'Halk, huzur ile beraber ekonomik iyileştirmeler bekliyor'
Sanayi İş Dünyası Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akbaş, seçimlerden sonra halkın istikrar, huzur ve ekonomi alanlarında beklentilerinin olduğunu söyledi.
1 Kasım’da gerçekleşen 26. Dönem Milletvekilliği seçiminin ardından halkın istikrar, huzur ve ekonomi de beklentilerinin olduğunu belirten Sanayi İş Dünyası Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akbaş, beklentilerin kısa süre içerisinde gerçekleşmesi temennisinde olduğunu söyledi.
Beklemede olan ve yeni yapılması düşünülen ekonomik yatırımların yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Mehmet Akbaş, "TRA2 Bölgesi dediğimiz Ağrı, Ardahan, Kars, Iğdır illerini kapsayan bölgede ciddi manada ekonomik yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Geçmiş hükümetler belli noktalarda yatırımları oldu. Bunu göz ardı etmemek lazım. Yalnız beklemede olan ve hızlanması gereken ekonomik yatırımlarında mutlaka 2016 yılı içerisinde tamamlanması gerektiğini düşünüyorum." dedi.
“Sivil Anayasa oluşturulmalı”
Temennilerin gerçekleşmesi için sivil anayasaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Akbaş, "Ülkemizde ekonominin ana kaynağı hukuk oluşturmaktadır. Hukukun da tam oturabilmesi için ülkemizde sivil bir anayasa oluşabilmesi gerekiyor. Bu sivil anayasa ile birlikte devletin bütün organları daha iyi çalışır bir vaziyette olması gerekiyor. Bununla birlikte insanlar kendilerini daha güvende hissedip yatırımlarını yapmaları söz konusu olacaktır." şeklinde konuştu.
“Bölgemizin doğalgaz ile tanışması gerekiyor”
20 bin nüfuslu Ardahan'da bile doğalgaz olduğunu kaydeden Mehmet Akbaş, "Bölgemizin ihtiyaçlarına yönelirsek, bir defa bölgemizin doğalgaz ile tanışması gerekiyor. Kars, Iğdır, Ardahan'da doğalgaz mevcut yalnız ilimizde doğalgaz yok. Ve doğalgazın boru hatları da ilimiz sınırları içerisinde geçmektedir. Ağrı halkı olarak bu doğalgazın devlet eliyle çözülmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
“Özel teşebbüsü buralara çekebilecek bir sisteme ihtiyacımız var”
TRA2 Bölgesinin 6'ncı bölgeden çıkarılmasının ekonomik iyileştirmeye katkı sunacağına dikkat çeken Akbaş, "Bölgemiz 6'ncı Teşvik Bölgesi kapsamında. Yani teşviklerin en çok verildiği bölge. Yalnız bizim 4 ilin dışında 6'ncı Teşvik Bölgesi içinde olan illerimiz de var. Yalnız o illerimiz Türkiye'nin merkezine daha yakın oldukları için ve coğrafi, ulaşım şartları daha iyi olduğundan dolayı yatırımcılarımız genel itibari ile yatırımlarını o tarafa kanalize ediyorlar. Bizim bölgemize yeni teşvik modeli ile çıkmak gerekiyor. O da 7'nci Teşvik Bölgesi mi olur, TRA2 Bölgesine has bir teşvik bölgesi mi olur o kadar önemli değil, özel teşebbüsü buralara çekebilecek bir sisteme ihtiyacımız var." diye konuştu.
“Ağrı’ya demiryolunun kurulmasını istiyoruz”
Demiryolu konusuna da değinen Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karayolu ulaşımının pek de sıkıntısı yok. Bölgemizde güzel yollarımız mevcut yalnız bizim ürettiğimiz malı daha iyi şartlarda batıya satabilmemiz için mutlaka ulaşımı ucuza mal etmemiz gerekiyor. Nakliyenin en ucuz olduğu şekilde demiryoludur. Hükümetin, Kars, Iğdır, Ardahan demiryolu projesinin 10 yıllık yatırım planlanmasında var. Yalnız Ağrı yok. Demiryolunun kurulmasının yeni kurulacak hükümetten istiyoruz."
“Türkiye orta gelir tuzağında”
Yeterince teşvik verilmezse insanların mesleklerinden uzaklaşacağını vurgulayan Akbaş, "İlimizde Et Kombinası bir handikap şeklinde duruyor. İnsanların yetiştirmiş oldukları hayvanları değişik kasap yöntemleri ile değil de Et Balık Kombinasında hem kayıt altına alınmış olur bu hayvanlar ve hem de fiyatlar iyileştirilirse insanlar daha rahat bir şekilde tarım ve hayvancılık yapar. Çünkü bu bölgenin esas geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Şimdi insanların bildiği meslek, edindiği bir yöntem var. Siz insanları tamamen tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırırsanız, yeterince teşvik verilmezse o insanlar mesleklerini unutmuş olur ve bir sürü işsiz ordusu ile karşılaşılmış olur. Çünkü Türkiye şu anda orta gelir tuzağında. Bu tuzak çok büyük bir tuzaktır. İnsanlar belirli bir seviyeye kadar yükseliyor ve o seviyede kalıyor. Normalde bir üst seviyeye geçmesi gerekiyorken orada kalıyor. Bu orta gelir tuzağının ortadan kaldırılması gerekiyor." dedi.
“Huzur ortamına ihtiyaç var”
Huzur ortamın tesis edilmesi gerektiğini dile getiren Akbaş, “İsteğimiz kimsenin burnu kanamadan bunun tesis edilmesidir. İnsanların gönül rahatlığı ile yatırım yapıp bu memleketlerden göç etmemeleri için huzura ihtiyaç vardır." diye konuştu.
“Tarım ve hayvancılık teşvik arttırılmalı”
"Tarım ve hayvancılık noktasında teşviklerin artırılması gerekiyor.” diyen Akbaş, “Daha nitelikli tarım ve hayvancılığın yapılabilmesi için daha nitelikli destekleme yapılması gerekiyor. Herkese doğrudan gelir desteğinin verilmesi yetmiyor. Daha nitelikli işler yapılmalı. Mesela biz tohumu hala İsrail'den alıyorsak, biz sıkıntı yaşıyoruz demektir." şeklinde konuştu.
“Beyin göçü önüne geçilmesi gerekiyor”
Beyin göçünün engellenmesinin önemli olduğunu hatırlatan Akbaş, "Ülkemiz ciddi manada genç girişimcilik ruhuna sahip. Bunun aktif hale getirilmesi gerekiyor. Savunma sanayisinde, otomotivde, ilaç sanayinde dışa bağımlı olmamamız gerekiyor. Ülke kendi dinamiklerini kendisi oluşturması gerekiyor. Beyin göçü vermemesi gerekiyor. Ülkemizde yetişen nitelikli beyin göçünü ABD ve İngiltere'ye kaptıracağımıza burada imkanlarla istihdam sağlamamız gerekiyor. Yoksa biz hep dışa bağımlı bir sistem ile yürüdüğümüz zaman ilerleyemez ve kendi ayaklarımız üzerinde duramayız. Türkiye'nin ekonomisi ciddi manada büyüyen bir ekonomi. Bunun sağlam temellere oturtulması için beyi göçünün önüne geçilmesi gerekiyor. Üniversitelerde akademik çalışmalara önem verilmeli ve teşvik edilmeli. Hatta akademik çalışmaları olmayan öğretim görevlilerinin puanlama sistemi gibi sistemlerle çeşitli yöntemlere varılmalı." ifadelerini kullandı.
"Nitelikli sağlık sistemi oluşturulmalı"
Nitelikli sağlık sisteminin oluşturulması gerektiğinin altını çizen Akbaş, sözlerini şöyle sonlandırdı: "TRA2 Bölgesinde maalesef nitelikli bir sağlık sistemi hala oturtulmamış. Hastanelerin hızlı bir şekilde tamamlanması ve bu hastanelerde mutlaka nitelikli personeller tahsis edilmesi gerekiyor. Diğer arkadaşlarımız niteliksiz değil ama buralarda bekleyen 10 yıllık doktorumuz yok. Hemotoloji, onkoloji alanlarında nitelikli personel yok. Personeli burada tutamamamızın devleti ve halkı ilgilendiren yönleri var. Eğer gelen personeli halk olarak bağrımıza basamıyorsak sıkıntı olur. Ve nitelikli personel için Devlet, mecburi hizmet mantığıyla göndermesi gerekiyor. Ve bu mecburi hizmet süresinin biraz daha artırılması gerekiyor. Gelen hekim 550 gün sonra tekrar gidiyor. Böyle olunca ne hasta hekime alışabiliyor ve ne de hekim Ağrı'ya alışabiliyor. Bu durumda çok sıkıntılara yol açıyor ve ya parasal boyutta bu hekim doyurularak burada kalması sağlanabilir." (Ömer Adıgüzel - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.