HÜDA PAR Milletvekili Dinç: Konteynerlerde kalan 658 bin depremzedenin çoğu, soğuk kış şartlarında ısınma problemi yaşıyor

HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, TBMM'de yaptığı basın açıklamasıyla depremzedelerin mağduriyetleri başta olmak üzere gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Meclis'te yaptığı basın açıklamasında, depremzedelerin mağduriyetleri, film ve dizilerdeki ahlaksızlık, öğrencilerin burs sorunu ile ilgili iç gündeme dair gündemi değerlendirdi.

Milletvekili Dinç, basın toplantısının başında, siyonist işgal rejiminin Gazze'de devam eden katliam ve soykırım ile beraber Refah Sınır Kapısı'ndan bekletilen binlerce insani yardım tır'ının Gazzelilere ulaştırılamamasına dikkat çekti.

Açıklamalarına Filistin’de yaşanan soykırım ile başlayan Dinç, "Şu an Refah Sınır Kapısı'nda binlerce insani yardım tır'ı bekliyor. Ancak iki adım ötede açlık ve sefaletle boğuşan Gazzelilere ulaştırılmıyor. Bazı yardım tır'larının içindeki malzemeler, maalesef bozulmaya yüz tutmuş. Bu durum, başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm insanlık için bir utanç vesilesidir. Filistin için, Gazze için, elinden gelen mücadeleyi verenler muhakkak ki tarih karşısında yüzleri ak olacak. Ancak ellerinde imkanlar olup da bu soykırıma sessiz kalanlar, hem tarih karşısında hem de mahşer gününde hesabını verecektir" dedi.


"Deprem sonrası konteynerlerde kalan çoğu depremzede ısınma problemi yaşıyor"

İç gündeme dair yaptığı açıklamasında ise ilk olarak Kahramanmaraş depremleri sonrasında halen devam eden sıkıntıları ele alan Dinç, "Bundan 10 ay önce 6 Şubat'ta 11 ilimizi direkt etkileyip ve belki dolaylı olarak da tüm ülkemize etkileyen büyük bir felaket yaşandı. Bu felakette 50 bin vatandaşımız vefat etti. Bu vesileyle onlara rahmet diliyoruz. Yüz binden fazla kardeşimiz de yaralandı. Onlara da acil şifalar diliyoruz. Ancak bu depremin üzerinden 10 ay geçti ve halen yaşanan bazı sıkıntılar var. Kış ayına girdik, soğuklar başlamış ve özellikle depremzede kardeşlerimizin bugün en büyük problemi ısınma problemidir. Isınma ile ilgili ciddi problemleri var. Şu an 658.000'e yakın vatandaşımız AFAD'ın verdiği bilgilere göre konteyner kentlerde kalıyor. Bu konteyner kentlerde birinci problem, ısınma problemidir. Çünkü bu konteynırların içerisinde, elektrikli ısınma cihazları kullanılıyor ve elektrik kesintileri sık sık yaşanıyor. Bundan dolayı, ciddi mağduriyetler yaşıyorlar. Bununla birlikte konteynırların ısı yalıtımıyla ilgili problemler var. Alt yapısıyla ve çevre düzenlemesi ile ilgili sıkıntılar var ve bunların bir an önce giderilmesi gerekiyor. Hiçbir şey yapılmazsa bile acil bir şekilde bu konteynerlerin yanında bir jeneratör bulunması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Oturduğu ev hasarlı olan ev sahibi ve kiracılara ödenen yardımlar makul bir seviyeye çıkarılmalı"

Depremden etkilenen bölgelerdeki bir diğer sıkıntı olan kira yardımının güncellenmemesini de gündeme getiren Dinç, “Biliyorsunuz ki enflasyon şu an rekorlar kırıyor. Hayat pahalılığı önümüzde. Ekonomik kriz zaten tüm vatandaşlarımızı vurmuş ama depremzedeleri iki kez vurmuş. Depremzede vatandaşlarımızdan evleri ağır hasarlı olanlara 5.000 TL yardım veriliyordu. Kirada oturduğu ev hasar alan kiracılara da 3.000 TL'lik bir yardım bir destek veriliyordu. Depremin üzerinden 10 ay geçti ve bu fiyatlar halen 5.000'e 3.000. Bu konuda da çağrımız, bu fiyatlarda bir güncelleme olmalıdır. Kira fiyatları muhakkak diye herkesçe malumdur 10 ay önceki gibi bir fiyatta değildir. Hayat pahalılığı ortada ve ev sahiplerine verilen 5.000 ve kiracılara verilen 3.000 TL’lik yardım makul bir seviyeye çıkarılmalı, vatandaşımızı mağdur etmeyecek bir seviyede olmalıdır.” şeklinde konuştu.

Deprem sonrası devam eden sorun ve sıkıntıları dile getiren Dinç, enkaz kaldırma çalışmalarının hızlandırılmasını, hasarlı binaların metruk olarak kaldığını ve madde bağımlılarının meskeni haline geldiğini ayrıca deprem bölgesinde bulaşıcı hastalıklar için de acil bir şekilde çözüm bulunması gerektiğini söyledi.

"Toplumu ötekileştiren, kin ve nefreti oluşturan, ahlaksızlığı dindarlık gibi gösteren dizilere bir çözüm bulunmalı"

Son günlerde gündemin önemli başlıklarından olan aile yapısını hedef alan dizileri de gündemine alan Dinç, "Maalesef her geçen gün özellikle aile yapımızı, gençliğimizi, medeniyetimizi hedef alan ve neslimizi yozlaştıran dizilere her gün bir yenisi ekleniyor. Bu diziler özellikle toplumu ötekileştiren, kin ve nefreti oluşturan, ahlaksızlığı dindarlık gibi gösteren, toplumu kutuplaştıran bu dizilere bir çözüm bulunması lazım. Bunlarla ilgili RTÜK belli cezalar veriyor. Ancak bu cezaların caydırıcılık özelliği yoktur. Şunu söylüyoruz acil bir şekilde ailemizi, medeniyetimizi, gençliğimizi ve hatta geleceğimizi hedef alan bu dizilere yönelik RTÜK ve ilgili kurumlar harekete geçmeli ve bunlara caydırıcı cezalar verilmelidir." diye belirtti.

"Öğrencilerimizin bir aylık tüm giderleri hesaplanarak burslar yeniden belirlenmeli"

Öğrenci burslarına dair de konuşan Dinç, artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında eriyen bursların artırtılmasını talep etti.

Dinç, "Yeni yıla geçiliyor ve buna yönelik burslarda bir artırma gidildi. Ancak geçen seneden biliyoruz mesela ocak ayında bir şehir içi otobüsünün ücreti 5 TL iken eylül ayında bu ücret 15 TL oluyor. Ancak öğrenci bursları hep sabit kalıyor. Bu konuda öğrencilerimizin giyimi, beslenmesi, ulaşımı ve kendini sosyal olarak geliştirecek kültürel etkinlikler gibi öğrencilerimizin bir aylık bu giderleri hepsi hesaplanarak ona göre burslar belirlenmeli. Yoksa özellikle dar gelirler, sabit ücretliler, asgari ücretle geçinenler çocuklarını okutmada ciddi sıkıntı ve mağduriyetler yaşıyorlar. Emekliler bugün çocuklarını okula gönderme konusunda sıkıntılar yaşıyorlar ve tekrar ediyorum, bu öğrencilerin bir aylık giderleri, masrafları hesaplanarak ona göre bir burs miktarı bir rakam belirlenmelidir." dedi.

"Bir konunun tartışılmasından daha doğal ne olabilir?"

1.png

Gündemine aldığı konuları açıkladıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dinç, son günlerde HÜDA PAR’a yöneltilen mesnetsiz iftiralar hakkında da konuştu.

Vatandaşların kendilerine hizmet etmek için vekil seçtiğini ve bugünkü dahil tüm açıklamalarında toplumun sorun ve sıkıntılarını dile getirdiklerini söyleyen Dinç, özerklik, federasyon ve eyalet söylemlerine dair konuşarak şunları söyledi:

"Bizim her şeyden önce bir gayemiz vardır. O da bu topluma, halkımıza hizmet etmektir. Ancak mecliste bir bütçe görüşmesi var, bütçeyle bu konunun ne alakası var? Diye sormak lazım. Kim buraya getirdi? Onlara bakmak lazım. Yani bütçe görüşmelerinde genel başkanımız çıktı, 10 dakika bütçeyle ilgili olumlu olumsuz yönlerini ortaya koydu. Olması gereken neyse onu da ortaya koydu. Ancak CHP'nin Grup Başkan Vekili çıkıp her zaman yaptığı gibi sataşmalarla hedef saptırma peşinde koşuyorlar. Bu süreçte konuşulan konu aslında PKK meselesidir. Biz şunu düşünüyoruz, bunu gündemden çıkararak, hedef saptırılması söz konusudur. O konunun konuşulduğu sürece bakılırsa 2012'de yazılmış bir süreç. Çözüm sürecinin konuşulduğu bir süreç. Yani orada kastedilen federasyon, özerklik, eyalet ki bunların her biride birbirinden ayrı olduğu için mantıken hep birlikte istenecek bir şey de değil. Mantık çelişkisi var. Orada kastedilen silahlar sussun, şiddet olmasın, her şey konuşulsun. Şimdi insanların zihinlerine gem vurabilir misiniz? Biz diyoruz konuşulsun, tartışılsın. Bir konunun tartışılmasından daha doğal ne olabilir? Burada anayasaymış, şuymuş, tehdit edilmiş hiç alakası yok. Burada sadece bir konunun konuşulması söz konusudur. Bu tartışmalarda anadilde eğitimin ne kadar şart olduğunu görüyoruz. Yani okuduklarını anlamama ya da okuduklarını anlamışlarsa bilinçli çarpıtıyorlarsa gelsinler biz bunlara ahlak dersi verelim. Yani okuduğunuzda orada bir konu tartışılsın deniyor. Bugün bu ülkede her şey tartışılmıyor mu? Bunun taleple hiç alakası yok. Bugün bu ülkede her şey tartışılabilmeli. Eğer insanlar birbiriyle tartışmazlarsa o zaman nasıl çözüm bulsunlar? Bu konuda gayet açık ve net söylüyoruz."

"Bu ülkede değişmeyen tek bir şey var; CHP'nin diktatöryal yapısıdır"

Kürt-Türk meselesinin temelinde CHP'nin olduğunu belirten Dinç, "Maalesef 100 yıldır çok şey değişti ama bu ülkede değişmeyen tek bir şey var; CHP'nin diktatöryal yapısı. Hep insanlara üstten bakma hep insanların değerleri ile savaşma ve bugün eğer Kürt-Türk meselesi varsa bunun temelinde de CHP var. Binlerce gencimizin hayatını karartılmasının temelinde CHP vardır. Bu mecliste biz toplumun sorunlarını konuşmalıyız. Bu Meclis, bu kürsüler show mekanları, şov kürsüleri değildir. Burada bizim kastettiğimiz bu konular konuşulsun, insanlar rahatça derdini anlatsın. Eğer bugün bu konular bahsediliyorsa, sürekli farklı tarafa konular çekiliyorsa biz şunu söyleyelim; Kandil'dekiler kimlere selam söylüyor? Kandil Kılıçdaroğlu'na mı selam söylüyor yoksa Yapıcıoğlu’na mı? Ya da Özgür Özel kime selam gönderiyor? Yapıcıoğlu’mu selam gönderiyor yoksa Özgür Özel mi? Onları sormak lazım. Belki biraz önce de buraya gelmiş Ali Mahir Başarır, her platformda HÜDA PAR’a saldırmalarının temelinde aslında kirli ilişkilerini perdelemek vardır. Çok kirli ilişkileri var ve çok kirli ilişkileri olduğundan dolayı sürekli HÜDA PAR’a saldırıyorlar. Bizzat Kılıçdaroğlu, yerel özerklikle ile ilgili şartını biz getireceğiz demiyor mu? Bunu söylüyor ve bu konu da herkesçe malum. Madem ki bu konuda bir derdiniz, endişeniz varsa başta siz gidin kendi geçmişteki genel başkanınıza sorun." ifadelerine yer verdi.

"Sürekli HÜDA PAR’a iftira attılar"

Son olarak Dinç, "14 Mayıs'ta da 28 Mayıs'ta da bunu yaptılar. Sabah, öğle, akşam aç karnına-tok karnına sürekli HÜDA PAR’a iftira attılar. Ne oldu? Büyük bir hezimetle kaybettiler. Biz diyoruz ki insanları kutuplaştırıcı dili bırakalım. Hiç kimse şiddete ve teröre başvurmadan kendi düşüncesini ifade etsin. Eğer bu memlekette düşünceler konuşulmaz ve tartışılmazsa biz doğruyu nasıl bulacağız? CHP bize saldırıyor vatandaş ne diyor biliyor musunuz? Bize diyorlar ki ‘demek ki siz doğru yoldasınız’ niye bunu söylüyor? Çünkü, CHP doğrunun düşmanıdır. İnsanlara hakaret ederek, insanları manipüle ederek ve bunun üzerinde bir siyasi çıkar gözeterek siyaset yapılmaz. Biz daha mecliste yokken Özgür Özel kürsüde sürekli konuşuyordu. Canlı yayınlardan canlı yayına koşuyordu. Yemin krizi olacak diyordu. 85 milyon vatandaşın gözlerinin içine baka baka bunu söylemedi mi? Söyledi. Peki ne oldu? Böyle bir kriz olmadı. O zaman şunu sormak gerekmez mi? 85 milyon vatandaşı siz manipüle ettiniz. 85 milyon vatandaşın gözlerinin içine baka baka kutuplaştırdınız. Bunu da sorgulamak lazım. Bunların ‘evet biz bu insanlara apaçık iftira ettik.’ demeleri lazım. Bunlar iftira ve karalamada ‘Mahir’dirler. Gerçekten mahirdirler." diye konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.