Hindistan, Keşmir’de demografik yapıyı Müslümanlar aleyhine değiştiriyor

Hindistan, Keşmir’de demografik yapıyı Müslümanlar aleyhine değiştiriyor

Keşmir'de Müslümanların yaşadığı sorunlara dikkati çeken Pakistan Milli Meclis Başkanı Sadık, "Hindistan, Keşmir'de sistematik şekilde demografik yapıyı Müslümanlar aleyhine değiştirmeye çalışmaktadır.” dedi.

TBMM'de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği toplantısında konuşan Pakistan Milli Meclisi Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Keşmir'de Müslümanların yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, “Hindistan Keşmir'de sistematik şekilde demografik yapıyı Müslümanlar aleyhine değiştirmeye çalışmaktadır.” dedi.

TBMM'nin ev sahipliğinde yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 36. İcra Komitesi Toplantısı'nın ikinci gününde, 15 Temmuz gecesi yaşananları anlatan sinevizyon gösteriminin ardından konuk ülke temsilcileri konuşma yaptı.

Pakistan Milli Meclisi Başkanı Serdar Ayaz Sadık, 15 Temmuz'da gösterdikleri kahramanca mücadele nedeniyle Türkiye halkıyla dayanışma içinde olduklarını söyledi.

Keşmir'de Müslümanların yaşadığı sorunlara dikkati çeken Sadık, "Hindistan, Keşmir'de sistematik şekilde demografik yapıyı Müslümanlar aleyhine değiştirmeye çalışmaktadır." diye konuştu.

Hindistan'ın, bu bölgenin kendi geleceğini takdir etme hakkını terör bahanesiyle halkın elinden almaya çalıştığını ifade eden Sadık, konuyla ilgili slayt gösterisi sundu.

Özellikle Batı dünyasından, ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı Keşmir nedeniyle Hindistan'ı kınayan bulunmadığına ancak İslam ülkelerinin bir temas grubu kurarak Keşmirlilerin haklarını savunduğuna ve Hindistan'ı sert dille kınadığına işaret eden Sadık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Keşmir'de cuma namazlarına da izin verilmiyor”

"8 Temmuz'dan bu yana Keşmir'de cuma namazlarına da izin verilmiyor. Bu, Hindistan'ın nasıl sahte bir demokrasi ve laiklik havarisi olduğunu gösteriyor. Hindistan uluslararası camiayı yanıltmaya çalışıyor. Hindistan'ın gerilimi yükseltecek açıklamalardan kaçınması gerekiyor. Pakistan şu ana kadar büyük basiretle hareket etmiştir. Pakistan'ın toprak bütünlüğünü korumaya ne pahasına olursa olsun hazırız ve ortaya çıkacak olaylarda bütün sorumluluk Hindistan'a ait olacaktır."

Afganistan Meclis Başkanı Abdul Rauf İbrahimi de İslam dünyasının çok ciddi güçlükler, tehditler ve krizlerle karşı karşıya olduğunu, bu durumun ülkelerin gelişmesine ciddi anlamda ket vurduğunu kaydetti.

Bu çerçevede çözüm yöntemleri bulmak açısından yaptıkları toplantıların öneminin altını çizen İbrahimi, bölgede müdahalelerin söz konusu olduğunu, bu toplantı sayesinde Müslüman ulusların bir araya geleceğini, üye ülkelerin bir adım daha yakınlaşacağını, ortak siyasi, ekonomik, sosyal konularda çeşitli çalışmalar ortaya koyacaklarını dile getirdi.

Herkes gibi Afgan halkının da mutlu, barış dolu, güvenli bir ortam istediğini aktaran İbrahimi, ülkesinin 30 yıldan fazladır savaş halinde olduğunu, bölgede siyasi, ekonomik istikrarsızlığın ve ayrıca can ve mal kaybının yaşandığını anımsattı.

Suudi Arabistan Meclis Başkanı Abdullah Alalsheikh ABD'de onaylanan ve "11 Eylül" adıyla bilinen kanuna ilişkin de şunları söyledi:

"Bu kanun aslında uluslararası ilişkilerle çelişmekte ve aynı zamanda siyasi dokunulmazlığı yok etmektedir. Bu özellikle ABD için söz konusudur. Aslında ABD yönetimi ve bazı ülkeler buna karşı çıktı. ABD kongresinin bu konuyu tekrar gözden geçirmesi gerek. ABD'nin bu kanunun diğer ülkeler için ne kadar tehlikeli olduğunun farkına varması lazım."

Sudan Meclis Başkanı İbrahim Ahmed Ömer, bu dönem toplantılarının çok karmaşık ve zor şartlar altında yapıldığını ifade ederek, İslam dünyasında yaşanan krizler, örtüşmeyen çıkarlar ve kutuplaşmalar nedeniyle halkların büyük zarar gördüğünü söyledi.

Filistin halkının siyasi ve ekonomik ambargoların hedefi olduğunu, Siyonist devletin öldürme, yok etme politikasını sürdürdüğünü dile getiren Ömer, "Bunlar insan vicdanını zedelemektedir. Uluslararası yasalarda yeri yoktur." dedi.

Ömer, Filistin halkının hürriyetinin gasp edildiğine, insanların öldürüldüğüne ve evlerinin başlarına yıkıldığına işaret ederek, "İslam aslında itidal dinidir. Müslümanlar tek ümmet olduklarını bilmezlerse, İslam birliği gerçekleşemez." ifadesini kullandı.

Ankara Deklarasyonu yayımlandı

TBMM'de gerçekleşen iki günlük toplantının ardından yayımlanan Ankara Deklarasyonu'nda 2017'de Mali'nin başkenti Bamako'da gerçekleştirilecek 12. İSİPAB Konferansı'nın hazırlığı mahiyetindeki bu toplantıya ev sahipliği yapan TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a takdir sunuldu.

Deklarasyonda, İSİPAB tüzüğünde belirtilen ve üye devletlerin egemenliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ile anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü de içeren hedeflere ve ilkelere riayet edilmesi hususu kararlaştırılırken sebebi, gerekçesi ve kaynağı ne olursa olsun terörün her türlü şekline ve tezahürüne karşı zirvenin ilkeli tavrı yinelendi.

Terörle mücadelenin tüm üye devletlerin ve uluslararası camianın sorumluluğunda olduğu beyan edilen deklarasyonda, barış ve istikrara yönelik tehlike oluşturan DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, El-Şebab ve PKK/PYD/YPG gibi örgütlere karşı mücadele kararlılığı belirtildi.

İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) en önemli amacının Filistin davası için mücadele etme kararlılığını koruması olduğu ifade edilen deklarasyonda, üye devletlerin Suriye'deki savaşı ve İslam coğrafyasındaki diğer çatışmaları sonlandırmak amacıyla pozisyonlarını uyumlaştırma ihtiyacının kabul edildiği, yakın zamanda ABD Kongresi tarafından kabul edilmiş Terör Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası (JASTA) karşısında ise endişe duyulduğu kaydedildi.

Kamuoyuna 25 madde halinde sunulan deklarasyonda, 15 Temmuz darbe girişimi kınanırken, FETÖ darbecilerinin şiddet içeren darbe girişiminde yaşamını yitirenler ve yaralananlardan dolayı büyük üzüntü duyulduğu, FETÖ'ye karşı yürütülen mücadelede Türkiye ile dayanışma içinde olunduğu vurgulandı.

BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet girişimi çerçevesinde ortak liderler bildirisini esas alarak Kıbrıs'ta sarfettiği çabaların desteklenmeye devam edildiği belirtildi.

Afrika ülkeleri Çad, Nijer ve Nijerya'nın ekonomik durumunu etkileyen Boko Haram ile mücadelesinde desteklenmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, İslam alemindeki çatışmalardan kaynaklı göç krizlerinden endişe duyulduğu belirtilerek, üye devletlere sığınmacıları kabul etme çağrısında bulunuldu.

Deklarasyonun okunmasının ardından toplantıya katılan ülkelerin temsilcileri ile aile fotoğrafı çektirildi. Daha sonra katılanlar onuruna yemek verildi.

İLKHA





HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.