Hoş Geldin Ey Af ve Mağfiret Ayı

Hoş Geldin Ey Af ve Mağfiret Ayı

Ramazan ayı nedir?

Doğruhaber

Kur’an ayıdır.

Oruç ayıdır. Sabır ayıdır.

İbadet ayıdır.

Cenneti kazanma ayıdır.

Cehennemden kurtulma ayıdır.

Kendine çekidüzen verme ayıdır.

Teravih ayıdır.

Nefis terbiyesi ayıdır.

Şeytanı yenme ayıdır.

Dua ayıdır.

Tövbe ayıdır.

Sadaka ayıdır.

Takva ayıdır.

İtikaf ayıdır.

Güzel ahlak ayıdır.

Kardeşliğin pekiştiği aydır.

Bereket ayıdır.

Kötü huylardan uzaklaşma ayıdır.

Tefekkür ayıdır.

Ahreti kazanma ayıdır.

Mağfiret ayıdır.

Bağışlanma ayıdır.

Gayret ayıdır.

Rahmet kapılarının açıldığı aydır.

Hoş geldin ey af ve mağfiret ayı

Manevi duyguların zirveye ulaştığı, af ve mağfiretin, ihsan ve bereketin insanlar üzerine rahmet damlaları gibi yağdığı mübarek Ramazan ayına girdik. Bu mübarek ayda bir birey, aile ferdi ve Müslüman olarak yapmamız gerekenleri Nizamettin Yaçin Hoca ile konuştuk. Tüm Müslümanlara önemli tavsiyelerde bulunan Yaçin Hoca, bu ayda çokça dua edilmesini tavsiye etti.

 HOCAM ÖNCELİKLE RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİNİN ÖNEMİNDEN SÖZ EDEBİLİR MİSİNİZ?

İslam’ın 5 şartından biri Ramazan Ayı orucudur. Kur’ân-ı Kerim, orucu bize farz kıldığı gibi bizden önceki nesillere de farz kıldığını beyan etmiştir. Ramazan ayının, hem maddi hem manevi hem de toplumsal birçok hikmetleri vardır. Allah’ın inanan insanlar üzerine farz kılmış olduğu orucun hem maddi hem de manevi açıdan büyük faydaları olduğu gibi terk edilmesi durumunda da büyük zararlar olduğuna inanıyoruz.

 MADDEN VE MANEN ARINALIM

BU FAYDA VE ZARARLARI DAHA SOMUT BİR ŞEKİLDE İFADE EDEBİLİR MİSİNİZ?

Maddi ve toplumsal olarak bakıldığı zaman da oruç kişinin bir yıllık bakımıdır diyebiliriz. Nasıl ki bir aracın belli sürelerde bakımı oluyorsa insan vücudunun da bir bakıma ihtiyacı var. İnsanlar bu ayda oruç tutarak vücudunun bakımını yapmış olurlar. Orucun, insanın kan şekerinden, bedensel birçok hastalığa kadar çok sayıda yararı var. Toplumsal olarak bakıldığı zaman ise Ramazan, zengin ve fakir arasında bir köprüdür. Durumu iyi olan insanlar ancak Ramazan sayesinde fakirlerin, düşkünlerin, aç ve muhtaç olanların ne derecede sıkıntı içerisinde olduklarını anlayabilir ve Allah’ın kendisine vermiş olduğu nimeti paylaşması gerektiğinin farkına varır. Fakire düşküne ihtiyacı olan el uzatır.

Manevi yönüne gelecek olursak bu ay, müminler için çok farklı bir aydır. Allah’ın yarattığı mahlûklar arasında en şereflisi ve en üstünü insan olduğu gibi ayların içerisinde de en üstünü Ramazan ayıdır. Çünkü Allah insanların kılavuzu olan Kur’ân-ı Kerim’i indirdi. Allah’ın Ramazan’da insanlara ihsan ettiği Kur’ân’a karşılık insanlar da bu ayı oruç, ibadet, hayır ve hasenatla karşılarlar. Bundandır ki bu ayda yeme, içme, kötü ahlâk ve kelamdan, özellikle arınırlar. Bu da insanların Kur’ân’a hürmet ve saygısının bir göstergesidir. Allah bu saygı ve hürmetlerinden dolayı da insanların günahlarını bağışlar, onları mağfiret eder, yapmış oldukları hayır hasenatlara karşı onları mükâfatlandırır. Hele hele bu ayın içerisinde yer alan ve bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi vardır ki bu gecede 83 yıla denk gelen bir mükâfat vardır.

 MUHAKKAK BİR PROGRAMIMIZ OLSUN

MANEVİ DUYGULARIN ZİRVEYE ULAŞTIĞI BU AYDA TÜM MÜSLÜMANLARA YÖNELİK GENEL TAVSİYELERİNİZİ ALABİLİR MİYİM?

Müslümanlar Ramazan ayına farklı bir önem vermeli, bu ayı muhakkak programlı bir şekilde geçirmelidirler. Namaz vakitlerini camilerde geçirmek ve mukabele ile Kur’ân okumak bu programların içerisinde yer almalıdır. Bununla birlikte tefsir, hadis, siyer, fıkıh gibi eserler okuyarak, hadis ve ayet ezberine önem verilmelidir. Yine bu aylarda iftar sofraları kurmak, oruçlu kimseleri davet etmek veya davet edildiği iftarlara icabet etmek gerekir. Her Müslümanın bu iftarlar sonrası gittikleri yerlerde muhakkak bu ayın faziletinden, Kur’ân’ın feyzinden söz etmesi gerekir ki iftarla maddi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız gibi bu şekilde de manevi ihtiyaçlarımızı karşılamış olalım. Ayrıca bu ayımızı güzel bir programlar, dua, zikir, ihsan, Müslümanların dertleriyle dertlenmeyle geçirelim. Ziyaretleşelim. Sılayı rahim yapalım. Elimizden geldiğince gece namazı kılalım. Sahura yarım saat erken kalktığımız zaman hem gece namazını kılmış oluruz hem de tefekkür etmiş oluruz. Bu konuda çocuklarımıza da bilinç kazandırmış oluruz. Bir sonraki Ramazan’a yetişemeyeceğimiz ihtimalini de göz önünde bulundurduğumuzda geçireceğimiz bu ayın çocuklarımıza da yol gösterici olmasını sağlamalıyız ki biz mezarda dahi olsak onların yapacağı hayır ve hasenattan faydalanalım. Bu bizim için bir fırsattır bunu değerlendirelim.

 EVDE BİRÇOK SORUMLULUĞU OLAN ANNELERE YÖNELİK NE GİBİ TAVSİYELERİNİZ OLACAK?

Anne, ailede yuvanın koruyucusu, çocuğun terbiyecisi olarak en büyük vazifeyi üstelenmiştir. Çünkü anne İslami ahlakla ne kadar ahlaklanırsa, söylediklerinde, davranışlarında ne kadar dikkatli olursa çocuklarının üzerinde o kadar etkili olur. Annelerin de bu ayda özel bir programları olmalı. Özellikle Kur’ân okumamış olan çocuklarına “En hayırlınız Kur’anı okuyan ve okutanınızdır” düsturunca Kur’ân eğitimi vermeli. Kur’an okuyan çocukları ile de bir mukabele halkası kurarak Kur’ân okumalı. Dışarda sıcağın altında çalışan beylerine yönelik biraz daha hassas davranabilirler. Bu konuda yemeklerinin zamanında yapılması, güler yüzle karşılaması da onların görevleri arasındadır. Bunlar hem aile açısındaki güzellik, hem de eşler arasındaki diyaloğu daha da pekiştirir hem de mükafat kazançlara vesile olur.

 İZİNLERİNİZİ RAMAZAN’DA KULLANIN

PEKİ, BABALARA YÖNELİK ÖZEL TAVSİYELERİNİZ OLACAK MI?

Aile reisleri olarak babaların aile fertlerine zaman ayırma noktasında biraz sıkıntıları olabiliyor. Özellikle memur ve işçi olarak çalışan kardeşlerimizin izinlerini bu ayda kullanmaları en güzel olanıdır. Çünkü bu ayda izin kullandıkları zaman büyük fırsatlar elde ederler. Hem aileleri ve çocuklarıyla ilgilenecekler, hem de özellikle çocuklarını camilere götürerek onlara cami bilinci aşılamak için yeterince zamanları olur. Ayrıca evde ailesine yönelik programlar düzenleyip bu ayı dolu dolu geçirme imkânları olur. Tabi izin kullanılmadığı zamanda bu zamanları bayağı kısalır. Bu durumda da yine iftardan sonra aileleriyle mukabele halkası kurmalı ve bundan sonra hep birlikte teravih namazına gitmeleri en güzel olur.

 İTİKÂF İBADETİNİN HÜKMÜ VE BU KONUDAKİ TAVSİYELERİNİZİ DE ALABİLİR MİYİZ?

İtikaf, sünnet olan bir ibadettir. Ramazan ayı Resullullah (s.a.v)’ın tüm aylar içerisinde en çok itikâfa girdiği aydır. Özellikle bu ayın da son on gününü itikâfla geçirirdi. Tabi Müslümanların mümkün olduğunca camilerde itikâfa girmeleri en güzelidir. Ancak bu imkânı olmayanların da evde farklı bir odada itikâfa girebilirler. İtikâfa girerken niyet de önemlidir. “Ya rabbi itikâfa giriyorum” diye niyet edilmeli. Ve zaruri ihtiyaçlar dışında itikâfa girilen yerden çıkılmaması gerekmektedir. Ayrıca nezredilmiş bir itikâf söz konusu ise yapmak farz olur. İtikâfın belli bir zamanı ve süresi yoktur. Yani bir insan yarım saatte bir gün de on gün de itikâfa girebilir. Hatta namaz için camiye girdiği zaman dahi itikâf niyeti getirirse camide hem itikâf hem de namaz sevabı alır.

 İMANIN LEZZETİNE VARMALIYIZ

HOCAM SON OLARAK, YAŞLILARDA “NERDE O ESKİ RAMAZANLAR” ŞEKLİNDE BİR ÖZLEME ŞAHİT OLUYORUZ. ŞİMDİKİ RAMAZANLARDA NELER DEĞİŞTİ DE ESKİ RAMAZANLARA ÖZLEM DUYULUYOR?

Bunu bir teşbihle ifade etmek isterim ki; İslam’ı sofradaki en güzel yemeğe benzetecek olursak; Sıhhati yerinde olan bir kişi bu yemekten yediği zaman onun tadını, hazzını, güzelliğini alır. Ayını yemeği bir zaman sonra o kişi hastalandıktan sonra yerse o yemekten tat alamaz ve “Bir zamanlar yemekler çok güzeldi” der. Hâlbuki kusur yemekte değil, kendisindedir. Yani kusur, İslam’da değil kusur bizdedir, ihlasımız da samimiyetimizdedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir insanın kendi imanından, inancından lezzet alabilmesinin yolunu üç şeye bağlıyor.

Birincisi; Allah ve Peygamberi onun katında her şeyden sevimli olmalı, ikincisi bir insanı sevdiği zaman sevgisi ancak Allah için olmalı, Üçüncüsü ise Allah’ın kendisini İslam’la şereflendirdikten sonra onu küfre götürecek fiil ve davranışlardan özellikle kaçınmasıdır. İşte bu üçünü elde eden bir insan imanın tadını alır, lezzetine varır. İbadetin, orucun yani inancın lezzeti buradan geliyor. Allah’ın izniyle o tat hiçbir zaman değişmez.

 

 

Bu ayda işçilerin yükünü hafifletin

Bu ayda, kölesinin ve işçisinin işini hafifleteni Allah Teâlâ affeder ve cehennemden azat eder. Ramazan ayı girdiğinde Resûlullah (sav) Efendimiz, bütün esirleri salar ve isteyene izin verirdi. Bu ayda hayırlara muvaffak olan kişiye, senenin tamamında Allâh Teâlâ’nın muvaffak kılması refik yani yoldaş olur. Bu ay, huzuru kalp olmaksızın, dağınıklık üzere geçerse bütün sene dağınıklık üzere geçer. O halde bu ayı ganimet bilerek bunda huzuru kalbi kazanmaya çok çalışmak lazımdır.”  (İMAM RABBANİ-KS)

Üç farklı oruç

İmam Gazâlî, rahimehullah, orucu; avamın, havassın ve ehass-ül havassın orucu diye üçe ayırmıştır:

- Avamın (sıradan insanların) orucu, bedende iştah ve şehvetin tatmin yeri ve aracı olan iki azayı, yani mide ve cinsel organı, iştah ve şehvet duyduğu şeylerden alıkoyar.

- Havas (kullukta bir derece ilerlemiş özel insanlar)’ın orucu, yukarıda zikredilenlere ilâveten; gözü, kulağı ve diğer azaları günahtan korur.

- Ehassü’l-havâs (daha özel kişiler)’ın orucu, yukarıdakilerle birlikte, kalbi düşük emellerden, dünya düşüncelerinden kısaca, mâsivâdan arıtıp kişiyi bütün varlığıyla Allah Teâlâ’ya bağlar.

Ramazan insanın kendisini düzeltme ayıdır

Bursa Müftüsü Mahmut Gündüz, bereket ve rahmet ayı Ramazan’ın iyi insan olma adına büyük bir fırsat olduğunu söyledi. Gündüz, “Küskünlerin barışması, komşularımızla münasebetlerimizin iyileşmesi ve kendimizi hesaba çekip, düzelteme adına Ramazan büyük bir fırsattır” dedi. Ramazan’da yapılan ibadetlerin o aya has olmadığını belirten Gündüz, “Rama- zan’dan sonra tesbihler, seccadeler sandığa, dini titizlikler gelecek Ramazan’a bırakılıyor. İşte bu, Allah yanında makbul olan titizlik değildir. Allah’ın insanlara ihsan ettiği el, ayak, göz, akıl gibi sayısız nimetleri nasıl sadece Ramazan ayına inhisar etmiyor, ömür boyu devam ediyorsa, biz de Ramazan’da gösterdiğimiz özeni hayatımız boyunca göstermeliyiz” diyerek Müslümanlara çağrıda bulundu.

İHTİYAÇ SAHİBİNİ ARAYIP BULALIM

Bursa Müftüsü Mahmut Gündüz, “Hayır ayı denilen bu güzel ayda kimlere ulaşabileceğimizin hesabını yapalım, lafta kalmayalım. Zekât ve fitrelerimizi bu doğrultuda değerlendirelim. İhtiyaç sahiplerini arayıp bulalım. Eğer biz aramazsak nerde fakir vardır, bilemeyiz. İyi bir insan olmanın yolunu arayalım, günahlarımız varsa tövbe edilecek en güzel zaman Ramazan ayıdır” diyerek bu bol bereketi olan ayı en iyi şekilde idrak etmemiz gerektiğini söyledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.