Muhammed Ali AKAY
Halkımıza Diyoruz ki: “Öşürlerinizi Verin!”
Malumunuz hasat mevsimindeyiz. Gaziantep’te fıstık, Ordu’da fındık, Ege’de zeytin... Kısacası ülkemizin her bölgesinde ve her ilinde farklı farklı meyveler, sebzeler, ürünler elde ediyoruz. Allah’ın bize vermiş olduğu nimet ve ürünlerden fakiri, fukarayı, yoksulu, yetimi nasiplendirmeliyiz. Cimrilik eder, Allah’ın bize vermiş olduklarını insanlarla paylaşmazsak yani Allah’ın Müslümanlar için koymuş olduğu öşür olarak isimlendirilen zekâtı vermeyi ihmal edersek bereket gider, belalar gelir.
Öşür, sözlükte “onda bir” anlamına gelen toprak ürünlerinden tahsil edilen Zekat’ın ismidir. Yüce Rabbimiz Bakara Suresinin 267. ayetinde diyor ki: “Sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak edin” Evet, Allah’ın bizim için yerden çıkardığı fıstıklardan, fındıklardan, zeytinlerden, üzümlerden, elmalardan kısacası yerin bize verdiği her meyve ve sebzeden infak etmeliyiz, onun zekatını vermeliyiz. Peygamberimiz konuyla ilgili şöyle buyuruyor: “Toprak mahsullerinden yağmur ve nehir suları ile sulananlarda onda bir, kova ile (el emeği) sulananlarda 20’de bir oranında zekat vardır.” (Buhari, Zekat, 55)
Müslüman olan her kişi, zekatın bir türü olan öşür ibadeti ile mükelleftir. Elde edilen ürünün sahibi öşür verir. Öşürün farz olması için gerekli sayılan asgari ürün miktarı anlamına gelen nisap konusunda iki temel görüş vardır:
-653 kg’dan az olan ürünlerde zekat tahakkuk etmez kanaati var, bu birinci görüştür.
İkinci görüş: “Toprak ürünlerinde nisab şartı aranmaz, miktarı ne olursa olsun zekata tabiidir.” Ebu Hanife de bu görüştedir.
Peygamber Efendimiz zamanından itibaren eğer toprak emek sarf edilmeden mesela yağmurla veya nehir suyu ile tabii biçimde sulanıyorsa 1/10 (%10), emek harcanarak veya dolap ve benzeri aletler kullanılarak sulanıyorsa 1/20 (%5) nispetinde zekat alınmıştır.
Bu kısa fıkhi bilgileri verdikten sonra halkımıza diyoruz ki: Allah rızası için Allah’ın size vermiş olduğu ürünlerden fakire fukaraya da verin. Çiftçilerimizin sahip olduğu tahıl ürünlerinin zekatını verebilmeleri için İslami vakıfların bu konuda duyarlı olması ve duyarlık oluşturması gerekiyor. Zekat vermek insanı cimrilikten ve dünya perestlikten kurtarır. Zekât insana malın Allah’a ait olduğu bilincini verir. Malın asıl sahibinin Allah olduğunu bilen bir insan, dünyaperest olmaz, hodgam olmaz, hodendiş olmaz! Hudaperest olur, hakkı endişe eder. Ahiret adamı olur kısacası.
Allah, sahip olduklarımızı kendi rızası için harcayanlardan eylesin. Sağlık, sıhhat, afiyet içerisinde nice günler yaşamak dileğiyle... Allah’a emanet olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.