Hasan SABAZ
HÜDA PAR ve REHBER TV
HÜDA PAR'ın Genel Başkan Yardımcıları ve Rehber TV Genel Yayın Yönetmenine yerel mahkemenin verdiği ceza toplumun farklı kesimlerince tepkiyle karşılansa da nedense bu tepkiler medyada yer bulmadı.
Hatta bırakın tepkileri, ceza verilmesi haber olarak bile yansımadı medyanın büyük kısmına.
Anlaşılması zor bir karardı mahkemenin verdiği ve o yüzden de gazetemiz bunu “Skandal karar” diye taşıdı manşetine.
Soruşturmayı açan polisler, davanın savcı ve hakimleri FETÖ davasından ihraç edilmişler ve cezaevindeler; ama buna rağmen mahkeme üç kişiye hapis cezası verebiliyor.
Yargının altın devrini yaşadığını söyleyen Perinçekgillerin ellerini ovuşturmasından, kriptolardan, konjonktürü okuyamamaktan söz edebilirsiniz; ama bu, karardan hiç söz etmeyen hükümet yanlısı medyanın tavrını izah etmeye yetmez.
Gerçekten de neler oluyor?
Birileri tüm söylem ve pratiklerin ötesinde farklı ajandalar mı koyuyor yürürlüğe?
Öyle ya her şey ortada!
Rehber TV ve HÜDA PAR…
Rehber TV'nin tüm sıkıntılara rağmen nasıl bir hassasiyetle yayın yaptığını, mazlumların sesi olduğunu, ilkelerinde sebat ettiğini herkes görmektedir.
Yayın merkezleri kendini bilmez zavallılar tarafından saldırıya uğramasına ve bu durumda yaşanan kahredici sessizliğe rağmen…
Ve HÜDA PAR…
Türkiye'de bu oranda saldırıya uğrayan; ama vakur tavrını kaybetmeyen kaç parti var?
Evet, HÜDA PAR'ın temsilcilileri bombalı, molotoflu saldırılara uğradı, kimi üyeleri insanlıktan bir parça bile nasibi olmayan yaratıklar tarafından vahşice katledildi.
Saldırıların sayısı yüzleri geçti; ama idareyi elinde bulunduranlar görmedi, duymadı.
HÜDA PAR'ın kurulduğundan beri nasıl bir siyaset izlediğini herkes görebiliyor. İslam'ı referans aldığını söyleyen, “Gerçek Adalet, Dürüst Siyaset” sloganını temel prensip edinen ve bu doğrultuda adımlar atma gayretinde olan HÜDA PAR'ın yanlış bir yolda olduğunu hangi insaf sahibi kimse iddia edebilir?
Eksiklikler olabilir; ama kimse imkanlar ölçüsündeki samimi gayreti, halkın dertleriyle dertlenmeyi, ümmet için endişelenmeyi göz ardı edemez.
Misyon ve vizyonuyla, mütevazi çabalarıyla HÜDA PAR, coğrafyamızın selameti için ihtiyaç duyulan en önemli aktörlerden olduğunu defalarca ortaya koymuştur. Gerek iç gerekse de dış politikada HÜDA PAR'ın sesini duymayanlar bir süre sonra pişmanlıklarını dile getirdiler.
FETÖ, sonu yıkımla biten çözüm süreci ve darbe davaları ortaya koymuştur ki, siyasi rant ve pragmatik stratejilerin esas alındığı siyasetlerin sonucu daima kaos, çekişme ve ülke açısından zaman kaybıdır. Aslolan kaynağını inanç ve gelenekten alan ilkesel duruş ve hakkaniyettir. Yaşanan bu süreçlere rağmen siyasi rant hesapları ile “boşluk”lar üzerinden stratejiler geliştirmenin bu ülke ve coğrafyaya huzur getirmeyeceği acı tecrübelerle ortaya çıkmıştır.
Yaşadığımız süreçte Kemalistlerin bile laiklik değil de “Adalet” diyerek yürüyüşe geçmesi dikkat çekici olmalıdır. “Kökü dışarıda olan yapı”nın devlet kurumlarını ele geçirmesi ve o süreçte hukuku tümüyle “by pass” etmesi ne kadar tehlikeli ise şimdi kin ve öfkeyle ve adaleti gözetmeden yapılan operasyonlar ve cezalandırmalar da o kadar tehlikelidir.
“HÜDA PAR'a ne gerek vardı?” diyenlere mevcut tabloya bakarak “Tam da bunun için HÜDA PAR'a ihtiyaç var” diyoruz.
Evet, “Dürüst Siyaset, Gerçek Adalet”…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.