Hemoroidal hastalıklar kansere sebep olabilecek ciddi hastalıklardır
Halk arasında basur olarak bilinen hemoroidal hastalıkların kansere sebep olabileceği uyarısında bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Meral, hastalığın tedavisine yönelik önemli uyarılarda bulundu.
Halk arasında, makat bölgesindeki bütün hastalıkların basur ya da diğer adıyla hemoroit olarak bilindiğini, ancak yapılan muayeneler sonucunda bu hastalıkların kansere sebep olabilecek ciddi hastalıklardan olduğunu belirten Memorial Dicle Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Hakan Meral, tedavi için erken teşhisin önemine dikkat çekti.
Makat bölgesindeki bezlerin iltihaplanması, kabızlık, gebelik, aşırı baharat ve alkol kullanımı gibi nedenlerle hemoroit, fisür, fistül, kondilom ve apse hastalıklarının oluştuğunu belirten Meral, Hemoroidal hastalık diye tanımlanan hastalık grubunun makat bölgesinde oluşan hastalıklar olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu:
“Bunlar, hemoroit yastıkları adını verdiğimiz fizyolojik oluşumlardır. Aslında insanda olması gereken oluşumlardır. Bunların zamanla sarkmaları ve damarsal genişlemeleri sonucu hemoroidal hastalık dediğimiz problemler ortaya çıkmaktadır. Yalnız halk arasında makat bölgesinin bütün hastalıkları basur, mayasıl veya hemoroit hastalık olarak bilinmektedir. Hastalar, bize hep bu yakınmayla geliyor. Ancak muayene sırasında fark ettiğimiz, hemoroit dışında fisür, fistül, kondilom ve apse gibi diğer makat hastalıklarıyla sık karşılaşmaktayız. Dolayısıyla halk arasında basur olarak bilinen hastalıklar her zaman basur olmayabilir. Bazen bu bölgenin kanserlere de sebep olabilecek kitleleri hemoroidal hastalık olarak bilinebilir. O yüzden vatandaşların hiç çekinmeden, utanmadan böyle bir problemle karşı karşıya kaldıkları zaman kesinlikle bir genel cerrahi uzmanına başvurmalarını öneriyoruz.”
“Geç kalmak daha ciddi sıkıntılara sebep olabilmektedir”
Hemoroit hastalığında erken dönem teşhisin önemli olduğunu belirten Meral, bu durumun diğer makat hastalıkları için de geçerli olduğunu söyledi.
Meral, “Bu hastalıkların tedavisinde, konservatif yaklaşım, medikal tedaviler veya diğer farklı cerrahi dışı tedavi yöntemleriyle düzeltilebilmekte. Ancak geciktikleri zaman cerrahiye ve hatta sekonder cerrahilere kadar varabilmekte. Daha ciddi sıkıntılara sebep olabilmektedir. O yüzden hastaların durumlarını fark ettikleri anda bir genel cerrahi uzmanına başvurmalarını öneriyoruz.” dedi.
“Ameliyatsız tedavi mümkündür”
Kabızlık başta olmak üzere gebelik, aşırı baharatlı yemekler ve alkol kullanımı gibi nedenlerle fisür, fistül, apse ve hemoroit hastalığı oluşumlarının ortaya çıktığını belirten Meral, bazen zikredilenlerden uzak durmanın da tek başına yeterli olmadığını sözlerine ekledi.
Meral, “Çünkü yaşın ilerlemesiyle birlikte muhakkak hemoroit pakeleri sarkabilir. Ayrıca başka hastalıklardan dolayı fistül, fisür gibi problemler de ortaya çıkabilmektedir. Her zaman önüne geçmek mümkün değildir. Ancak erken dönemde medikal veya diğer konservatif yöntemlerle ameliyatsız tedavisi mümkündür. Gecikenlerde de farklı cerrahi seçenekleri denemekteyiz ve çok başarılıdır. Günümüzde halk arasında yaygın olarak bilinen lazer, radyo frekans gibi yöntemlerle hemoroit ve diğer problemleri tedavi etmekteyiz.” ifadelerini kullandı.
“Fistül, farklı yaklaşım gerektiren makat bölgesi hastalığıdır”
Fistül hastalığının farklı yaklaşım gerektiren bir makat bölgesi hastalığı olduğunu belirten Meral, bu hastalığın çok komplike olabilme durumunun olduğunu söyledi.
Meral, “Fistüllerin, yerleşim yerlerine göre sınıflandırmaları var. Basit fistüller ya da perianal bölgedeki fistüllerin tedavisi oldukça kolaydır. Ancak gaz tutmaya, dışkı tutmaya yarayan kasları aşıp giden veya at nalı dediğimiz çepeçevre dönen fistüller komplike fistüllerdir ve bunlara yaklaşım kesinlikle basit bir cerrahi işlemle giderilemeyecek kadar komplikedir. Tedavisi ise uzun bir süreçtir. Biz bu hastaları bilgilendiriyoruz, gerekirse ultrason ya da MR çektirerek fistül trasesini tam görüp ona göre tedavi yaklaşımları gösteriyoruz. Cerrahi ve carrahi dışı farklı tedavi seçenekleri var. Bunları bir arada yapabilmek ve uygun hastaya uygun tedaviyi uygun zamanda yapmak başarıyı getirmektedir.” şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.