Abdullah KAVAN
Heybesinde “Kan” olanlar
Yaklaşan 7 Haziran seçimleri için herkes bir propaganda yöntemini benimsemiş ve o yönde halkı ikna etme gayreti içerisindeler. Halkın hassasiyetlerini ve duygularını etkileme yollarını seçmekteler. Normal şartlarda, halka getirecekleri kazanım ve kârları öne sürmekteler. Fakat ne gariptir ki bu partiler arasında farklı bir yöntemle halkı etkilemek isteyen, kan, kaos, tehdit ve şiddetle etkilemeye çalışan bir parti vardır. HDP' den söz ediyorum… Bu propagandayı özellikle Kürd seçmeni üzerinde deniyorlar. Yıllardır çatışma ve kargaşadan bıkan bölge halkının bu hassasiyetini göz önünde bulundurarak, iradelerine tehditle ipotek koymak istemekteler. Özellikle 6-8 Ekim olaylarında bir travma yaşayan bölge halkına “yine bu ortamı oluşturacağız” argümanlarıyla gitmekteler. Bu yönde onları tercih etmeyen birçok seçmeni; huzurunu, işini, geleceğini, düşünerek oy vermeye sürükleme yolunu seçiyorlar. Seçim öncesi bölge halkı üzerinde baskı kurmak ve “güçlü” olduklarını göstermek için “korku” propagandası yaymaktalar. Kobani'de aylar öncesinden öldürülen cenazeleri morglardan getirerek halkın bilinçaltında algı oluşturmak istiyorlar. Hızını alamayanların, işi daha da ileri götürerek korku salan, tehditkâr yazılan reklam ve bilboardların sunumuna şahit olduk. Kullanımı Van Büyük Şehir Belediyesi'nin kontrolünde olan, musluklardan “kan” akan ilanlar vermeleri bu yapının zihin kodlarını deşifre etmektedir. Bu yazılı reklamlarda “önleminizi alın” “sahip çıkmazsanız uzak değil” gibi benzer daha birçok “tehdit” ilanının olduğunu gördük. Musluklardan kan akıtmaya çok hevesli olan bu zihniyeti, halkımızın iyi tahlil etmesi gerekir.
Televizyon programlarında konuşan bu yapının temsilcilerinin her üç kelimesinden birinin “Barış, Özgür irade, Demokrasi” olan bu yapının reklamları ve halk üzerindeki baskıları, bunun tam tersi olduğunu gösteriyor. Halkın özgür iradesine ipotek koymak istiyorlar. Gerçek ve objektif iradenin “seçim sandığına” yansıtılmaması için her yolu deniyor ve engellemeye çalışıyorlar. Her seçimde olduğu gibi, seçmen sandıklarında bile bu baskıyı daha da fazlalaştırmak ve hatta sandık görevlilerini bile bu propagandayla sindirmek istemekteler. Bu yapının kendisi ve bileşenleri, yıllardır bu metottan başka bir yol halka sunmamıştır. Bu yapı, halkın karşısına faydalı projelerle çıkacağına; şiddet baskı ve tehditlerle çıkma yolunu benimsemiştir.
Şimdi huzur ve kardeşlik isteyen aziz halkımıza şöyle basit bir analizi sunmak istiyorum; HDP'nin oyları çok olduğu illeri, ilçeleri ve terör olaylarını ve huzursuzluğu karşılaştırın. Nerede oy çokluğu varsa orada olaylar daha da fazladır. Oy oranı azalan illerde siyasi olayların azlığına şahit olacaksınız. Nerde kendini güçlü gördüyse, halka baskı kurmuş ve halkın can, mal ve huzurunu kaçırmıştır. Dolayısıyla halkımız kendi can, mal ve huzurunu istiyorsa buna göre sandığa gitmesi gerekir. Niye bunu diyorum; çünkü çoğu seçmen, ortam ve huzur bozulmasın diye bu yapıya oy vermeye kanmış durumda. Hâlbuki durum tam tersidir. Örnek olsun diye söylüyorum. Siyasi olay ve kaos açısından Hakkari ve Şanlıurfa'yı karşılaştırın. Ya da Cizre ve Adıyaman'ı karşılaştırın. Bu yerleri bir analiz edin ve bu illerdeki yapının oylarıyla, siyasi olayları karşılaştırın, bu hakikatı çok basit bir yöntemle fark edeceksiniz. Heybesinde kan ve tehdit argümanları olan bir yapıdan huzur beklemek saflık olur.
Netice itibariyle bölge insanı huzur, güven, barış, istikrar ve kardeşlik istiyor. Bunu gerçekleştirebilecek profilleri iyi analiz etmesi gerekir. Söylemleri halkın özü ve fıtratı olan ve olmayan kişileri iyi tahlil etmesi gerekir. Halkın arasında muteber olarak kabul görülen şahsiyetlere bakması gerekir. Şimdiye kadar bölge halkına huzursuzluktan başka bir şey vermeyen ve seçim propagandasını bunun üzerine kuranlardan hayır gelmeyeceği gibi, kendilerini güçlü gördükleri her yerde daha fazla baskı ve şiddet getirecekleri kesindir. “Kendileri gibi düşünmeyen” herkesi düşman kabul eden bir yapıdan huzur beklemek yanlış bir tercih olmakla birlikte içinden çıkılmaz sonuçlar doğurabilir. Bütün bunlarla birlikte hayırlısını dilemek en güzeli…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.