HÜDA PAR: Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Çin karşısında yalnız bırakılmamalı
Doğu Türkistan önergesinin TBMM'de Cumhur İttifakının oyları ile reddedilmesini değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Doğu Türkistanlı Müslümanların, Çin karşısında yalnız bırakılmaması çağrısında bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, dış gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede; Suriye'nin çocuk, Akdeniz'in göçmen mezarlığına dönüşmesi, Mısır ve siyonist rejimle 'normalleşme' süreci ile Doğu Türkistan önergesinin reddedilmesi gibi konu başlıklarını masaya yatırdı.
"Suriye çocuk, Akdeniz göçmen mezarlığına dönüştü!"
UNICEF'in raporunu değerlendiren Sağlam, "UNICEF, Suriye'de 10 yıldır devam eden iç savaşta 12 bin çocuğun hayatını kaybettiğini ve yaralandığını bildirdi. Aralarında 7 yaşında olanların da bulunduğu 5 bin 700'den fazla çocuk ise fiili olarak çatışmalarda kullanıldı. Hayatta kalabilen çocukların yüzde 90'ı ise sağlık ve eğitim imkânlarından yoksun, insani yardıma muhtaç durumdadır. Yapılan açıklamada savaşın Suriyeli çocuklar üzerinde uzun süreli psikolojik travmalara neden olduğu belirtildi. Bugüne kadar yaşananlar, sorunların askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini göstermiştir. Müzakere sürecinin hızlandırılması, yardıma muhtaç çocuklara insani yardımın ulaştırılması ve çocukların çatışmada kullanılmasını önleyecek tedbirlerin hayata geçirilmesi elzemdir." dedi.
"Göçe sebebiyet veren sebeplerin ortadan kaldırılması için ivedilikle somut adımlar atılmalıdır"
Göçmenlerin yaşadığı zorluklara dikkat çeken Sağlam, "Birleşmiş Milletler 2021'in başından beri Akdeniz yoluyla Avrupa'ya ulaşmaya çalışan 190 düzensiz göçmenin öldüğünü açıkladı. Dünya genelinde ölen göçmen sayısı ise 446'ya ulaştı. Ülkelerindeki açlık, çatışma, istikrarsızlık gibi sebeplerle ölüm yolculuğuna çıkan göçmenlerin bir kısmı hayatını kaybederken diğerleri ise ulaştıkları bölgelerde insanlık dışı muamelelere ve şiddete maruz kalmaktadır. Dünyanın buna sessiz kalması utanç vericidir. Göçe sebebiyet veren sebeplerin ortadan kaldırılması için ivedilikle somut adımlar atılmalıdır." ifadelerine yer verdi.
Mısır ve siyonist rejimle 'normalleşme' süreci!
Siyonist işgal rejiminin sözde başbakanı Netanyahu'nun "Türkiye ile görüşüyoruz" beyanının endişe verici olduğunu belirten Sağlam, "Türkiye'nin Mısır cuntası ile diplomatik ilişkiler geliştirilmesi ise ancak seçilmiş meşru yöneticilere, darbe karşıtı muhaliflere ve diğer mazlumlara yapılan baskı ve haksızlıkların son bulmasına vesile olacaksa anlamlı olur. Hala binlerce silahsız muhalifin Mısır zindanlarında tutulduğu unutulmamalıdır. Mısır ile normalleşme ancak muhaliflerin özgürlüğüne kavuşması ve teröristlikle yaftalanmadan siyasi sürece dahil edilmeleri ön şartı ile gerçekleştirilmelidir. Sadece çıkar amaçlı yakınlaşma; cuntayı meşrulaştırmanın yanı sıra bugüne kadar adalet ve insanlık temelinde atılmış tüm adımları çöpe atacaktır." dedi.
"Katil yönetimlerle gerçekleştirilecek iş birliği katliam ve zulme ortak olmaktır"
Sağlam sözlerine şöyle devam etti:
Yine bölge ülkeleriyle 'normalleşme' sürecine girdikten sonra yıkım ve katliamlarına hız veren siyonist rejim ile 'normalleşme' ihtimali bile kamuoyu tarafından kabul görmemektedir. Filistin halkını siyonizme kurban edecek böyle bir adım, 'işgali normalleştirmek' olur. Türkiye bugüne kadar insanlık ve adalet temelinde koruduğu tutumunu uluslararası çıkarlarına kurban etmemelidir. İnsan hayatını çıkarlarının önünde tutan bir politika ile diğer bölge ülkelerine de örnek olmalıdır. Katil yönetimlerle gerçekleştirilecek iş birliği, katliam ve zulme ortak olmaktır.
Doğu Türkistan önergesinin reddedilmesi
Doğu Türkistan önergesinin TBMM'de reddedilmesini değerlendiren Sağlam, "Çin'in Uygur Müslümanlarına yönelik işkence ve asimilasyon politikaları defalarca belgelenmesine karşın Türkiye'nin bu zulme karşı 'çekimser' tutumu anlaşılabilir değildir. Son olarak 'Çin Halk Cumhuriyeti tarafından Uygur halkına yönelik insanlık ve vicdan dışı eylemlerin araştırılması ve sonuçlarının uluslararası topluma deklare edilmesi' önergesi TBMM'de Cumhur İttifakının oyları ile reddedildi. Kanada ve Hollanda'nın soykırım olarak tanıdığı politikalar, Türkiye tarafından eleştirilmekten dahi imtina edilmektedir. Dünyanın her yerinde insanlığa karşı suç olarak tanımlanabilecek eylemleri Türkiye, Çin ile ilişkileri nedeniyle daha fazla görmezden gelmemelidir. Bu politika revize edilmeli, Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Çin karşısında yalnız bırakılmamalıdır." şeklinde ifade etti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.