Biliyorum kemale ermek öyle kolay değildir.

Bir yapının kemale ermesi ne kadar zorsa önyargılardan azade olmak da bir o kadar zordur.

Başlığı okuyup yazıyı okuma tenezzülünde bulunmayan veya 'bakayım ne zırvalamış' diyen okuyucunun önyargılarından sıyrılması kolay mı sanırsınız? HDP'nin kemale ermesi de o zorlu süreç sonunda gerçekleşti. Zaten dedim ya kemale ermek başlı başına bir süreç gerektirir.

Öyle ha deyince olmaz. Mesela Osmanlı'nın yıkılması için kemale ihtiyaç vardı ve yıkılışı kemalle oldu.

Üstelik bu yıkılan devletin yerine kurulan devletçik dev aynasında sunulmakta. Marketler zincirinden bakalı kurtaran mirasyedi, toplumda ticaret dehası olarak lanse edilmekte. YÖK'te terör estirecek, toplumun değerlerine savaş açacak bir kemale ihtiyaç vardı, Kemal Gürüz bulundu seralardan.

Üstelik gürbüz mü gürbüz...

Hormonlu mu hormonlu...

YÖK'ün Gürüz'le kemale ermesinden sonra İstanbul Üniversitesinin kemale ermesi gerekiyordu Alemdarzadelerden Kemal bulundu.

Sonra CHP...

SSK genel müdürü Kılıçdarzadelerden Kemal bulundu.

Gelinen süreçte de HDP'nin de Kemal'e ermesi gerekiyordu ve 20 Mayıs'taki kongreden sonra Serpil Kemalbay vesilesiyle HDP kemale erdi. Ancak deminden beri sıraladığımız bütün örneklerin kemale ermesi hepsinin zeval vaktine denk geliyor ne hikmetse.

Çünkü "kem alatla kemâlât olmaz"*

AK PARTİ Kongresinin Satır Araları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti kongresinde yaptığı konuşma, önümüzdeki sürecin şifrelerini içinde barındırıyor.

"Nerede kalmıştık"ta süregelen bir mücadelenin önümüzdeki süreçte de kesintisiz devam edeceği, "Seçilme yaşını 18'e düşürürken laf olsun diye yapmadık." ifadesinde ileriki süreçte partinin gençleştirileceği mesajı var.

"Demokrasi, ekonomi ve güvenlik" ifadesi HDP'li Osman Baydemir'in birkaç gün öncesinde paylaştığı güler yüzlü emojisine bir asık surat emojisiydi.

"28 Şubat'ta siyasetle ahlak arasında büyük uçurum olmuştu." ifadesinden "nerede kalmıştık"la hesaplaşacağı kitlenin kim olduğunu çıkarmak mümkün.

Kararlılık vurgusunda "Hak olan yoldan sapmadan" söyleminin altını çizmekte fayda var.

"Açık ihanete rağmen, sendika, dernek ve vakıflarına üyeliği sürdürüp örgütü destekleyenler için yapacak bir şeyimiz yok. FETÖ ile mücadelenin sulandırılmasına asla izin vermeyeceğiz." ifadesinde FETÖ tayfasının ufo görmüş masum köylü rolüne bürünüp vıyaklamasının kâr etmeyeceğini okumak gerekir.

Osman Baydemir Kongrede Neden Sustu?

Birkaç gündür HDP tabanında çatışmasızlık ve yeni bir çözüm süreciyle ilgili beklenti oluştu/oluşturuldu. Önce TÜSİAD'ın "PKK, koşulsuz silah bırakmalı" söylemi, ardından Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanının açıklamaları...

İki açıklama birbirinden bağımsız gibi algılandı, ancak aynı puzlenin parçalarıydı ve yan yana geldikten sonra Osman Baydemir'in açıklamalarıyla resim ortaya çıkmaktaydı.

Beklentiler, HDP tabanında dillendirilmeye başlanınca Osman Baydemir kongre öncesinde daha bir üst perdeden açıklama yapma gereği gördü.

Bu bir umut muydu, PKK'nın imdadına depar mıydı bilinmez. Ancak karşılığı olmayan bir peşrev oldu yalnızca.

Osman Baydemir'in kongre öncesinde dile getirdiği "çatışmasız ve savaşsız bir sürecin başlatılması için herkese rol ve görev düşmektedir. HDP bu sorumluluktan kaçınmayacaktır. Bir çözüm planı ortaya konulmalıdır" ifadesinin kongrede dillendirileceği tahmin ediliyordu.

Ancak nabız yoklamalarından sonra susması ve dut yemiş bülbüle dönmesi, karşı tarafın uzatılan eli havada bırakmasındandır.

Havada kalan eli öyle indirmek kolay olmayacağına göre yeni eşbaşkan Serpil Kemalbay Figen Yüksekdağ'dan el almışçasına bir konuşma yaptı.

Serpil Kemalbay'ın "7 Haziran'da halklarımız bizlere büyük destek verdi. Bizler bu umuda yolculuğu muhakkak tamamına erdireceğiz ve daha önce Eşbaşkanımız Demirtaş'ın söylediği gibi bu gemi mutlaka limana varacak." sözünden sonra HDPnin hangi limana gideceğini bilmem ancak selametin imana gelmekte olduğu muhakkak.

*Eksik aletle mükemmellik olmaz.