Mehmet GÖKTAŞ
Hıristiyanlığın Allah’a Ait Neyi Var ki?
Noel üfürüğünü şöyle bir tarafa bırakalım, Hıristiyanlığın ana gövdesinin Allah’a ait neyi var ki?
Bilindiği gibi Hıristiyanlık Roma’nın bünyesinde vücut bulmuş ve yayılmıştır.
Halbuki Roma ilk günden bu yana asla Hz. İsa’ya iman etmemiştir,
Roma hiç bir zaman bir toplumun bir peygambere iman edip teslim olduğu gibi Hz. İsa’ya iman edip teslim olmamış, tabi olmamıştır,
Roma Hz. İsa’nın Allah’tan alıp tebliğ ettiği bir vahye uymamış, kesinlikle onun getirdiği bir dine girmemiştir.
Yani iddia edildiği gibi Roma hiçbir zaman İsevi olmamış, Nasranî olmamıştır.
Roma tarafından ortaya konulan Hıristiyanlık adındaki bu dinden Hz. İsa’nın kendisinin hiçbir haberi yoktur,
Roma, Hıristiyanlık adına inandığı ilkelerin, Hıristiyanlık adına yapmaya çalıştığı ibadetlerin hiçbir maddesini Hz. İsa’dan almamıştır, dolayısıyla Allah’tan almamıştır.
Hz. İsa kendisinden çok sonra ortaya çıkarılan bu Kilise ve Papalık kurumundan kesinlikle haberdar değildir, kendisinden sonra böyle bir kurumun başlatılmasına dair de en ufak bir emir ve işareti de yoktur.
Hz. İsa’nın bir Yahudi olduğunda herkes müttefiktir, bu konuda ayrı düşünen bir tek kimse yoktur. İbranice ve Aramiceden başka hiçbir dil konuşmadığı, özellikle bir tek Yunanca kelimesinin ve cümlesinin olmadığı sabitken… Ne gariptir ki dört İncil’in dördü de Yunanca yazılmıştır. Yani Hz. İsa’dan sonra en erken 70 yıl sonra yazılmaya başlanan İncillerin hiç birisi onun havarileri tarafından da yazılmamıştır.
Yine Hz. İsa'nın Yahudilerin mabedinin, sinagoglarının dışında bir yerde ibadet ettiğine dair, hele hele bu mabedlerin dışında başka bir isimle yeni bir mabed, kilise oluşturduğuna dair de bir tek rivayet yoktur.
Roma kesinlikle İsevileşmemiş, aksine Romalılaştırdığı bir İsa’ya inanmıştır.
Roma kendisi bir İsa icat etmiş, yaratmıştır. Hem de İsa’nın hayattan çekilmesinden üç dört yüz yıl sonra orta yere Roma’yla uyumlu, özellikle Roma’ya itaat eden, Roma’ya itaati meşru gören ve kendisine inananların da Roma’ya itaat etmelerini isteyen, Roma’nın pagan, putperest hayat tarzıyla fazla bir problemi olmayan bir İsa çıkarmıştır orta yere.
Roma hiçbir zaman putlarını kırmamıştır.
Roma Hıristiyan olduktan sonra çok tanrılı hayatında hiçbir ciddi değişiklik yapmamıştır. İseviliğe geçtiğini ilan eden Roma hiçbir ciddi travma yaşamamış, toplum olarak ciddi bir sosyal değişim geçirmemiştir. Sadece önceki dönemin putlarının bir kısmının isimlerini değiştirmiştir, Teslisin gereği olarak en azından yine üç tane tanrısı olmuştur. Hatta Roma İsa’yı da bu putlarından birisinin yerine koymuştur.
Hıristiyanlığı Roma’nın yeni dini olarak kabul eden ve tarihi İznik Konsülünü organize eden Kral Konstantin, babasının taptığı Fethedilemez Güneş’i yeni dinine de taşımış, İsa’yı öbür tanrılarıyla birlikte kendisine Zafer Tanrısı yapmıştır. Hıristiyanlığın Tanrısıyla birlikte Güneş’e de tapınmaya devam etmiş, bastırdığı paraların bir kısmına Haç, bir kısmına da Güneş’i koymuştur. Güneş günü olarak Sunday’i (Pazar) Hıristiyanlığın Sebt’i yapmıştır.
Muhterem okurlarım, dua edin, bu konudaki kitap çalışmamı tamamlayım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.