Hayatının 65 yılını telkâri sanatına verdi
Mardin'in geleneksel el sanatlarından telkâriye 65 yılını veren 75 yaşındaki Suphi Hindiyerli, çocuk yaşlarda gönül verdiği sanatının bitme noktasına geldiğini söyledi.
Mardinli telkâri ustası Suphi Hindiyerli (75), 10 yaşında çırak olarak başladığı telkâri sanatına 65 yılını verdi. Teknolojiye ve fabrikasyon ürünlerine karşı direnmeye çalışan usta, neredeyse bir ömür verdiği sanatını ayakta tutmaya çalışıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığına kayıtlı el sanatı ustaları arasında yer alan Usta Hindiyerli, gümüş işleme sanatı olan telkâriyi yaşatmak istediğini, bu yüzden devletten destek beklediğini belirtti.
Araştırmalara göre, telkâri el sanatının tarihi M.Ö. 3 binli yıllara dayanıyor. Telkârinin çok az sayıda ustasının kaldığına dikkat çeken Hindiyerli, yeni ustalar yetişmedikçe bu sanatın yaşama şansının mümkün olmadığını ve bu sanatın kendisi ile birlikte mezara gitmesinden korktuğunu dile getirdi.
“Usta kalmadı, çıraklar yok”
Ustalardan öğrendiği motifleri geleneksel yöntemlerle işleyerek yüzük, küpe, kolye, anahtarlık gibi çeşitli aksesuarlara dönüştüren Hindiyerli, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle birçok ülkede stantlar açarak sanatını tanıttığını söyledi.
Hindiyerli, sözlerine şöyle devam etti:
“Üç sefer ABD'ye gittim. Bir sefer de Suudi Arabistan'a gittim. ABD'liler başta bunun elde yapıldığına inanmadılar. Onlara anlattım. Hazırlıklı gittim, tel, kaynak götürdüm, orada yaptım. Takdir ettiler. Bir de onlara şunu söyledim: Mezopotamya bölgesinde, 5 bin yıl önce bu görmüş olduğunuz küpe, yüzük, kolye, gerdanlık, bilezik vs gibi telkâri ürünleri yapılırken dünya Amerika’nın nerede olduğunu bilmiyordu. Ama usta kalmadı, çıraklar yok. Bir ben kaldım.”
“Tarihi M.Ö. 3 binli yıllara dayanıyor”
Mesleğe ilkokula gitmeden önce başladığını aktaran Hindiyerli, şu an 75 yaşındaki olduğunu ve mesleğine 65 yılını verdiğini söyledi.
Hindiyerli, “Ben ilk önce altıncılarda başladım, altın ile telkâri yapıyorum, sonra gümüşe geçtim. Yapılan araştırmalara göre; telkâri el sanatının tarihi M.Ö. 3 binli yıllara dayanıyor. Mezopotamya bölgesinde ortaya çıkmış ve yapılmış bir sanattır. Madenlerden ham olarak çıkartılan gümüşü burada işleyip tel şekline getiriyorum. Sonra o tel ile istenilen motifleri yapıyorum.” dedi.
“Çarşıda satılan ürünlere telkâri denmez, onlar dökümdür”
Zamanında birçok çırak yetiştirdiğini fakat şu an çırak bulamadığını kaydeden Hindiyerli, şunları söyledi:
“Bu meslek artık para kazandırmadığı için kimse yapmıyor. Yetiştirdiğim çocuklar var ama bu mesleği yapmaya kalksalar aç kalacaklar. Aç insan yaşayabilir mi? Tabi artık bir de döküm var. Şu an çarşıda satılan ürünlere telkâri denmez, onlar dökümdür. Esnaf da telkâri diye satıyor ama telkâri değildir. Eskiden her ilde bir sanat okulu vardı, şu an ismi endüstri meslek oldu. Ben çocukken çıraktım ve ustaları iyi tanıyordum. O zaman Mardin’deki sanat okulunda telkâri dersi vardı. Devlet, orada okuyanların maaşını verdi, tazminatını verdi ama oradan mezun olan da bu işi yapmadı. Hepsi devlet dairelerinde memur oldu.”
“Yeni nesil sanatla ilgilenmiyor”
Eskiden yaptığı ürünleri Anadolu’ya sattığını belirten Hindiyerli, ancak şu an iş olmadığı için satışlarının da durduğunu ifade etti.
Hindiyerli, “Eskiden sipariş yetiştiremiyordum. Diyarbakır, Batman, Adıyaman, Malatya, Van ve birçok ile satış yapıyordum. Yanımda 4-5 işçi çalışıyordu. Sonra yalnız kaldım. Gelen kişi ilk başta ‘beni sigortalı yap, asgari ücret ver’ diyor. Ben sigortalı değilim, onu nasıl sigortalı yapacağım. Şimdiki çocuklar gelmiyor, ilgilenmiyorlar. Bizim zamanımızda usta dayak atıyordu, eve gidiyorduk baba dayak atıyordu ve yarın sabah erkenden bizi işe gönderiyorlardı. Biz öyle büyüdük ve bugüne geldik.” dedi.
Telkâri mesleğinin ilerleyeceğine artık inanmadığını aktaran Hindiyerli, son olarak, “Bu sanat ilerlemez, artık sen sağ ben selamet” ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.