HÜDA PAR Konya İl Başkanlığı İslam düşmanı Fransa’yı tel’in etti
HÜDA PAR Konya İl Başkanlığı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un İslam’a yönelik düşmanca açıklamalarını kınamak ve Avrupa’daki Müslümanlara destek vermek amacıyla il binasında basın açıklaması düzenledi.
Konya İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararı gereği açık alanda düzenlenemeyen basın açıklamasını HÜDA PAR Konya İl Başkanı Mehmet Zülfi Tan okudu.
Tan, açıklamasında Fransa’nın öncülüğünü yaptığı Avrupa ülkelerinin İslam’a ve Müslümanlara topyekûn savaş açtığını dile getirerek, "Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve engellemeler, fiziki saldırılara ve aleni bir düşmanlığı dönüşmüş durumdadır. Sözde demokrasisi ve özgürlükleri ile övünen Fransa, bu düşmanlık ve ötekileştirme furyasının başını çekmektedir. Söz konusu Müslümanlar ve İslam olunca, bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşen Fransa, kendi vatandaşı Müslümanları haklarından mahrum edebilmektedir. Fransa’nın Toy, cahil ve kaprisli Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, açıklama ve uygulamalarıyla İslam’a karşı olan kin ve nefretini artık aleni bir savaşa dönüştürmüştür." dedi.
"Fransa birçok ülkede İslam topraklarını işgal ve talan etmiştir"
Fransa’nın hem insanlığa hem de İslam’a karşı sicilinin bozuk olduğunu ifade eden Tan, şöyle devam etti:
"Fransa’nın hem insanlığa hem de İslam’a karşı sicili çok bozuktur. Son iki asırda başta Cezayir olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesinde İslam topraklarını işgal ve talan etmiş, yüzbinlerce Müslümanı katlederek soykırım uygulamıştır. Şu andaki refah ve zenginliğini halen sömürmekte olduğu İslam topraklarına borçludur. Müslümanlar bunların hiç birini unutmuş değildir. Fransa halen bunların hesabını vermemiştir. Aynı şekilde önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon gibi Afrika ülkeleri Fransa'ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkelerdir. Afrika’da Müslümanlara karşı uygulamış olduğu tekniklerin bir benzerini kendi ülkesindeki Müslümanlara karşı uygulamaya çalışmaktadır. Her türlü misyonerlik ve ifsat faaliyetleriyle dinlerinden koparamadığı Müslümanlara ‘terör ve aşırılıkla mücadele’ adı altında her türlü baskı ve ayrımcılığı yapmakta, Charlie Hebdo gibi İslam düşmanı basın ve medyayı himaye ederek onları cesaretlendirmektedir."
"Terörle Mücadele Yasası, Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü"
2015 yılında Paris’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıların ardından çıkarılan OHAL ve Terörle Mücadele Yasasının İslam’a ve Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldüğünü dile getiren Tan, "Okullarda başörtü, çarşı ve pazarda ‘burka ve peçe’ yasaklandı. Müslümanların cami, dernek, lokal, okul gibi kurumların kapatılmasını adli makamların elinden alarak valilerin keyfi kararlarına bırakıldı. 23 ay süren OHAL ve ardından çıkarılan ‘Ayrımcılıkla Mücadele Kanunu’ ile 152 kafe, 15 mescit, 12 kültür merkezi ve 4 okul kapatıldı. Onlarca kişi gözaltına alındı ve sınır dışı edildi. Müslümanlar her tarafta ayrımcı şiddet ve tacizlere uğradı. Fransız Kamuoyu Görüşü Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, yaklaşık her iki Müslümandan biri, tesettürlü kadınların %60’ı hayatlarında en az bir defa ayrımcılığa maruz kalırken, ömürleri boyunca hiç başörtüsü takmayan kadınların %44’ü de bu ayrımcılığa uğramaktan kurtulamadı.
"Fransa’daki bütün cami ve kurumlar ağır denetimlere tabi tutulmakta"
14 Ekim tarihinde kanunlara uygun faaliyet yürüten İslami yardım kuruluşu Barakacity'in Paris’teki merkezine ve kurumun başkanı İdris Sihamedi'nin evine Fransız polisinin şafak vaktinde baskın düzenlediği ifade eden Tan, "Barakcity’e yapılan baskında merkezin kapıları kırıldı, güvenlik kameraları parçalandı, mescit olarak kullanılan bölüm darmadağın edildi. Evinde ve ailesinin gözü önünde gözaltına alınan Sihamedi'ye, hanımına, 4 ve 9 yaşındaki kızlarına polis şiddet uyguladı. Oysa Barakacity sadece bir yardım kuruluşudur. Fransa’daki bütün cami, lokal, okul ve kurumlar izin, her türlü kontrol ve ağır denetimlere tabi tutulmaktadır. İslam’a ve kutsal değerlerine her türlü hakaret ve düşmanlık himaye görürken, Filistin’i işgal eden, Filistin halkına soykırım uygulayan Siyonist rejimi eleştirmek ise antisemitizm diye yasaklanmıştır. Bununla birlikte Fransa başkanı Macron, ‘Fransa Müslümanı’ adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışmaktadır. İçişleri Bakanı ise market raflarında ‘helal gıda’ reyonunun bulunmasını hazmedemediğini, Charlie Hebdo’nun rezil karikatürlerinin okullarda öğrencilere gösterileceğini ve kitaplara girebileceğini söylemektedir." söyledi.
"İslam ülkeleri, Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma kurmalı"
Batı tarafından Müslümanlara yönelik başlatılan topyekun saldırılara karşı İslam ülkelerinin harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Tan, son olarak şunları söyledi:
"Bütün bunlar İslam ve Müslümanlara açılan topyekûn bir savaştır. Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırılar, İslam’ı Batı’da yok etme projesinin bir parçasıdır. Avrupa ve Fransa, İslam’a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır. Aziz İslam’a karşı mücadele etmeye çalışanlar, dün olduğu gibi bugün de kaybedenlerden olacaktır. İzzet ve İrade sahibi İslam ülkeleri, Fransa’nın bu İslam düşmanlığına karşı mutlaka harekete geçmeli, dünya genelinde Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır. Başta Fransa olmak üzere Avrupa’da artışa geçen İslam düşmanlığını lanetliyoruz. Avrupa İslam’a gebedir. Bir gün mutlaka bu kutlu doğum gerçekleşecektir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.