kalır ne de hava atacak hortumları. İşte bu, onlara damga olacak, hortumlamak yerine otlamaya başlayacaklar ama o da diz çökerek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.