HDP'li belediyenin cami karşıtlığına halktan büyük tepki
HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin kentteki 4 cami hakkında aldığı yıkım kararının ardından İl Müftülüğü öncülüğünde toplanan halk, cemaatle namaz kılıp basın açıklaması düzenledi.
Diyarbakır'da kayyum döneminde yaptırılan 4 caminin HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkımına yönelik alınmış olan kararına tepki göstermek için bu camilerden Yunus Emre Camii'ne gelen halk, cemaatle namaz kılıp alınan kararı protesto etti.
Diyarbakır İl Müftülüğünün başlatmış olduğu "Camime Dokunma" kampanyası kapsamında öğle namazında Yunus Emre Camii'nde bir araya gelen Diyarbakırlılar önce cemaatle namaz kıldı.
Kılınan namazın ardından Ömer Yakut tarafından Kur'an-ı Kerim okundu. Burada cami cemaatine hitap eden Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Nihat Koç, alınan karar sürecini anlatarak, "Geçen hafta 4 camimiz hakkında belediye tarafından imar planında bir değişikliğe gidildiği haberi geldi. Dün akşam belediyeden böyle bir kararın olmadığına dair bir mesajın geldiğini gördüm. O kararda imar planında dini tesisten park alanına geçiş var. Buna rağmen yıkım kararı yok diyenler adeta bu asil milletin aklıyla alay etmektedirler. Akli dengesi yerinde olanlar bilirler ki bu kararın akabinde bu arazilerde başlatılan inşaatlar kaçak olarak kayda alınacak ve bir sonra yıkım kararı verilecek." dedi.
"Allah, dünyanın merkezine Kabe'yi oturtarak cami ile işe başlamıştır"
Camilerin ehemmiyetine yönelik İslam tarihinden örnekler sunan Koç, "Biz iman ediyoruz ki Allah, dünya hayatını başlattığında dünyanın merkezine Kabe'yi oturtarak cami ile işe başlamıştır. Aradan geçen zamandan sonra Hazreti Süleyman ve Davut Peygamberler Kudüs'te Mescid-i Aksa'yı imar ettiler. İnsanlar yeryüzüne dağıldığı gibi tevhid inancı bizi camisiz bırakmaz. Müslümanlar adım attıkları her yerde camiler yaparlar. Aradan biraz daha zaman geçince tevhid inancı zarar gördü, şirkle karıştı. İnsanlar tevhidin evi olan Kabe'de kendi elleriyle yaptıkları taşlara, tahtalara 'bizim ilahımızsın' diyecek kadar küçüldüler. Yüce Allah Hazreti Muhammed'i tüm kainata peygamber ilan etti. Hazreti Muhammed 610 yılından itibaren peygamberlikler görevlendirilmesiyle beraber şirkle mücadeleye başladı. Mekke'den sonra mücadele kapısını Medine'ye açtı. Medine'ye varmadan Ranuna Vadisine bir mescid inşa etti. Medine'de ise Halid bin Zeyd el Ensari'nin arazisinde bugünkü Mescid-i Nebevi'yi yaptı." ifadelerini kullandı.
Yıkım kararının açıklanmasından sonra sosyal medya üzerinden camiler aleyhine yorumları değerlendiren Koç, "Bu süreç içerisinde cami sayılarını örnek verirken 'cami sayıları okullardan fazla' ifadesi kullanıldı. Ben buna ancak 'Lailahe illallah…' diyorum. Müslüman bir ülkede cami ile okulu nasıl mukayese edebiliriz." şeklinde konuştu.
"Dünün çocukları bugün İslam davasını sahiplendiler"
Camilerin olmaması ile ileride toplumu bekleyen tehlikelere dikkat çeken Koç, "Bizim çocukluğumuzun geçtiği dönemlerde teravih namazlarında eğlenmeye giderdik. O dönemlerde camilere gidenler bugün İslam davasını sahiplendiler. Bu dönemde camiye gitmeyen çocuklar yarın hangi davayı sahiplenecekler? Hangi şuurun peşinde koşacaklar?" diye belirtti.
İslam'da sadece camilere değil tüm dinlerdeki mabetlere saygı duyulması gerektiğini ifade eden Koç, "İslam medeniyeti, cihanşümul bir medeniyettir. Mabedlerin muhafazasına önem verir. Allah Resulü, dokunulmaması gereken yerler arasında mabetleri de ilan etmiştir. Hristiyanların kilisesine, Yahudilerin havralarına karışamaz, mabedlerine dokunamazsınız." dedi.
Şu anda İslami mabetlere yönelik saldırıları sıralayan Koç, "Ama süreç içerisinde Müslümanların mabedleri hep hakarete, tecavüze uğradı. Bu gün hicazda olan tevhid evimiz, Kabe'miz ve Hazreti Muhammed'in medfun bulunduğu Yeşil Kubbemiz dünyanın en büyük haçlı ve emperyalist güçlerinin işgali altındadır. Mescid-i Aksa bugün siyonist terör devleti israilin işgali altındadır. Bizim 4'üncü haremimiz Emevi Camisi Esed zaliminin bombalarıyla tahrip edildi. En son 5'inci harem olan Diyarbakır'ımız kuşatma altındadır. Biz Müslümanlar, onlara fırsat vermeyecek, bizi biz yapan değerlere sahip çıkacağız." diye konuştu..
Koç, bazı belediyelerin gayrıislami mabetlere daha fazla ehemmiyet verdiğine işaret ederek, "Görev yaptığım ilçede Almanya'dan bir papaz belediye başkanına teşekkür plaketi göndermiş. Biz o ilçede camimizi yaparken belediyeden bir tanker su alamadık. Benim halkım bunların peşinden gitmeye devam ediyor. İnsanın göğsünde bir kalp vardır ve bir şeyi sever. İmanın girdiği kalpte küfür, küfrün yer aldığı yerde de iman yer alamaz." dedi.
"O'nun mukaddesatına savaş açanlar kaybetmiştir"
İslam davasına savaş açanlara seslenen Koç, "Yüce Allah ve O'nun peygamberleri, mukaddesatıyla savaş olmaz. O'nun mukaddesatıyla savaşa yeltenenler kaybetmişti, kazananlar peygamberler ve onun yolunda gidenlerdir." diye belirtti.
"Şehirler, imar planları yapılırken mabetlere yer bırakılmamış"
Projelerdeki ibadethane hazımsızlığına vurgu yapan Koç, şunları söyledi:
"Kayapınar'ın bir sakini olarak devasa bina ve siteler, yerleşim alanları var ama mabetler eksik. Şehirler, imar planları yapılırken mabetlere yer bırakılmamış. Müslüman bir vicdanın bunu kabul etmesi mümkün değildir. Bu işten vazgeçilmesini talep ediyoruz. İşin mahşeri boyutunu buradan ilan ediyoruz. Rabbim bizleri mabetsiz bırakmasın."
Koç'un konuşmasının ardından halk, cami önünde toplandı. Burada sık sık tekbir getiren halk, "HDP şaşırma sabrımızı taşırma", "Camiye uzanan eller kırılsın", "Camiye uzanan eller kurusun" şeklinde sloganlar attı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.