Bir haftadır Kutlu Doğum programları için dolaşıyorum, Allah Resulünün merhametini, adaletini anlatmaya çalışıyorum; fakat siz gelin de bana sorun çektiğim zorluğu. Ödüm kopuyor şimdi dinleyenlerden birisi kalkacak ve “Hoca sen hangi rahmetten ve merhametten bahsediyorsun! Haberin yok mu Mısır'daki Cuma katliamdan?” diyecek diye.

Evet, size soruyorum, hangi kafir böyle bir katliam yapmıştır? Bilen, hatırlayan var mı? Hangi kafir devlet, hangi zalim ordu böylesine büyük bir cami katliamı gerçekleştirmiştir? Amerika mı, Rusya mı, israil mi, Budistler mi? Söyleyin hangisi bir defada böyle bir canavarlığı gerçekleştirmiştir?

Tamam, durmadan ölüyoruz, emperyalizmin uçakları son yıllarda ümmet coğrafyasına ölüm yağdırıyor. Toplamda yüz binlere varmıştır kayıplarımız. Fakat ben tekrar soruyorum; Müslümanların bayramı olan bir Cuma gününde bir camide Allah'a ibadet ederken bir defasında üç yüz beş kişinin katledildiğini, yüzden fazlasının yaralandığını hatırlayan var mıdır?

Ne acıdır ki böyle bir araştırma yaptığınızda bu rakama ulaşmasa da karşınıza yine aynı veya benzer örgütlerin cami katliamlarının belgeleri çıkıyor arşivlerden.

Allah'ım, başımıza gelenler nedir, nereden çıktı bu bela? Biz bugüne kadar bütün belaları Haçlılardan gördük ve bekledik, Moğollardan gördük, Amerika'dan gördük, Rusya'dan gördük ve alışmıştık. Bugünkü bu belayı ne gördük, ne bekledik, ne de alışabildik. Her şeyden önemlisi ne kendimize ne de başkalarına izah edebiliyoruz.

Tarih boyunca İslam'ın bünyesinden nice sapık görüşler zuhur etmiş, Kur'an-ı Kerim'i yanlış yorumlayan nice dalalet fırkaları türemiş; fakat bunlar genellikle Mezhepler Tarihinin sayfalarında kalmış, bu ümmetin bağrında böylesine yaralar açmamıştır. Kur'an ve sünnetin nice aşırı yorumlarını okuduk, gördük. Fakat bu vahşilerin yaptıkları yorum gibisini ne duyduk ne okuduk.

Dünyanın en azgın İslam ve Müslüman düşmanlarının eline verseniz Kur'an'ı ve sünneti; “Haydi bunlardan Müslümanların aleyhine yorumlar çıkarıver” deseniz inanın ki bunlar gibi yapamazlar.

Mısır'daki kardeşlerimizin başına gelen bu felaketten dolayı Sisi'nin darbeciliğini de unuttuk, firavunluğunu da unuttuk. Yarın bir gün yüzde yüz meşru bir kişi ve yönetim olarak göreceğiz.

Tarihte dışarının kâfirini hiç bu kadar kendimize güldürdüğümüz, halimize sevindirdiğimiz olmuş mudur?

Benim asıl korkum bundan sonrasında. Suriye ve Irak'taki görevleri bitti galiba. Bundan sonra nerede görevlendirilecekler acaba? Çünkü biz artık öğrendik; bunlar nereye girmişlerse arkasından mutlaka emperyalistler girecektir. Kulağımıza çok kötü haberler geliyor, Filipinlere, Arakan'a gidecekleri söyleniyor. O zaman onların ruhuna da “el-Fatiha” dememiz gerekecek.