Hüda Par'ın Türkiye Siyasetindeki Görevi
Türkiye’de siyaset yapmanın zor ve sıkıntılı olduğu bir dönemde “sistemin değil halkın partisi” şiarıyla yola koyulan Hür Dava Partisi, amblemini, programını ve tüzüğünü kamuoyuyla paylaştıktan sonra merak edilen birçok soru kendiliğinden cevaplanmış oldu
Türkiye’de siyaset yapmanın zor ve sıkıntılı olduğu bir dönemde “sistemin değil halkın partisi” şiarıyla yola koyulan Hür Dava Partisi, amblemini, programını ve tüzüğünü kamuoyuyla paylaştıktan sonra merak edilen birçok soru kendiliğinden cevaplanmış oldu. Özellikle, parti programının deklare edilmesinin ardından kimileri önyargıyla, kimileri ise hakkaniyeti gözeterek eleştiriler yaptı; kendince bazı tespit ve değerlendirmelerde bulundu.
Şuana kadar parti programına dair yapılan tespit ve değerlendirmelerin geneline bakıldığında, yapıcı ve insaflı değerlendirmelerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu da, Hüda Par’ın dersine çok iyi çalıştığı ve görevine iyi hazırlandığı, bununla beraber doğru bir çizgide olduğu/olacağı ve Türkiye siyasetine yeni ve İslamî bir çehre kazandıracağı sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Aslında Hüda Par’ın programını önyargısız ve adalet terazisinden şaşmadan okuyan herkesin bu sonuca varacağı/varması gerektiği kanısındayım. Çünkü Hüda Par’ın programında zikredilen konular, hem insani hem de İslamî söylem ve hedeflerdir. Bireylerin hak ve hukukunu, özgürlük ve eşitliğini bahse konu eden maddelerdir. Etnik ayrımcılık gözetmeden, haksızlıklara uğramış ve mağdur edilmiş bütün halkların mağduriyetlerinin giderilmesi için devletin acilen tedbir alması gerektiğini beyan eden ifadelerdir. İnsanların manevi değerlerden hızla uzaklaştı(rıldı)ğını ve bunun için de hassasiyet ve sorumluluk sahibi insanların/oluşumların gerekli önlemleri almalarının elzem olduğunu gündeme getiren konulardır.
Bunlarla beraber, Hüda Par’ın “parti programı”nda yer alan önemli söylem ve hedeflerinden/görevlerinden bazıları şunlardır:
Adaleti, İslamî perspektifle yeniden tesis etmek; Toplumun temel değerlerini siyasete taşımak ve hâkim kılmak; İnsanı insan yapan değer ve yargıları yeniden ihya etmek ve yaşanılır hale getirmek; Toplumu sistemle değil, sistemi toplumun inanç değerleriyle uyumlu hale getirmek; Yargının adil, bağımsız ve tarafsız olmasını sağlamak ve bunun için gerekli çalışmaları yapmak; Başörtüsü ve tesettürün kamu ve özel alan ayırımı olmaksızın her alanda serbest kılınmasını sağlamak…
Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve eşitsizliği ortadan kaldırmak ve refahı tabana yaymak; İnanç ve ibadet hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak; Maneviyatsızlığın ve ahlaki yozlaşmanın önüne geçmek; Toplumsal huzur ve barışa katkı sunmak; Hükümlü ve tutukluların haklarının savunucusu olmak ve hak iadelerinde aracı olmak; Yıllardır konuşulan ama bir türlü çözülemeyen Kürt sorunun, adalet temelinde nihai çözüme kavuşmasını sağlamak…
Hakkın ve layığıyla siyasi temsilden yoksun camiaların temsilcisi olmak; İnsanların içine düştüğü manevi buhranlardan, maddi yoksunluklardan, ezilmişlik ve dışlanmışlıklardan kurtarmaya çalışmak; Can, mal, ırz, akıl ve nesil emniyetini güvence altına almak; yapılan zulüm ve zorbalıklara, hukuksuzluk ve kanunsuzluklara taraf ve seyirci olmamak; Ümmeti Muhammedîn yakınlaşmasını ve vahdetini sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak ve bu gibi çalışmaları desteklemek…
Evet, dile getirdiklerimiz Hüda Par’ın programında ele alınan konuların ve ülke siyasetinde üstlendiği görevlerinin bazılarıydı. Sonsuz güç ve kudret sahibi Allah Tebareke ve Teâlâ, Hüda Par’a, programında, çalışmalarında ve Türkiye siyasetinde üstlendiği bu yeni ve önemli görevde başarı ve muvaffakiyet nasip etmesi temennisini dile getirdikten sonra, yazımıza şu tespitlerle devam edelim.
Hüda Par’ın hassasiyetlerini, kırmızıçizgilerini bilen ve programını okuyan biri olarak rahatlıkla şunu dile getirebilirim ki; Hüda Par bu programıyla, kavramların içinin boşaltıldığı, değerlerin eskitildiği ve önemsizleştirildiği, çoğu yerde de sözün anlamını yitirdiği bu dönemde Türkiye siyasetine çok önemli katkılar sağlayacak, önemli roller ve görevler üstlenecek, mutlak çözümler üretecek, inancından ötürü ötelenenlere hamilik yapacak, mütedeyyinlerin sorunlarını siyasi platformlarda gür bir sesle dile getirecek ve en önemlisi de “dava”sı İslam’ın “hür” olması yolunda durmadan ve yorulmadan gayret gösterip çalışanları hakkı ve layığıyla temsil edecektir.
Tabi “dava”sı yüce dinimiz İslam’ın “hür” olması/ilke ve prensiplerinin bilinmesi, yaşanılması ve yaşatılması olan ve bu uğurda yılmadan, yorulmadan çalışanlar ve bunlarla beraber, yıllardır ülkemizde İslamî hassasiyetleri ön planda tutan siyasi bir partinin eksikliğinden söz edenler de; adaletin yeniden tesisini programının önceliklerinden sayan Hür Dava Partisi’ne sahip çıkmalı, Türkiye siyasetinde üstlendiği yeni görevinde destek vermeli, olumlu olumsuz eleştirilere karşı sözcüsü olmalı, her ortam ve her şartta yardım ve dualarını esirgememelidirler.
Davası; Hidayet, Hürriyet, Hakkaniyet, Adalet, Huzur, Barış, İnsanların kaynaşması ve Zulmün sona ermesi olanlara selam olsun.
(Muhammed Şerif/Hürseda Haber)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.