HÜDA PAR: Tesettürlü hanımlara saldırılar nefret zeminini gün yüzüne çıkarmıştır

HÜDA PAR: Tesettürlü hanımlara saldırılar nefret zeminini gün yüzüne çıkarmıştır

​Tesettürlü kadınlara yönelik son günlerde artan saldırılara dikkat çeken HÜDA PAR, "Başörtülülere yönelik saldırılar, oluşturulmak istenen nefret zeminini gün yüzüne çıkarmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

HÜDA PAR tarafından yapılan haftalık gündem değerlendirmesinde, marjinal kesimlerin tesettürlü kadınlara yönelik provokatif fiziki saldırılarına dikkat çekti.

Değerlendirmede, bu tür saldırıların toplumda açtığı yara göz önünde bulundurularak saldırganların hak ettikleri cezaya çarptırılması gerektiğinin altı çizildi.

HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık iç gündem değerlendirmesinde ayrıca, Uluslararası Demokrasi ve Seçim Destek Kurumu tarafından yayımlanan "Demokrasinin Küresel Durumu-2019" raporu değerlendirildi.

Başörtülülere yönelik saldırılar

Başörtülülere yönelik artan saldırılara değinilen iç gündem değerlendirmesinde, "Son günlerde başörtülülere yönelik saldırılar, oluşturulmak istenen nefret zeminini gün yüzüne çıkarmıştır. 28 Şubat sürecinde insanlar inandıkları değerler uğruna özgürlüklerini, eğitim ve iş hayatlarını kaybetmiş; kadınlar başörtüleri sebebiyle büyük bedeller ödemişlerdir. İnanç ve ibadet hürriyeti ile ilgili engellemelerin kalktığının düşünüldüğü bir süreçte, tesettürlü hanımlara yönelik maksatlı ve provokatif fiziki saldırılar, toplumun marjinal de olsa bir kesiminin milletin inancına ve onun simgelerine düşman haline getirilmiş olduğunun acı tablosudur." denildi.

Saldırılara yönelik caydırıcı cezaların getirilmesi gerektiğinin altı çizilen değerlendirmede, "Şu anda önce eğitim, sonrasında da iş hayatında başörtüsüne yönelik engeller fiili olarak kaldırılmış ise de hiçbiri için yasal ve anayasal güvence oluşturulmamış, bu konudaki haklı talepler de geçiştirilmiştir. Başta tesettür olmak üzere milletin inancını yaşama hürriyeti, milletin inancına ve onun gereklerine düşmanlık yapan hastalıklı zihniyetin iktidar olması halinde bile dokunamayacağı bir şekilde yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Sosyal barışın ve kardeşliğin tesis edilmesi açısından da bu adımların acilen atılması zorunluluktur. Bu tür saldırıların, toplumda açabileceği yaralar göz önünde bulundurularak faillerin hak ettikleri cezai müeyyidelere tabi tutulması, toplumda bu tür suçların ve yol açabileceği felaketlerin önüne geçilmesi bakımından önemlidir." ifadelerine yer verildi.

Türkiye’nin insan hakları karnesi

Uluslararası Demokrasi ve Seçim Destek Kurumu tarafından yayımlanan "Demokrasinin Küresel Durumu-2019" raporuna ilişkin yapılan değerlendirmede, "Rapora göre Türkiye temel hakların düşük seviyede olduğu iki ülkeden birisi olarak açıklandı. Temel haklar, temsili hükümet, denetleme, kamu idaresinin tarafsızlığı gibi temel bileşenler üzerinden değerlendirmeler içeren rapor Türkiye’ye özellikle insan hakları üzerinden bir eleştiri niteliği taşımaktadır." denildi.

İşe alımlarda güvenlik soruşturmalarının yol açtığı mağduriyetlere dikkat çekilen değerlendirmede  "Özellikle FETÖ askeri darbe girişiminin ardından kişilerin hak ve hürriyetlerine yapılan hukuk dışı müdahaleler ile işe alımlarda getirilen güvenlik soruşturması uygulamaları arkasında binlerce mağdur bırakmış, bu mağduriyetlerin giderilmesi adına ciddi bir adım atılmamıştır. Raporda yer alan ve alt bileşenlerden birisi olan adalete ulaşım başlığı da oldukça dikkat çekicidir. Raporda telafisi çok zor mağduriyetlere neden olan uzun tutukluluk süreleri nedeniyle insanların aylarca mahkeme önüne çıkmayı bekledikleri ifade edilmiştir. Bununla beraber suçlamalardan beraat etmiş veya haklarında takipsizlik kararı verilen kişilerin işe iadesinde de büyük sorunlar yaşandığı vurgulanmıştır." ifadeleri kullanıldı.

"Türkiye’de bu insan hakkı ihlalleri, ekonomik, sosyal ve psikolojik birçok soruna kaynaklık etmektedir" denilen değerlendirmede, "Türkiye’de yargının hızlı, adil ve bağımsız çalışmasını sağlayacak bir yargı reformuna şiddetle ihtiyaç vardır. Mağduriyetlerin daha ileri boyutlara çıkmaması için -stratejik bazı kurumlara eleman alınması hariç- işe alımlarda güvenlik soruşturması uygulaması ivedilikle kaldırılmalı, insan hak ve hürriyetleri ne siyasi ikballere ne de ‘Devletin Bekası’ gibi müphem ve göreceli kavramlara kurban edilmemelidir. Bilmek gerekir ki devletlerin bekası, ancak hukuk ve adaletin ikamesi ile tesis edilebilir." ifadelerine yer verildi.

İLKHA

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.