Menderes YILDIRIM
Halê Me Kurdan Eve (Kürtlerin Hali..)
ABD Ortadoğu'da malumu oynuyor. Geçmişte tüm ezilmişler için yazdığı senaryonun tekrarını yazıyor ve yine tekrarı oynuyor.
ABD başkanı Trump; kusursuz güven verdiği PYD/PKK/SDG.. güruhlarını, pazarlıksız satmak anlamına gelen “Suriye'den çekiliriz” tezini konuştu, konuşmaya devam ediyor.
“Suriye'den çıkarız…” ifadesi; ABD'nin Suriye'de biteceği anlamına da geliyor. Aynı ABD, Suriye'de, hatta Ortadoğu'da bitmeye, çekip gitmeye razı ve hazır mı? Zor; zaman gösterir; ama görünen o ki ABD, rol yapıyor. Bununla kuklalarına, vesayet savaşçılarına, hatta mayın eşeklerine, kıymetinin bilinmesine dair ders ve mesaj veriyor.
Trump, durduk yerde paradan, masraftan, ağır maliyetlerden bahsediyor. Zannımca özelikle, kendi himmet ve himayelerine bağlı Suud rejimine; “Ortadoğu'daki masraflarıma katlan…” demek istiyor. Esasen, ABD'nin öyle kolay kolay çekip gideceğine inanmıyorum. Vietnam'da bile çekilmesinin bedelinin 60.000 asker kaybı olduğunu biliriz.
Vietnam'la kıyaslanmayacak kadar az ölü bırakan bir ABD; dünyadaki kıt kaynakların bolca bulunduğu bir Ortadoğu'dan çekilir mi? Hiç sanmam. Haçlı Batı için çekilmek veya dostunu satmak; beklenmeyen bir iş veya ayıp şeylerden değil ama ruh ve yasalarına ters.
Aynısını; çok yerde ve çok milletler için, özellikle de sahipsiz Kürt milleti için çok konuştu, konuşmaya da devam ediyor.
Haçlı, bu tür “kullanıp terk etmeyi” birçok ulusun “sülalesine uyguladı; şimdi aynısını torunlara uyguluyor. Durum, trajikomik.
Suçlu sadece ayı, yani Amerika mı? Asıl suçlu; bir düştüğü kuyuya defalarca girmek, hep aynı yerden sokulmak; bunları kadere yormak; hesabı mazlum halktan, iman ve izandan sormak değil midir?
Kürt ozanın vurguladığı da bu olsa gerek.
“Halê me Kurda eve;/xebat u keyf u şere!/..Şivano lêxe lêxe/ êvare'l me derenge./” (Biz Kürtlerin hali budur; / çalışmak, keyfetmek ve dövüşmek(tir)./ Vur vur (davulu ey) çoban!/ Vakit akşam, geciktik).
Gelin bu işi Hakk hatırı için anlamaya çalışalım. Mazlum Kürt halkının bu manzarasının faili kimlerdir? Eğri otursak da doğru konuşalım. Aklın yolu birdir.
Kimse kenara çekilmesin! Peygamberim; “Bilmeyene bir, bilene yedi kere yazıklar olsun!” diyor. Bu işte de herkes yazık etmiştir; kendine ve insanlığa..
Bazı kanalları dinliyorum. Dilim yuvarlanıyor, gözlerim buğulu, avuçlarım terli ve sıkılmış. Alayı Stokholm Sendromlu! Belki bazısı da ağyarının küçümsenmeyecek aklıyla alay edercesine; kendisinin bile inanmadığı yapay güzellikleri saçıyor! Muhatabını inandıramıyor çünkü kendisi de dediklerine inanmıyor.
Neden hala “domuzdan post, ayıdan -bibexşînin ABD'den- dost olabileceğine” inanıyoruz?
Sözüm; halka değil, halkın başına bela olmuş seküler yapılanmalaradır biline! Halka bir, bunlara yedi kere yazıklar olsun!
Zayıfı vurmak kolaycılık olduğundan; kardeş halklara da derim ki; Kürt halkı sahipsiz, Kürt halkı mazlum. “Dört tarafı Kudüs işgalcisi israil değil; Müslüman kardeşleriyle(?)” çevrili…
Her halk gibi bu halkın da düşleri var; mazisi, sevgisi, kavgası..var. Son yüzyılda sorun olmaya başlayan bu vefakâr halka karşı,“kelle değil; karşılıksız sevdaları, vefakarlıkları..” sayın. Nimeti; raflara değil, sofraya indirin!
Sayın Cumhurbaşkanı; Çözüm Sürecinde güzel çarelerden bahsediyordu. Onlar; “keleş için değil, öz kardeş Kürt halkının hatırı içindi. Zinhar sürmelidir! Elbette yılan ve akreplerin olduğu bir bölgede, silahın konuşacağı zaman ve zemin de olacak amma her kesin kendini bulacağı, farkların kendini yitirmeden bir araya geleceği ve bir bahar güzelliği oluşturacağı asıl NEVRUZ unutulmamalı.
“Komadaki zayıfa, terörist damgasıyla müebbetler vermek; ..kurşunlara götürmek” kolaydır; ama yetmez ve olmaz! Gayretullaha dokunur!
Güçlü dostun attığı GÜL, yaralar amma Zayıf Dostun attığı TAŞ, yarmaz baş; zinhar biline!
Ortadoğu'da “hakikat, ateş olmuş; ele alanı yakıyor; atan ise kurtuluyor ama sadece dünyada! Gelin, kurtuluş için o ateşi alalım!
“Ey Aşık-ı Sadıklar! Gelin beraber yanalım!” vesselam!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.