Hüseyin Sarıağaç islam için kendini feda etti

Hüseyin Sarıağaç islam için kendini feda etti

Elazığ'da özel harekât timlerince katledilen Hüseyin Sarıağaç'ın hanımı ve annesi Hüseyin'in ahlakını, katledilme anını ve olay sonrasında yaşadıkları mağduriyeti gazetemiz Doğruhaber'e anlattı

Elazığ da 13 yıl önce özel harekât timlerince gece yarısı Hüseyin Sarıağaç'ın evine baskın yapıldı. Baskın esnasında evde eşi ve üç çocuğu da vardı. Özel harekât timlerince Hüseyin Sarıağaç'a hiç bir uyarı yapılmadan direk ateş açılarak yargısız infaz yapıldı. Hüseyin Sarıağaç'ın eşi Özlifet Sarıağaç, 2002 deki olay gecesini ve sonrasını gazetemize anlattı. Olayın etkisini hala üzerinde taşıyan acılı eş yaşadıklarını ağlayarak anlatırken o geceyi tekrar yaşar gibiydi. Özlifet Hanım, yaşadıkları acıları, polisin eve nasıl baskın yaptığını, cenazeyi almaya giden acılı babaya polislerin hakaretlerini ve kendilerine yapılan haksızlıkları anlattı.

POLİSLER HİÇBİR ŞEY DEMEDEN ATEŞ ETMEYE BAŞLADILAR

Evlerine baskın yapan özel harekâtçı polislerin evlerinin kapısını kırdığı gibi hiçbir uyarı yapmadan ateş etmeye başladığını anlatan Özlifet Hanım, “Hüseyin o gece gelip beni uykudan kaldırdı. ‘Kalk' dedi. Gözümü açtığımda giyinmiş ayakta bekliyordu. ‘Ne oldu' dedim. Odadan çıktı ben de onun peşinden gittim. Biz konuşurken birden kapımız kırıldı. Kapıyı kırdıktan sonra hiçbir şey demeden ateş etmeye başladılar. Eşim de onlara karşılık verdi…” dedi.

EŞİMİ VURDUKTAN SONRA ‘TESLİM OLUN' DİYE BAĞIRDILAR

Polislerin eşini vurduktan sonra ‘teslim olun' diye bağırmaya başladıklarını anlatan Özlifet Hamın, “Çocuklar silah sesleriyle uyandıktan sonra bağırmaya ve ağlamaya başladılar. Ben içeri geçtim bir an öyle sakinleşti. Polisler ara ara ateş etmeye ara verip tekrar başlıyordu. Çocuklarımın yanına gittim, onlar benim üstüme atıldılar. Oğlum ‘anne, anne ben ıslandım!' dedi. Meğer o da yaralanmıştı. Bir ara ayağa kalktım, kapının önüne geldim. Hüseyin'e seslendim. O esnada nerden geldiğini bilmediği bir kurşun bana da isabet etti, yaralandım. Ayakta duramayıp geri çocuklarımın yanına gittim. Çocuklarıma sarılarak öylece bekledim. Hüseyin kapının önüne gelip, ‘Hakkın helal et, ben gidiyorum' dedi. O da yaralanmıştı. Aksayarak dış kapıya doğru yürüdü kapının önünde yere yığıldı. O yere düştükten sonra ‘teslim olun' diye bağırdılar.” şeklinde konuştu.

Polislerin eve girdikten sonra etrafa rastgele ateş açtığını ve bir polisin oğlunun kafasına silah dayadığını anlatan Özlifet Hanım, “Çocuklarımı alıp salona geçtim. ‘teslim olun' diye bağırıyordu polisler. Ben evde kimse yok dedim. İçeri girdiler. Bizi yere yatırdılar. Ayakları ile sırtımıza basıyorlardı. İçeri girenler tek tek odaları gezip rastgele taradılar. Sonra onlardan biri kızıp siz ne yapıyorsunuz hemen bizi ayağı kaldırdılar. Hanifi(oğlum)'nin başına silah dayayarak ‘Murat nerde? Kim nereye kaçtı?' diye sordu. Ben de evde bizden başka kimse yok dedim. Daha sonra bizi gözaltına aldılar. Ben ve oğlum Hanifi yaralanmıştık. Hanifi'yi Devlet Hastanesi'ne kaldırdılar. Beni de oranın fakültesine götürdüler. Daha sonra kızlarımı götürüp yurda attılar. Hanifi 8 gün hastanede kaldı. Ben de 4 gün hastanede 2 gün gözaltında kaldım.” ifadelerini kullandı.

EŞİM ALLAH YOLUNDA ŞEHİT OLDU

Eşinin İslam için mücadele ederken şehit olduğunu ve bununla şeref duyduklarını anlatan Özlifet Hanım, “Ahlakı çok güzeldi, çok yumuşaktı ama sinirlendi mi onun karşısında kimse duramazdı. Sürekli takip altındaydı. Eşim İslam için mücadele edip, şehid olmuşsa bu bizim için şan ve şereftir ki Allah'ın izniyle öyledir. Bu yolda insanın niyeti neyse, mücadelesi de odur. O bu yolda şehit oldu. Allah şehadetini kabul etsin.” dedi.

Doğruhaber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.