Annemin rahatsızlığından dolayı arayan bir arkadaşım ile hasbihalden sonra konu ülkedeki adı konmamış krize geldi.

Anlattıklarını dinlediğimde içimizdeki Trumplarla mücadelede işimizin ne kadar zor olduğunu anladım.

Cuma sabahı baharat ve karabiber siparişi veriyor arkadaş…  Kendisi esnaf… Öğleden sonra arıyor “bizim siparişler nerde kaldı” diye.. (Tabi bu arada dolar inanılmaz bir hızla yükseliyor) toptancısı “depoda mal kalmadığı için siparişlerinizi birkaç güne ancak yetiştirebiliriz” diyor. Arkadaş toptancının yalan söylediğini, derdinin fırsatçılık olduğunu bildiği için restini çekiyor “bir daha dükkânıma ayak basma, sen fırsatçısın!”

Bu rest üzerine (arkadaş sektörde güçlü bir esnaf olduğu için) toptancı “abi bir yanlış anlama oldu. Senin siparişleri getiriyoruz” moduna giriyor.

Arkadaşın anlattığına göre toptancı malı getirdiğinde arabasının arkasında Orhun alfabesi ile “Türk” yazılı… Yani bizim fırsatçı aslında koyu milliyetçi!… Ama bedeninin bir yerinde saklanmış olan içindeki Trump harekete geçtiği için milliyetçilik hak getire…

Kuru söylem milliyetçiliğin basit bir örneği aslında yaşanan… Kazanma hırsı, krizle beraber fırsata dönüşünce birdenbire Trump'un yanında konumlanıyor. Söylemsel bazda milliyetçi olan, vatansever olma iddiası taşıyan pek çok kişinin içinde bir Trump var. Trump demek kapitalizm demek, “ben kazanayım da komşumdan bana ne” felsefesi demek!

Aziz İslam insanın Trumplaşmasını engellemek için manevi müeyyideler koymuş! Aslında İslam'ın maddi yani somut müeyyideleri de var ama İslam'ın devleti olmadığı için ancak manevi müeyyidelerini konuşabiliyoruz.

Şüphesiz İslam'ın devleti olsaydı fırsatçılarla amansız bir mücadele verilebilirdi. İslam'ın insanı sayısal olarak bu ülkede ciddi bir yekûn tutsaydı bu ekonomik saldırı kolaylıkla bertaraf edilebilirdi.

Trumplaşmış insan tipi ile(toptancı örneğinde görüldüğü üzere) ancak İslam'ın insanı mücadele edebilir(esnaf örneğindeki gibi).

Oysa elimizin altında ne İslam'ın insanı var ne de İslam'ın devleti! Peki bu durumda akıntıya boyun mu eğeceğiz! Asla… Ama mevcut sistemin insanı canavarlaştırdığını arabasında kurtbaşı fotoğrafı taşıyan insanların da (sözde) devletinin yanında, insanının ise tam karşısında konumlanabildiğini görebilmeliyiz.

Henüz dolar krizinin ilk dakikalarında kasasını şişirme hayali kuran bir milliyetçi çizgi ile mi bu kuşatmayı yaracağız.

Bu kuşatma yerli ürünlere zam üstüne zam bindiren sözde yerli marketlerle hesaplaşmakla mümkün. Dolar yükselince bu halk zarar ediyor da enflasyon yükselince kâr mı ediyor?

Elhasıl biz dışımızdaki Trump'a direniriz ama bir de arkadan vuran Trumplar var. Onlarla mücadele etmek iktidara düşer.