Zülküf ER
Her Günü Kerbela Gazze'nin
Hani hep deriz ya, “HER GÜN AŞURA, HER YER KERBELA “ diye. Bunu bir de Filistinlilere, Gazzelilere sormak lazım.
Eminim ki onlar, “BİZE HER AN AŞURA, GAZZE’DE HER KARIŞ KERBELA” diyeceklerdir.
Mübarek Muharrem ayına yani Kerbela ve Aşura ayına girdik. İslami yeni yılla beraber Siyonistlerin Gazze’ye saldırıları da arttı. Bir avuç Siyonist tüm İslam Alemiyle dalga geçercesine her gün Gazze’de Kardeşlerimizin başına tonlarca bomba yağdırıyor. Buna mukabil Alem-i İslam ise utanç içinde, olanları izleyip Uluslararası kuruluşları, BirLEŞmiş Milletleri falan duyarlı olmaya, “Büyük Şeytan”ı ise İsrail’i durdurmaya çağırıyor.
İsrail Devleti, Avrupa ve ABD’nin gayri meşru çocuğu olarak İslam Alemi içerisinde Haçlı ittifakının ileri karakol görevini görmektedir.
İsrail’in yaptıkları, bu şer ittifakı adına Ümmet-i Muhammed ile savaşmaktır. Bir avuç yetim Gazzeli ise tüm Alem-i İslam’ın onurunu muhafaza etmek için Seyyidüşşüheda Hz. Hüseyn gibi direnmektedir.
Alem-i İslam şunu iyi bilsin ki; Gazze düşerse Ümmet-i Muhammed düşecektir. Mekke, Medine düşecektir. İstanbul, Tahran, Bağdat, Karaçi, Kahire, Rabat düşecektir.
Gazze, Medine’yi Müşriklerin şerrinden koruyan Hendek gibi Alemi İslam’ı, İslam düşmanlarının saldırılarından korumaktadır.
Bizler Siyer Kitaplarını, Magazi kitaplarını okuyup Hayber’in Fethiyle, beni Nadir’in sürgün edilmesi ve Ben-i Kureyza’nın cehennemin dibine gönderilmesiyle mesrur olurken; Gasıp İsrail devleti ise tüm bunların intikamını almakla meşgul. Hem de gözlerimizin içine baka baka… Mallarını bizlere satıp o parayla uçaklarının depolarını doldura doldura… Allah sonumuz hayreylesin.
Madem Kerbela Ayı’ndayız o zaman Kerbela’ya bakalım ve taa o günden bu günü görelim. Kufe’ye doğru yol alan İmam Huseyn’le karşılan Şair ferazdak İmam’a “Gitme Ey Hüseyn Kufelilerin Gönülleri senden yanadır ama Kılıçları Yezid’den yana” demişti. Bu halde mi şu an ümmet? Gazze için yanan gönüllerimize ellerimiz de eşlik edecek mi acaba? Ümmet Kufelileşme temayülünde mi yoksa?
Siyonistlerin son saldırılarda Şehid ettikleri Ahmet CABERİ’ye bakalım… Ömrünü ve ailesini Siyonistlere karşı direnişte feda eden aziz komutan, sonunda canını da feda ederek; ahdini yerine getiren yiğitler kervanına katıldı.
Şu aşağıda vereceğim konuşmaları okumuşsunuzdur. Bakın; hayata, İslam’a ve Filistin Mücadelesine hangi gözle bakıyor Şehid Ahmed CABERİ. Biz de o gözle mi bakıyoruz acaba?
“Oturduğumdan daireden çıkmıştım; Baktım ortaya bir füze düştü. Kendimi yola atarak şehadet getirdim, sonra ertesi günü bana, “oğlun Mehmet şehid oldu, Allah rahmet etsin” dediler. “kardeşin Hüseyin de”
Küçük kardeşim Fethi’yi sordum, dediler ki “şehid oldu” Salah’ı sordum, dediler “şehid oldu” Ala’yı sordum, dediler “şehid oldu”
Muhabir çocukları göstererek soruyor: “Bunlar torunların mı?”
“Bu Salah’ın kızı. Benim torunum, bu da küçük kızım Melek.” (Diğerini göstererek) Bu bana “baba” diye seslenir, çünkü babasını göremedi.
Muhabir konuşuyor: “Hocam sen ölüme çok yakınsın”
DOĞRU, BU VATAN ÇOK DEĞERLİ. BU DAVA ÇOK DEĞERLİ. BURASI CENNET.
Mubabir soruyor: “Ailen bu duruma ne diyor?”
Onlar bu uğurda sevaba ortak olduklarını düşünüyorlar. Dolayısıyla buna tahammül ve sabır gösteriyorlar.
Muhabir soruyor: “Evde bulunur musun?
Bazen… Şartlara bağlı. Ortama bağlı. Eğer şartlar güvenli ise, güvenlik açısından sorun yoksa…”
Bu sözlerden sonra inanın ne desek ne yazsak anlamsız olacak. Ama Seyyid Hasan Nasrallah’ın dediği gibi..
“GAZZE SAVAŞI HEPİMİZİN SAVAŞI OLMALI”
Rabbim Şühadanın kanını Gazze’nin ve İslam Aleminin özgürlüğüne vesile kılsın…
SELAM VE DUA İLE..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.