HÜDA PAR'dan önemli mesajlar
Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeleri değerlendiren Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, ABD Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarının küstahça olduğunu belirterek, Başbakan Erdoğan'dan Gazze ziyaretini gerçekleştirmesini istedi. Yavuz ay
HABER MRK - Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz yaptığı haftalık değerlendirmede, Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeleri ele aldı.
Başta Peygamber Sevdalıları Platformu olmak üzere farklı kesimler tarafından Türkiye genelinde düzenlenen Kutlu Doğum Mevlidlerine Müslüman halkın teveccühü ve alakasının sevindirici olduğunu belirten Yavuz, "Hür Dava Partisi olarak, özellikle Diyarbakır'da alana sığmayan Müslüman halkın bu duruşuyla vermiş olduğu mesajın doğru okunması gerektiğini tembihliyoruz. Bu devasa etkinlik, bölgenin Müslüman halkına sırt çevrilerek yapılan hiçbir siyasetin tutmayacağını net bir şekilde ortaya koymuştur." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı'nın tavrı küstahça
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin iki ay içinde Türkiye'yi üç kere ziyaret etmesini hayra alamet olarak görmediklerini ifade eden Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ayrıca Kerry'nin, Başbakan'ın Mayıs ayı sonunda Gazze'ye gerçekleştireceğini söylediği ziyaretle ilgili olarak, "Başbakan bu ziyaretini şimdi yapmamalı, doğru zamanı beklemeli" şeklindeki sözlerini, haddi aşan ve bir ülkenin egemenlik hakkını ihlal eden küstahça bir tavır olarak değerlendiriyoruz. Bu münasebetle hükümeti, neredeyse ABD'ye endekslenmiş dış politikasını gözden geçirmeye ve Başbakanı da Gazze ziyaretini ifade ettiği gibi Mayıs ayı sonunda gerçekleştirerek bu konuda hiçbir şekilde geri adım atmamaya davet ediyoruz."
"Polisin muhbirleştirme faaliyetlerinin sorumlusu hükümettir"
Emniyet içinde yer alan kirli yapılanmaların İslami dernek müdavimlerine yönelik muhbirleştirme faaliyetlerine her gün bir yenisi daha eklendiğine dikkat çeken Yavuz, "İstanbul'da'Sosyal Sorumluluk Projesi' adı altında yürütülen faaliyetler kapsamında hedef seçilen gençlere, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler para, iş ve burs sözü vererek muhbirlik teklifinde bulunuyor. Muhbirleştirilmeye çalışılan kişilerin mütedeyyin insanlardan seçilmesi ise oldukça manidardır.
Bu tip muhbirleştirme faaliyetleri basın-yayın organlarında defalarca yer almasına rağmen bu karanlık odakların halen pervasızca bu ifsatlarına devam etmelerinin sorumlusu hükümettir. Emniyet birimlerinin, ahlaki yozlaşmanın özellikle gençler arasında tavan yaptığı bir zaman diliminde, ahlaksızlık ve her geçen gün artan madde bağımlılığıyla mücadele etmesi gerekirken, tam tersine bu tür zararlı alışkanlıklara bulaşmayan mütedeyyin gençleri hedefine koymasını kabul edilemez buluyoruz. Hukuk dışına çıkan bu kişiler, bir an önce tespit edilerek açığa alınmalı ve yargılanarak cezalandırılmalıdır" ifadelerini kullandı.
İnanca yönelik saldırılar sürüyor
2013'ün Türkiye'sinde hala inanca yönelik saldırılarını sürdüğünü dile getiren Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul Anadolu Adliyesi'nde başörtülü olarak duruşmaya katılmak isteyen bir avukat Danıştay'ın ilgili kararına rağmen hâkim tarafından engellendi. Ayrıca başörtülü avukatı Baro'ya şikâyet eden mahkeme hâkimi, davacıya da kendisine yeni bir avukat bulması gerektiğini belirten bir tebligat çıkartmak suretiyle bir hukuk garabetine imza attı.
Gaziantep'te ise fabrikada çalışan bir işçi, sakallı olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldı. 2013'ün Türkiye'sinde hala böyle şeylerle uğraşanlara artık diyecek bir söz bulamıyoruz. Bu tip uygulamaların sorumlusu; inancına göre yaşamayı anayasal güvence altına almayıp bu tip saldırıları da cezasız bırakan ve buna seyirci kalıp göz yuman hükümettir.
Şırnak'ta Külliye Camii altında bulunan gençlik merkezine bir grup saldırgan tarafından yapılan molotof kokteyli ve el yapımı bombalı saldırı sonucu camide maddi hasar meydana geldi. Bu çirkin saldırıları kınıyor, yapanları ve azmettirenleri lanetliyoruz."
"Hollanda'da Müslümanlara yayın hakkı verilmesi olumlu bir adımdır"
Hollanda'da Müslümanlara yayın hakkı verildiğini hatırlatan Yavuz, Hollanda genelinde 30 kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu Müslüman Yayın Kurumu'na kamuya ait televizyon ve radyolarda belli bir süreliğine de olsa yayın hakkının verilmiş olmasını olumlu bir adım olarak gördüklerini söyledi.
"Uluslararası Âlimler Birliği'nin kurulması hayırlı bir adımdır"
Geçtiğimiz günlerde kurulan ve ilk toplantısını Diyarbakır'da gerçekleştiren Uluslararası Âlimler Birliği'nin hayırlı bir adım olduğunun altını çizen Yavuz, "Diyarbakır'da uluslararası ölçekte faaliyet gösterecek "İslam Âlimler Birliği" kurulduğunu ilk toplantısını Diyarbakır'da yapan birliğe pek çok ülkeden İslam âliminin katılmış olmasını çok önemli ve çok hayırlı bir adım olarak değerlendirmekteyiz. İslam âleminin sorunlarının çözümü için âlimlerinin birlik ve beraberliğine şiddetle ihtiyaç vardır. Bu birliğin daha da gelişmesini, genişlemesini ve İslam âleminin vahdetine vesile olmasını diliyoruz" şeklinde konuştu.
"Dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğrayan mazlumların yanındayız"
Amerika'nın hukuk tanımazlığının sembolü olan Guantanamo'da Kur'an'a saygısızlığı ve hukuksuzluğu protesto amacıyla Müslüman esirlerin yaklaşık iki aydır açlık grevinde olduğunu dile getiren Yavuz, Guantanamo denilen bu vahşet ve zulüm üssünün gardiyanlarının, açlık grevindeki Müslüman esirlere barbarca saldırarak açlık grevini bitirmelerini istediğine dikkat çekti.
Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: "Amerika'nın vahşi ve asıl yüzünün tecessüm etmiş hali olan Guantanamo esir ve işkence kampı, hiçbir hukuk normu ile bağdaşmamaktadır. On yılı aşan tutukluluk sürelerine rağmen hala mahkeme önüne çıkarılmayan bu Müslüman esirlerin meşru taleplerinin yerine getirilmemesi ve yine bu esirler üzerinde dünyanın gözü önünde her türlü insanlık dışı sorgulama ve işkence yöntemlerinin deneniyor olması, sözüm ona çağdaş ve uygar dünyanın kirli ve çirkin yüzü olarak hafızalarda kalacaktır.
Bu insanlara savaş hukuku uygulanmalıdır, tutuklu statüsünde görülüyor iseler de mahkemeye çıkarılmalıdır. Müslüman ülke yöneticileri ve BM gibi uluslararası kuruluşlar baskı yoluyla Amerika'nın esir ve rehine olarak tuttuğu bu insanların tarafsız mahkemelerde yargılanması için üzerlerine düşeni yapmalıdır. Dünyanın pek çok ülkesi üzerinde emperyalist hesapları bulunan ve fiilen de askeri kuvvetler ve üsler bulunduran Amerika'nın BM'deki veto yetkisi kaldırılmalıdır.
Guantanamo başta olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğrayan mazlumun yanında olduğumuzu bu münasebetle bir kez daha kamuoyuna deklare ediyoruz. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.