Hafta Ertesi'nde Başörtüsü Yasağına Tepki
Van Serhad FM'in "Hafta Ertesi" programında bu hafta Resmi Gazete'de yayımlanan başörtüsü yasağına ilişkin yönetmelik ele alındı. Programa katılan Doğruhaber Gazetesi genel yayın yönetmeni Mehmet Göktaş, Özgür-Der genel başkanı Rıdvan Kaya, TESSEP başkanı
VAN - Van'ın İslami çerçevede yayın yapan radyosu Serhad FM'in gündemdeki konuların ele alındığı "Hafta Ertesi" programında bu hafta, Resmi Gazete'de yayımlanan okullarda kılık kıyafeti düzenleyen yönetmelik alındı. Programa katılan STK üyeleri, eğitimci ve yazarlar hükümetin başörtüsü yasağını sert bir dille eleştirdi.
Programa ilk olarak telefonla bağlanan Doğruhaber Gazetesi genel yayın yönetmeni Mehmet Göktaş, Müslüman kamuoyunun sessizliğini, Müslümanların hükümete olan hüsn-ü zanlarından dolayı olduğunu söyledi. Müslümanların hüsn-ü zanlarından dolayı seslerinin fazla çıkmadığını belirten Göktaş hoca, bundan sonraki süreçte örtünme mücadelesi verenlerin ciddi anlamda ortaya çıkacaklarını söyleyerek, "Çünkü dünyanın her yerinde İslam yükselişe geçmiş. Ve bu ülkede de Kur'an-ı Kerim dersi konulmuş, Siyret konulmuş. Bir genç kız, bir taraftan Kur'an-ı Kerim'i mealiyle okuyacak. Bir taraftan Peygamber (as) hayatını okuyacak. Din dersi okuyacak. Ekranların başına geçtiğinde, Ortadoğu'da, İslam dünyasında İslami gelişmeleri okuyacak. Her şeye rağmen İslami yayınları görecek. Ve örtünme arzusu veya İslami kimliğini ibraz etme aşkı öncesinden çok daha farklı olacak. Bugün, örtüsüyle İslami bir kimlik ortaya koymak isteyen kızlarımız, sayı bakımından çok çok artacağına inanıyorum. Bu tabi Allah-u Teala'nın bir lütfüdür" dedi.
"Allah'u Teala Mücadele Edenlerle Beraberdir"
Müslüman anne-baba ve çocuklara seslenen Göktaş hoca, ailelerin, artık seslerini duyurması gerektiğinin altını çizerek, "Yani hiçbir zaman okuldan bu konuda haklarını asla taviz vermeden, Allah'ın emrini yerine getirmek üzere geri adım atmamalıdırlar. Anne, babalar da öğrenciler de geri adım atmamalıdırlar. Sivil Toplum Kuruluşları da icabında sürekli etkinlikler ve eylemlerle bu konuyu gündemde tutmalı. Eğer bugün bu hak alınmazsa artık unutulması icap eder. Allah'u Teala muhsinlerle beraberdir. Allah'u Teala mücadele edenlerle beraberdir. Bunu unutmayalım" şeklinde konuştu.
Hükümet Yetkilileri Hiyerarşik Yapıyı Bahane Etti
Mehmet Göktaş'ın ardından programa bağlanan Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) başkanı Salih Demir ise gelinen süreçte hükümetin başörtüsü meselesini çözebilecek güçte olduğunu; fakat ortaya aniden bir kılık kıyafet yönetmeliği çıktığını söyleyerek kendileriyle konu hakkında görüştükleri hükümet yetkilerinin hiyerarşik yapıyı bahane ettiklerini söyledi.
STK'lar Destek Verseydi Bu Sorun Çözülmüştü
Geçen yıl TESSEP olarak başörtüsü meselesinin çözümü noktasında çıktıkları yolda, provokatör yaklaşımıyla yaklaşılacağı yerde İslami hassasiyeti olan kuruluşların destek vermesi dahilinde bu sorunun her bağlamda çözülmüş olacağını vurgulayan Demir, "TESSEP olarak yaptığımız faaliyetlerde maalesef bazı Sivil Toplum Kuruluşları'nın dışında, yalnız bırakıldık. Bazı kardeşlerimiz, bazı sivil toplum kuruluşları mesaj amaçlı bazı programları, bazı basın açıklamaları destekliyorlardı, düzenliyorlardı; ama var olan bir meseleyi hayata uyarlamadığımız müddetçe hiçbir şekilde mevcut hükümetler üzerinde hakim olamıyorsun; yani yaşayarak göstereceksin bazı meseleleri" dedi.
"Bu Adımlar Bir Lütuf Değildir"
Programa telefonla bağlanan katılımcılardan Özgür-Der genel başkanı Rıdvan Kaya ise, hükümetin birçok noktada olumlu icraatlarının olduğunu; ancak bu adımların bir lütuf olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Kaya, "Türkiye'de başörtüsü sorunu maalesef değişik alanlarda ilkokulda, liselerde değil de üniversitede sorun gibi algılandı. Bununla alakalı şu anda bir gelişme yaşandı. Bununla alakalı kamunun değişik alanlarından da bir kısım yasağın kalktığını görüyoruz. Bu noktada burada şunu görmeliyiz. Bu adımlar bir lütuf değildir. Yanlış olan, bu adımlarla yetinilerek belli alanlara özgürleştirilme karşısında, belli alanların yasaklarının devam ettirilmesi. Zihinsel olarak kabul edilmemesi lazım" ifadelerini kullandı.
"Dinçer Resmen Müslümanlarla Alay Etmiştir"
Stüdyo konuklarından yazar Abdulhalim Almalı da, hükümetin başörtüsü yasağını sert bir dille eleştirerek Milli eğitim Bakanı'nın "İsteseydik başörtüsü serbest bırakırdık" itirafını Müslümanlarla alay etme olarak gördüğünü söyledi. AK Parti'nin başörtüsü yasağını yasallaştırdığını kaydeden Almalı, "Bu ülkede her şey olabilirsin. Laik olabilirsin, demokrat olabilirsin, sosyalist, komünist, dinsiz… Her şey olabilirsin; ama Müslüman olamazsın. Her şeyi giyebilirsin. Anadan üryan da olabilirsin; ama sadece tesettür örtünemezsin. Bu olay tesettürdür. Bu işin en fazla mağduru olan siyasi arenanı başındaki insanlar, başörtüsü gibi bir değeri basite alırlarsa bunların yaptıkları siyaseti kim ciddiye alacak. Onlara kim inanacaktır. Kılıçdaroğlu bile onlara inanmıyordur. O malum güçler, onlar bas bas bağırıyorlar. Efendim ne diyorlar. Sulandırıyorlar: "Fakir fukaranın durumları ne olacaktır." Oysa onlar işi sulandırıyorlardır. Niye, onlar el altından bayram ediyorlar Müslümanlara yönelik" diye konuştu.
Stüdyo konuklarından İkra-Eğitim Sağlık ve Yardımlaşma Derneği Van şubesi yönetim kurulu üyesi Yusuf Türk ise, hükümetin verdiği bu kararla kendisine duyulan güvensizliğin daha da arttığını söyledi. Hükümete: "Bütün kılık kıyafetler serbest bırakılıyor da örtüye gelince mi yasaklar getiriliyor?" sorusunu yönelten Türk, "Bazı batılı ülkelerde bile başörtüsüne yönelik böyle bir yasağın olmadığı belirtildi. (Fırat Arslan - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.