Hür Dava Partisi Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada dünyadaki ve Türkiye'deki son gelişmeler değerlendirildi. Batı dünyasının Paris'teki saldırının altında yatan nedenleri doğru okuması gerektiği ifade edilen değerlendirmede şu ifadelere yer verildi: "Paris saldırısı ile bir kez daha görülmüştür ki, İslam coğrafyasında yaşanan işgaller, yapılan katliamlar, ağır insan hakları ihlalleri ve Batının bundaki rolü dönüp kendisini vurmuştur." ifadeleri kullanıldı.

Her şeyden önce Batı dünyasının kendini sorgulaması ve İslam dünyasına yönelik aşağılayıcı, tahkir edici ve sömürgeci politikalarından vazgeçmesi gerektiği vurgulanan değerlendirmede, "İkiyüzlü ve çifte standartçı yaklaşımıyla sadece kendine ağlayan ve insani değerleri merkeze koymayan bu yaklaşım sahiplerinin dünyaya insanlık dersi vermeye hakkı yoktur. Başta Suriye, Irak ve Filistin olmak üzere bütün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren politikaların müsebbibi ve destekçisi olan; Mısır'daki darbeye açık yahut örtülü destek veren; İsrail’in BM kararlarını hiçe sayan işgalci politikalarına ses çıkarmayan, Afrika ülkelerini halen müstemleke gören ve sömürmeyi kendisinde bir hak olarak görmeye devam eden Batı dünyası; bugün Müslümanlara bu saldırı üzerinden kin kusuyor.

En kutsal değerlerimize hakaret etmeyi kendisine bir hak olarak gören, Peygamber Efendimize (sav) dönük alçakça saldırıyı, hakareti, fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendiren bu zihniyet mahkûm edilmedikçe kendisine çeki düzen vermeyecek; değişmedikçe de huzursuzluk ve karışıklıkların önüne geçilemeyecektir." denildi.

İsrail'e eleştiriye izin vermeyen Batı, kutsallara yapılan hakaretleri serbest bırakıyor

Avrupa’nın pek çok ülkesinde antisemitist düşünceler ve İsrail’e yönelik eleştirilerin suç kapsamında değerlendirildiği hatırlatılan açıklamada, semavi dinlerin kutsallarına, değerlerine yapılan saldırı ve hakaretlerin fikir özgürlüğü olarak değerlendirilmesi eleştirildi.

Bu saldırılar bahane edilerek İslam coğrafyası ve Müslümanlar hedef haline getiriliyor

Batının tavrının eleştirildiği açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Müslümanların kırmızıçizgisi olan ve uğruna canlarını seve seve feda edecekleri Peygamber Efendimizin (SAV) şahsına yönelik her türlü hakareti ve saldırıyı serbest bırakarak Müslümanları tahrik etmek, başlı başına devlet destekli bir provokasyondur. Görüldüğü kadarıyla Batı dünyası, bu tür provokatörlere sahip çıkarak, tahrik edilen Müslümanların gerçekleştirdiği eylemleri bahane ederek, İslam dünyasını işgale ve emperyalist politikalarını sürdürmeye heves etmektedir. Nitekim Paris olayından hemen sonra Fransa hükümetinin bir uçak gemisini Hint Okyanusu’na göndereceğini açıklamış olması bu niyeti açıkça ortaya koymuştur. Adeta bu tür eylemler üzerinden Avrupa’da İslam karşıtı bir cephe oluşturulmakta, İslam coğrafyası ve Müslümanlar bu saldırılar bahane edilerek hedef haline getirilmektedir.

Başta AB ülkeleri olmak üzere Batı dünyası,  Müslümanlara yönelik kin ve nefret politikalarını terk etmeli; dinlerin kutsallarına yönelik hakaretleri fikir özgürlüğü kapsamından çıkarmalı, İslam karşıtlığını ve Müslüman düşmanlığını önleyici yasal düzenlemeler yapmalı, ülkelerindeki Müslümanların can, mal güvenliği ile ibadet özgürlükleri sağlanmalıdır. Müslümanlara yönelik ırkçı grupların hakaretleri ve saldırıları bir an önce engellenmelidir. Bunlar sağlanmadığı takdirde kendi elleriyle toplumsal barışı ve bir arada yaşama kültürünü ortadan kaldırmış olurlar."  (İLKHA)