HÜDA PAR Genel Sekreteri Demir Diyarbakır'da dans adı altında yapılan ahlaksızlığa tepki gösterdi

Diyarbakır'da kamuya açık alanda dans adı altında toplumun ahlak ve değer yargılarını hiçe sayan provoke edici gösterilere, tepkiler devam ediyor. HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, ahlaksız hiçbir etkinliğe müsaade edilmemesi gerektiğini belirtti.

Diyarbakır merkezdeki Tema Park'ta geçtiğimiz akşam saatlerinde "swingamed dans etkinliği" adı altında provokasyon düzenlenerek yarı çıplak ve cinsellik içeren dans etkinliği sırasında aileler ve çevredeki Müslüman gençler, gruba tepki gösterip yapılanlara bir son verilmesini istemişti. Grubun, uyarılara aldırış etmemesi üzerine arbede yaşanmıştı.

Yaşananların sosyal medyaya yansımasının ardından özellikle sol kesim ve cinsel sapkınlığı savunan örgütler, mütedeyyin Diyarbakır halkının haklı tepkisini çarpıtmaya çalıştı. Dans grubunun provokatif eylemlerine DEM Partili belediye ve milletvekilleri de sahip çıktı.

Yaşananlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Milletvekili Şehzade Demir, "Olayı medyadan duyunca dikkatimizi çekti yerel kaynaklarımız, halktan, oradaki görgü tanıklarından ve bizzat şahit olan insanlardan da dinleyerek bu meseleyi enine boyuna biraz araştırmak mecburiyetinde kaldık. Gerçekten olay çok ciddi ve çok mühim, bunun üzerinde konuşulması lazım. Altyapısının ortaya çıkarılması lazım." dedi.

"Aleni bir şekilde fuhuşun yapıldığı bir gösteri"

Demir, "Caminin hemen dibindeki bir parkta swingamed adı ile anılan kadınlı erkekli bir ekip, çıplak bir dans gösterisi düzenlemişler. Fakat bunun, sıradan herkesin bildiği bir dans olmadığını herkes biliyor. Tango adı altında yapılan gösteri, aslında dans değil, belki açıktan aleni bir şekilde ve parkta açıkta fuhuşun yapıldığı bir gösteri. Çünkü tangonun ne olduğunu herkes biliyor, bunu tarif etmemize de gerek yok. Çıplak kadınların neredeyse çıplak erkeklerin sarmaş dolaş bir dans yapmaları hiçbir şekilde kültürel sosyal ya da farklı bir etkinlik olarak tarif edilemez. Hele hele caminin hemen dibindeki parkta yapılması ayrı bir durum." ifadelerine yer verdi.

"Bölge insanının İslami hassasiyetini, cami hassasiyetini, ahlak hassasiyetini ve namus hassasiyetini bilmeyen yoktur"

Açıklamasının devamında Demir, şunları aktardı: "Bu olaya yapılan bir müdahaleden söz ediliyor. Aslında bir müdahale yok. Orada parka gelen insanların, ailelerin, çocukların, gençlerin ve yaşlıların hepsi nefret ettiği bir olay sergilenince, herkes önce gidip ikaz edip nasihat etmiş. 'Hem caminin dibinde hem ailelerimizin çocuklarımızın kadınlarımızın önünde böyle bir ahlaksızlığı yapmanız doğru değil gidin başka yerde dansınızı yapın. Ya evinizde yapın ya da kapalı bir ortamda yapın' diyerek bunları defalarca ikaz etmişler. Güzellikle anlatmışlar ama bunlar gösteri yapmakta inat etmişler. 'Kimse bize karışamaz biz programımızı burada yapacağız' şeklinde bir inat ile sürdürmeye çalışmışlar. Orada bulunan halk, müdahale etmiş. Tekbir çekmiş olabilirler, insanların hassasiyetidir. Bölge insanının İslami hassasiyetini, cami hassasiyetini, ahlak hassasiyetini ve namus hassasiyetini bilmeyen yoktur. Bilmeyen varsa da buradan bu şekilde bir kes daha ifade edelim. Toplumumuzun özellikle Diyarbakır'da yaşayan sahabe diyarı olan bir memleketin bir ahlaksızlığa müsamaha göstermesi söz konusu olamaz."

"Bunu hangi cesaret ve cüretle yapıyorlar"

Demir, "Bazı soruları sormak lazım. Kültürümüzde ve ahlakımızda olmayan toplumumuzda ve hele hele Diyarbakır'da kesinlikle olamayan böyle çirkef bir fuhuş etkinliğinin caminin yanında, parkta ailelerin gözü önünde yapılmasının anlamı nedir? Bunun arkasında kim var? Bu nasıl bir projedir? Bunu hangi cesaret ve cüretle yapıyorlar. Bu sorulması gereken bir şeydir. Bunun ötesinde hem bunun arkasında olan insanların, güçlerin ortaya çıkarılması lazım. Buna izin veren müsamaha gösteren yetkililer, niye sessiz kamış. Niye ahlak polisi devreye girerek engel olmamış. Niye savcılık görevini yapıp olaya müdahil olup soruşturma açmamış. Mülki amir niye olaya müdahale etmemiş. Bunlar ayrıca sorulması gereken şeyler. Çünkü aleni bir şekilde halkın değerlerine yapılan bir saldırı ve bir hakaret söz konusudur. Bu şekilde açık bir hakaret açık bir ahlaksızlık ve acık bir fuhuşun görmezden gelinmesi söz konusu olamaz. Doğal bir şekilde halk, tepkisini ortaya koymuş, inat edince tartışma sonrasında kavgaya dönüşmüş ve bu şekilde olay büyümüştür. Birilerinin kalkıp bunu siyasileştirmesi bazı partilerin buna farklı anlamlar yüklemesi asla kabul edilebilecek bir şey değildir. Bunun bir tek tarifi vardır sadece halkın, bölgenin toplumumuzun ahlakıyla kültürel hassasiyetiyle izah edilebilecek bir durumdur. Halkın fıtratı, halkın ahlakı buna müsamaha göstermemiş ve tepki göstermiştir." diye konuştu.

"Toplumun inancı ve kadim kültürü bu tür olaylara asla müsamaha göstermez, asla izin vermez"

Demir, "Bu noktadan sonra Diyarbakır gibi toplumuzun özellikle dini anlamda çok hassasiyet sahibi olduğu bir ortamda sahabeler diyarı bir memlekette, bunun bu şeklide aleni bir cüretle ortaya konulmasının çok farklı bir anlamı da vardır. Birileri öteden biri toplumumuzun namusu üzerinden projeler geliştiriyor. İnsanlarımızı ahlaksızlaştırmak namus mefhumundan uzaklaştırmak, aile kültürünü kaldırmak bozmak ve ahlaksızlığı namussuzluğu ve fuhuşu toplumun içerisinde yaygınlaştırmak gibi bazı projeler öteden biri hayata geçirilmeye çalışılıyor. Ancak bu olay da ortaya koymuştur ki toplumumuz hassasiyeti, anlayışı, toplumun inancı ve kadim kültürü bu tür olaylara asla müsamaha göstermez, asla izin vermez ve bunlara Allah'ın izniyle yol vermez." ifadelerine yer verdi.

"Bu projeler bizim memleketimizde asla hayat bulmamalıdır"

Son olarak Demir, "Burada bir şeye daha dikkatleri çekmek istiyorum. Bu tür projelere topluma zarar veren değerlerimize zarar veren bu tür projelere muhakkak engel olmamız lazım. Sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin, toplumun kanaat önderlerinin, yetkililerinin ve bu konudan rahatsız olan insanların tamamının bir araya gelerek bu konuda tam bir tavır ortaya koyması ve bu tür projelerin özellikle bizim coğrafyada hayata geçirilmesine engel olunması lazım. Bu sadece Diyarbakır'ın sorunu değil, bu sadece orada yaşayan halkın sorunu değil, siyasi birkaç partinin sorunu değildir. Bu bir memleket ve toplum sorunudur. Bu tür çirkef programların hayata geçirilmesinde muhakkak engel olmak lazım. Ortak bir anlayışın yürürlüğe girmesi lazım. Bu projeler, bizim memleketimizde asla hayat bulmamalıdır. Buna engel olmamız gerekiyor." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.